Orhan Erinç
Orhan Erinç oerinc@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Ortaklık Bitti Ama Kumpas Bitmedi...

19 Mart 2015 Perşembe

Adalet ve Kalkınma Partisi ile Cemaat arasındaki ortaklığın 2004 yılından sonra, hapis cezasını barındıran yasaları oluşturma amaçları son takipsizlik kararı ile gözler önüne seriliverdi.
Amacın başında Türk Silahlı Kuvvetleri’ni güçsüzleştirme, kızılan bilim insanları ile gazetecileri eylemsizleştirme geliyordu.
Pek çok kez yazdım. Ergenekon, Balyoz, İstanbul ve İzmir’deki askeri casusluk ve şantaj, Odatv, şike gibi, ortaklık bozulduktan sonra “kumpas” olduğu açıklanan davaların açılması, sürdürülmesi ve karara bağlanması bir dizi yasa değişiklikleri ile sağlanabilmişti.
Ceza Yasası’nda, Terörle Mücadele Yasası’nda, Ceza Muhakemesi Yasası’nda, gizli tanıklığı en güçlü delile dönüştüren Tanık Koruma Yasası’nda hukuku yok saymayı kolaylaştıran değişiklikleri bilmeyen pek kalmadı sanırım.

***

Tasarı ve yasa önerilerini 24 saatte yasalaştırmayı, hatta sonradan anımsanan eksikleri, tasarıyı komisyona geri çekmeden Genel Kurul’da görüşülürken 10 dakikada gideren parmak çoğunluğunun 12 yıldır özenle rafta bıraktığı iki tasarı var.
Kişisel Verilerin Korunması Tasarısı ile Devlet Sırrı Tasarısı.
Kişisel Verilerin Koruması Tasarısı bundan sonra çıkarılsa da MİT’e verilen, polis ve jandarmaya verilmek istenilen yetkilerle işlevsiz kalmaya mahkûm durumda.
Gelelim Devlet Sırrı Tasarısı’na.
22 Nisan 2008’de TBMM Başkanlığı’na sunulmuş ve Adalet Komisyonu’nda beklemeye alınmış.
Aradan 2011 milletvekili genel seçimi geçince kadük olmuş.
Yeni Tayyip Erdoğan hükümeti 21 Ekim 2011’de yenilemiş ve yeniden komisyonda beklemeye alınmış.
Aklınıza “Peki beklemenin Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a suikast iddiası ile ne ilgisi var” sorusu gelebilir.
İddiatarihi19Aralık 2009.Takipsizlik kararı verilmesinin tarihi ise 11 Mart 2015.
Kovuşturmaya yer olmadığına dair uzun karardaki ayrıntılardan ve önceki Genelkurmay başkanlarından Orgeneral İlker Başbuğ’un açıklamalarından öğreniyoruz ki suikast iddiası, TSK’ye yeni bir kulp takmak için Kozmik Oda’ya sızma niyetini gerçekleştirmek amacıyla uydurulmuş.
Kozmik Oda’nın girişe açılması emrini de Genelkurmay’a Başbakan Erdoğan vermiş.
Gelelim komisyonda bekletilen tasarının hikmetine.
“Devlet sırrı ve devlet sırrı taşımayan bilgi ve belgelerin mahkemelere verilmesi” başlıklı 8’inci madde şöyle başlıyor.
“(1) Mahkemelerce talep edilen devlet sırrı niteliği taşıyan bilgi ve belgeler Kurulca (Devlet Sırrı Kurulunca) gerekçesi belirtilmek suretiyle verilmeyebilir. Ancak verilmeyen bilgi ve belgeler davada ilgili aleyhine sonuç doğurmaz.”
Tasarının yasalaşmamış olmasının bir başka yararı da(!) Genelkurmay’ın “devlet sırrı” iddiası ile yargıya direnmesi sonucu ortaya çıkıyor. Mahkeme bu itirazı “Devlet sırrının yasal tanımı yok” gerekçesiyle reddediyor.
Aramanın kapsadığı süreç de tartışmalı.
Suikast şüphelilerinin daha Kozmik Oda’nın bağlı olduğu askeri birimde görev almadığı süreci de arama kapsamına alma girişimi de dikkat çeken bir başka nokta.
Belirli sözcükler girilerek yapılan arama ise hemen hemen 1990’lara kadar iniyor.
Anlaşılıyor ki ortak kumpas, ortaklık bittikten sonra da uzun yıllar bitmiyor...



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları