Turgay Şeren’in Çağrısı Artık Vasiyeti Oldu...

09 Temmuz 2016 Cumartesi

Şeker Bayramı bitti ama ben daha yeni ayırdına vardım. O da uzun tatil nedeniyle İstanbul’un boşalması sayesinde. Önünde park eden otomobiller ya da dönüşüm furyasının kamyonlarıyla beton karıştırıcıları olmadığı için reklam panolarının kabak gibi ortaya çıkması nedeniyle.
Bizim sokağı dik kesen sokağın üzerindeki panoda şöyle yazmışlar: “Bu bayram bizim / Bu memleket hepimizin / Bayramımız mübarek olsun.”
Panoda, AKP Genel Başkanı ve Başbakan Binali Yıldırım’ın yüzünden sevecen bir gülümseme yansıttığı yakışıklı bir resmi de var.
Bayram kutlamasında bile ayrımcılık sırıtıyor.
Bu memleket hepimizinse, bayram neden hepimizin olmuyor? Yıldırım niye, hem de onca ve olasıdır ki devlet kesesinden harcayarak kendi bayramını kutluyor?
Televizyonlarda dönen AKP reklamında ise Yıldırım; birlikten, beraberlikten, ortak mutluluktan söz ediyor.
Demek ki takma akıl arada kendisini kanıtlamak için kaçınılmaz olarak devreye giriveriyor.

***

Spor yaşamımızın devlerinden Turgay Şeren’i de sonsuzluğa uğurluyoruz. Batı Almanya ile 1951’de oynadığımız maçtaki olağandışı başarısı nedeniyle ağzımızın alıştığı gibi “Berlin Panteri” diyoruz, ama aslında o, adının yanına hiçbir sıfat sözcüğü eklenmesine gerek olmayan bir spor insanıdır.
Sporculuğu kadar, spor yazarlığına da tanık olmuşumdur. Bir dönem Güneş gazetesinde kapı yoldaşıydık. Maç sonu ya da maç öncesinde camla kapatılmış odalardan birine kapanır, kollarını arkasında bağlar, hem odayı adımlar hem de yazısını daktilo başındaki genç spor gazetecisine yazdırırdı.
Fenerbahçe-Galatasaray rekabetinin arkasındaki dostluktan, başkanların geç saatte sokakta rastladıkları rakip futbolcuları uyardıklarından ben de söz etmiştim. Ama kaçırmış olmalıyım ki, ölümü nedeniyle yinelenen Halit Kıvanç Ustamızın kendisi ile yaptığı söyleşiden öğrendim.
Fenerbahçe’nin “uçan kaleci” diye anılan kaptanı ve kalecisi Cihat Arman, Galatasaray’daki ilk yıllarında her çarşamba günü İnönü Stadı’nda (ki Avrupa yakasındaki ilk modern tesisti) kendisini özel olarak çalıştırırmış.
Bugünkü kuşakların ortam nedeniyle anlamakta zorlanabilecekleri bir yaklaşım.

***

Galatasaray Kaptanı’nın dostluk çağrısı artık bir vasiyet niteliğinde. 12 Eylül paşalarının Atatürk’ün vasiyetine gösterdiği saygısızlığa duyduğumuz tepkiyi anımsayarak benzer saygısızlığı Kaptan’a göstermeyelim derim.

***

Ebedi Dostluk Ezeli Rekabet (EDER) üyeleri 2016-2017 futbol dönemine “Turgay Şeren” adının verilmesi için bir kampanya başlatmışlar.
Çok iyi yapmışlar. Ben de destekliyorum. Görev Türkiye Futbol Federasyonu’na (TFF) düşüyor...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları