Özdemir İnce

Aydın’da incir düşmanı termal

01 Kasım 2022 Salı

Yılmaz Özdil’in 27 Eylül 2022 tarihli Sözcü gazetesinde yayımlanan “Gökyüzünün Altındaki En Güzel Yeryüzü” başlıklı yazısında termal gücün kullanılmasının Aydın kentini ve doğasını nasıl berbat ettiğini okuyunca bir kez daha zulama başvurmaya karar verdim. Bu konuda Aydın’ın Altı Kazan (Hürriyet, 9.12.2003)  ve Bir Kez Daha Aydın’ın Altı Kazan (Cumhuriyet, 14.12.2018) başlıklı iki yazı yayımlamışım. Bu yazıda 9.12.2003 tarihli yazımın bir bölümünü bilginize sunuyorum.

***

[Başta bu durum olmak üzere Aydın’ın sorunlarını, şimdisini ve geleceğini Ege Bölgesi Sanayi Odası Aydın Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı A.Tahir Işıklıoğlu, Aydın Ticaret Odası Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Baştuğ ve Aydın Ziraat Odası Yönetim Kurulu Başkanı Arif Gürdal ile konuştum.

 Üç başkan da DPT’nin sıralamasının görece olduğunu, Aydın’ın Türkiye’nin en gelişmiş kentleri arasında yer aldığını söylediler. Devletin verdiği rakamlara göre Aydın ilinin kişi başına milli gelir payı 2600 dolar ama bu rakamda Kuşadası’nın hatta Didim’in payı olduğu için 800 dolarlık bir indirim yapmak gerekiyor. Aydın’ın milli geliri bu duruma göre 1800 dolar. Bunu özellikle belirtiyorlar çünkü devlet illere milli gelirlerine göre yardımda bulunuyor. Ve Didim ile Kuşadası yüzünden Aydın’ın aldığı yardım düşüyor. Bu yanılsamayı yaratan işyerleri, özellikle sarraflar ve oteller vergilerini başta İstanbul olmak üzere başka illerin vergi dairelerine yatırıyorlar.

Ben tanıklık ederim. Açın önünüze coğrafya atlasını, Aydın hiç de acınacak durumda değil. Belki işbirliği, ortaklık, koordinasyon eksikliğinden söz edilip kentin ve ilin bireyci girişim saplantısı eleştirilebilir.

Aydın’ın geleceğe doğru büyük bir sıçrayış yapması için elinde çok önemli kozlar var. Bunlardan biri, Aydın’ın altında kaynayan kazan, jeotermal enerji.  1960’larda Denizli yolu üzerinde bir borudan gökyüzüne buhar yükselirdi. Bu buhardan elektirik üretmek, konutları ısıtmak için kahve sohbeti projeler yapılırdı. MTA 1981-2000 yılları arasında 5 jeotermal alanda sondajlar yapmış ve 17 kuyu açılmış. Ömerbeyli sahasında 9, Salavatlı sahasında 2, İmamköy sahasında 1, Ilıcabaşı sahasında 2, Alangüllü sahasında da 2 kuyu var.

Jeotermal enerji konut ısıtmada, elektirik enerjisi üretiminde, sanayide ve turizmde kullanılabiliyor. Ömerbeyli köyü seracılık yapabilmek için kuyularının faaliyete geçmesini bekliyor. Ama kuyuların ağzı kapalı. MTA Ömerbeyli’deki şantiye-istasyonunu kapatmış.

Neden? Çünkü Aydın havalisindeki jeotermal sularda yüzde 30-60 arasında bor madeni varmış. Bunun anlamı şu: Borlu su bitkileri öldürdüğü, toprağı çoraklaştırdığı için tarımda kullanılamıyor. Yeryüzüne çıkartılan suyu Menderes Nehri’ne ya da denize akıtmak da mümkün değil. Bu da tehlikeli. Ama bir çare var, jeotermal suyu kullandıktan sonra tekrar toprağa pompalamak, toprağa gömmek. Şu anda bu alanda çalışmalar yapılıyor.

Aydın sanayi odası jeotermal enerji ile üretilen elektriği, ikisi çalışır durumda, yedisi projeden uygulamaya geçmeye hazırlanan 9 organize sanayi bölgesinde kullanmak için umutla bekliyor. Çünkü bu jeotermal enerji ile elektrik üretebilse 1 kilovatı 1 sente mal olacak.]  (Hürriyet, 9 Aralık 2003)

***

Yukarıda yazdığım gibi Aydın bölgesinde ağzı kapalı 33 kuyu vardı. Kapalı olmasının nedeni kuyulardaki borlu suyun toprağı çoraklaştırması ve bitkileri öldürmesi söz konusu idi. Yeryüzüne çıkartılan suyu Menderes Nehri’ne ya da denize akıtmak da mümkün ama bir çare vardı: Jeotermal suyu kullandıktan sonra tekrar toprağa pompalamak, toprağa gömmek.

Yılmaz Özdil, termal enerji kullanımının Aydın’ı öldürdüğünü yazmakta. Demek ki zorunlu önlemler alınmadan işbaşı yapılmış. AKP kafasının marifeti olmalı! Bu nasıl iş? Önümüzdeki yüzyılın “peynir gemisi”ni lafla yürüten kafanın işi!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Sorumluluk 16 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları