Özdemir İnce

Hamamda türkü çığırmak

07 Ağustos 2020 Cuma

Yazının adı “Yar bana bir eğlence medet!” olacaktı. Başlığı Hacı Google’a yazdım ki karşıma kendim çıktım. Meğer iki yıllık Aydınlık serüvenimde bu başlıkla, 1 Aralık 2013 günü, bir yazı yayımlamışım. Siz benim “Huysuz adam” ünüme bakmayın, bilen bilir, aslında gırgırı, kelime oyunlarını çok severim. Yazı şöyle başlıyor:

Bu kez durum başka: Lanetlik huyumu bir yana bırakıp ben de kalabalığa katılıp dalgamı geçeceğim. Bu yüzden yayın programımı bile değiştirdim.

AKP tarikatı hükümeti ile Fethullah Cemaatinin tepişmesi Karagöz-Hacivat kapışmasını andırıyor sevgili seyirciler. Şimdi perdemizi açalım ve izleyelim. Ancak Hacivat ve Karagöz iki rolü (AKP ve Cemaat) de sırayla oynamaktadır.

Bugünler o günlerin bir başka türlüsü. Hiçbir insani olay saf değildir: Komedide trajedi, trajedide komedi vardır.

***

Hagia Sophia müsameresinde de çok eğlendim: Bıraksan Viyana üzerine üçüncü sefer açacak bir başıbozuk kalabalık (aslında “galebellik” diye yazmak isterdim), başı Mağrip’te kıçı Maşrık’ta (ya da tersi), başı cenupta kıçı şimalde (ya da tersi) kıblesini, okuduğu duanın anlamını bilmeyen bir kalabalık. Tamamı Hagia Sophia’yı altın yumurtlayan tavuk ya da Alaettin’in lambası sanmakta. Hagia Sophia’da namaz kılınırsa işsizlerin iş bulacağı, evsizlerin evleneceği, midelerin acıkmayacağı, Suriyeli işgalcilerin memleketlerine döneceği sanılmakta. Tam anlamıyla bir karnaval havası… Ertesi gün Hanya’yı Konya’yı öğrenecekler ama bırakalım arpa ambarı düşleri görmeyi sürdürsünler…

***

Eğlence devam ediyor: Osmanlı sevmeyenlerin ağzına biber süren, Alaman şansölyesi Otto von Bismarck’ın (1815-1898) “Abdülhamid Avrupa’nın en büyük diplomatıdır” dediğini kulaklarıyla duymuş olan sosyete tarihçisi İlber Ortaylı, Hagia Sophia müsameresi işlerine karışmış da “Hukukunu müdafaa edemeyecek tarihi büyüklerimizin savunmasını tarihçiler ve tarih bilenler yapar” diyesiymiş. Sizleri bilemem ama ben İlber Ortaylı’ya bağlı eşeğimi bile emanet etmem. Kim bu tarihi büyüklerimiz? Tuzsuz Deli Bekir mi, Yedi Sekiz Hasan Paşa mı, Kabakçı Kel Mustafa mı?

***

Şenlik bitmedi. İktidarın bülbüllerinden yani sözcülerinden Ömer Çelik de şakımış:

Sorumluluğumuz ahlaki ve siyasidir. Siyasal temeli olmayan kamplaşmalar yerine ortak ideallerimizle geleceğe yürümeliyiz. Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır. Milletimizin duası ve desteğiyle, Cumhurbaşkanımızın liderliğinde ülkemiz ve insanlık için erişilmez denilen hedeflere yürüyoruz. Cumhuriyetimiz parlamaya devam edecektir. Milletimizin tüm fertleri bu gelecekte pay sahibidir… Tarihten bugüne kesintisiz bir halka olarak devam eden mücadele azmimizi daha da kuvvetli kılıyoruz… Mensubu olmakla şeref duyduğumuz milletimiz, insanlık ailesinin seçkin ve saygın mensubudur. Buna layık olmak hepimizin borcu ve kaderidir. Cumhuriyetimiz ilelebet payidar kalacaktır. Cumhurbaşkanımızın dirayetli yönetimiyle milletimizin özlemlerine sağlam adımlarla ulaşacağız. Duamız milletimizledir. Gayretimiz biricik ülkemiz içindir. Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!” dimiş… Yürrü gardaşım dutan mı var?!

***

Vallahi de billahi de iki gözüm kör olsun ki gözlerim yaşardı. Atatürk’ün “Yaşasın Türkiye Cumhuyeti” haykırışını bir sağcının ağzından ilk kez duyuyorum. Biliyorsunuz Yaşasın Cumhuriyet adlı bir kitabım da var.

Ancak Ömer Çelik’in sözlerine katılmak için ona inanmamız gerekir: Siyasal temeli olan ya da olmayan kamplar kuracaksın, sonra da “ortak ideallerimizle geleceğe yürümeliyiz” diyeceksin. Senin hedefin cumhuriyeti yıkmak, bizim hedefimiz onu korumak. Devrimci Cumhuriyetin temellerine dinamit koyacaksın, sonra da “Türkiye Cumhuriyeti ilelebet payidar kalacaktır” diyerek bizimle dalga geçeceksin. Cumhuriyetin kurucu ilkelerini ayağının altına alıp elini yıkarken “Kurtuluş Savaşımızın başkomutanı, devletimizin kurucusu ve ilk Cumhurbaşkanımız Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve İstiklal Savaşı kahramanlarını rahmetle ve saygıyla yâd ediyoruz. layık olmak hepimizin borcu ve kaderidir. Cumhuriyetimiz ilelebet payidar kalacaktır” diyeceksin ve ekleyeceksin: “Cumhurbaşkanımızın dirayetli yönetimiyle milletimizin özlemlerine sağlam adımlarla ulaşacağız!

Bu Ömer Çelik bizimle resmen dalga geçiyor!

***

Ey Ömer Çelik, sizin Bergama Milli Eğitim Müdürü Nuri Kiraz da “Lozan Antlaşması çöpe atılsın!” demiş. Bana göre tam anlamıyla falakalık bir adam ama siz de gerekeni yaparsınız artık!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları