Özdemir İnce

Kendini Müslüman sanan birinin itirazı

15 Eylül 2019 Pazar

Aklını kullanmayan Müslümanların çağa neden uyum sağlayamadıklarına, neden geri kaldıklarına dair, Suriyeli Adonis (Ali Ahmed Esber) ile Türk bilgin ve filozof Prof.Dr. Niyazi Kahveci’yi tanık gösterek birkaç yazı yayımladım. Bunun üzerine “çağa uyumsuz bir Müslüman”dan bu tipin zihinsel yapısına örnek olacak iki itiraz iletisi aldım. Yazıldığı gibi bilginize sunuyorum:

***

Erdoğan Bey iyi günler diliyorum. Son günlerde genelde din, özelde İslam ile ilgili yorumlarınızı okuma fırsatı buldum. Sizin gibi Marksist yazar- çizerlerin İslamı gerçek ve saf haliyle anlamalarını beklemek safdillik olur. Elbette tarihi süreç içerisinde yerel, bireysel, gelenek ve göreneklerin ve sapkın erkek egemen yorumların din telakki edildiği, gerçek dini perspektiften uzaklaşmış Müslümanların da sistemli bir gerileme içine girdikleri gerçeği görmezden gelinemez. Gerçek ilahi tebliği, yani İslamı, tağyir edilerek bir ucube haline getirilmiş Yahudi ve Hırıstiyanlık ile karıştırmanız büyük bir cehalet. İslam, evrensel insani değerleri ve temel kısmi bazı alanları belirleyerek yönetimsel tüm alanları insana bırakmış, değişen şartlara uyumu da insanoğlunun erdemli fikri ve ilmi derinliğine havale etmiştir. Hatalı Müslümanların uyguladıklarını, dinin kendisi telakki etmenizi teessüfle kınıyorum. İlim, İslamın önem verdiği en değerli alandır ve din, hiçbir hal ve şartta ilimle çelişmez/çelişemez, çünkü ilimsiz yaratılmış hiçbir “âlem” yoktur. Kevniyat muhteşem bir ilim deryasıdır ve bunun sahibi, ilmin de sahibi olan Allah’tır. İnanmayabilirsiniz. Ama biliniz ki Allah; hayatın her zerresini ilimle yarattığı gibi yarın, diriltilip hesaba çekileceğiniz gün “Keşke fırsat verilse de tekrar dünyaya geri dönüp iyi ameller işlesem” diye debelenmenin de fayda vermeyeceğini akıl sahiplerine söylüyor.
Din ilimdir, ilim de din. Evet Müslümanlar maalesef ilimden uzaklaştı. Bu dinin değil Müslümanların suçu. Nasıl ki komünistler ABD’nin piyon ve oyuncağı olduysa, Müslümanlar da dünyalığa tapar oldular.

***

Bu çok kazı koz anlayan itiraza şöyle cevap verdim: “Adım Erdoğan değil. Din ilimse, ilim de din(!) ise; ‘Evet Müslümanlar maalesef ilimden uzaklaştı’ ise bana neden yazıyorsunuz?
Ve şöyle bir ek itiraza muhatap oldum:

***

İsminiz sehven ve otomatik klavyede öyle yazılınca tashih edememişim demek ki. İnançsızlığınızla ürettiğiniz ve amel defterinize yazılacak fitne ve karalamalarınız dine hiçbir zaman zarar veremeyecek. Şakşakçılığa alıştığınızdan eleştirilmeye tahammülsüzlük göstermenizi anlıyorum. Size yazmaya çok da meraklı değilim. Kapitalist ruhlu komünistlerin dünyada hangi cinayetlerin mimarı olduğunu, tuzu kuru Marksist “Beyaz Türkler”in Siyonizmin kuklası olduğunu, hiçbir ilke ve değerlerinin olmadığını çok iyi biliyoruz. Bizim dinimiz bizim, sizinki de sizin olsun.

***

Bu nasıl iş? Ne ben, ne alıntı yaptığım Adonis (Ali Ahmed Esber) ve Prof.Dr. Niyazi Kahveci, Allah’ı ve Kuran’ı tartışmıyoruz. İtirazcı Müslüman gibilerin zihinsel yapısını tartışıyoruz. Bu evrende “tartışılmaz olan” hiçbir şey yoktur. Tanrı da, dinler de tartışılır. İnananlar da tartışıyor zaten.
Bu vatandaşlar İslam öncesini cahiliye olarak tanımlıyorlar. “Cahiliye” sadece Araplara yönelik değildir, bütün dünyayı hedeflemektedir. Peki Sümer, Mısır, Yunan, Çin, Hint uygarlıkları cahillerin ürünü mü oluyor? Yunan bilim adamları ve filozofları cahil miydi? Araplar neden bu filozofları tercüme etti?

***

Tanrı’yı, peygamberleri, dinleri, din kitaplarını rahat bırakın, dogmatik (nas) inanç ve düşüncelerinizi bilimle sınava sokmaya kalkışmayın. Hiçbir din kitabı fizik, kimya, biyoloji, zooloji, botanik, arkeoloji konularında sınıf geçemez. Ama inanın, inanmaya devam edin! Sizin bileceğiniz iş. Saygı duyarız. Ama dinler ne ilimdir ne de bilimdir!

***

Uğur Dündar’ın 12.9.2019 yazısından (Sözcü) öğrendim: Bir tarih doçenti, İstanbul Boğazı’nı Türklerin kazarak açtığını iddia ediyormuş. Buna göre, 1453’ten önce İstanbul Boğazı yokmuş. Peki Çanakkale Boğazı’nı kim açtı?
Hal bu olunca aklıma şu geliyor: Bizim itirazcı da sakın bir akademisyen olmasın?



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları