Özdemir İnce

Laiklik üzerine safsatalar

24 Eylül 2019 Salı

Laiklik’in sadesi, orta şekerlisi, az şekerlisi, şekerlisi olmaz; demokratik olanı/olmayanı olmaz; ılımlısı/ılımsızı olmaz; laiklik dinle güreştirilemez, dinden icazet almaz… Uzatmaya gerek yok: Göklerin egemeni dindir; yeryüzünün egemeni laikliktir. Laiklik göklere karışmaz ama din kurumu esnafı, yeryüzüne ve nimetlerine (para, siyaset, iktidar vb.) pek meraklıdır.
Laiklik ve din aynı mekân ve zamanda etkin olarak bir arada bulun(a)maz. Egemen din, mezhep ve cemaat öteki din, mezhep ve cemaatleri ezmek, yok etmek ister. Laiklik varsa bu amacına erişemez. Ama laik devlet hiçbir din, mezhep, tarikat ve cemaatin özel koruyucusu değildir.
Henri Pena-Ruiz Tanrı ve Marianne (Dieu et Marianne) adlı kitabında bu durumu ahmakların bile anlayacağı şekilde anlatır: “Laiklik, Fransa’da, inançlı Protestanları ve Yahudileri özgürlüğüne kavuşturdu” (s.236) Yani Katoliklerin baskısından kurtardığını söylüyor. Şimdi, 3.5.2008 tarihli Hürriyet gazetesinde yayımlanan bir yazımı hatırlayalım:

***

‘Demokratik laiklik’ safsatası
Laikliğin bilimsel tanımını nasıl yaparsak yapalım, bu tanıma şu son cümleyi eklemezsek tanım eksik kalır: “Laiklik, devleti, bireyi ve toplumu dinlerin (her dininin) saldırısına karşı eşit oranda korumak zorundadır.” Bu cümlenin başına en klasik tanımı koyalım: “Laiklik din ve devlet işlerinin ayrılmasıdır.”
Güzel! Ama birinci cümleyi bu cümlenin arkasına eklemezsek, laiklik iğdiş edilir.

***

Demek bir de “Demokratik laiklik” var imiş?.. Laiklik kuşkusuz ne bir din ne de ideolojidir. Ama tarafsız tanım yapmak zorunda olan sözlüklerde, laiklik, “Kurumlara dinsel olmayan bir nitelik vermeyi amaçlayan öğreti” olarak tanımlanmaktadır. Yani okulların, adaletin ve öteki toplum ve devlet kurumlarının dinsel referanslardan arındırılmasını amaçlayan ilkedir. Cumhuriyet devrimlerinin dayanağı olan ilke.
Bu ilke ya uygulanır ya da uygulanmaz! Uygulamanın da “demokratik”i, “antidemokratik”i olmaz. Safsata ve mugalatadır! Pasif (edilgen) laiklik yoktur; laiklik aktiftir (etkendir).
Laiklikte “kız oğlan kız ama altı aylık gebe” durumları olamaz. Saf-kurnaz tilkiler bu durumu “laik sofuluğu” olarak sunmak istiyorlar ki laikliğe sofuca bağlı olmadan laik devlet ve toplum varlığını sürdüremez.

***

“Demokratik laiklik” gibi zırvalarla yıllardır boğuşmaktayım. Adam Sanat dergisinin Ekim 2004 (Sayı: 225) sayısında yayımlanan ve Sami Selçuk’un bir yazısını eleştirdiğim “Laik Laiklik” başlıklı yazımı şöyle bitiriyorum:
“Laiklik konusunda zihinleri bulandırmak için bireyin ve toplumun özgürlüğünden, inancını yaşama özgürlüğünden söz ederler. Laiklik’in amacı o özgürlüğün önünü kesmek değil, tam tersine öteki bireylerin inanç özgürlüğünü, toplumun esenliğini ve toplumsal barışın varoluşunu sağlamak için söz konusu özgürlüğün sınırlarını belirlemektir. Paris Siyasal Araştırmalar Enstitüsü’nden Prof. Dominique Colas da benim gibi düşünüyor, ‘Laik devlet yurttaşını din baskısından korumalı’ (Cumhuriyet, 22.10.04) diyor.”

***

Anladığım kadarıyla bireyi, devleti ve toplumu dinlerin faşistçe baskısına karşı korumayan laikliğe demokratik laiklik diyorlar. Neden olmasın, referansı din olan bir laiklik’i demokratik laiklik (!) olarak düşünüyorlardır. Yani “Laik olmayan laiklik demokratik (!) laikliktir” diyorlar. Tartışalım mı? Buyurun tartışalım! (Hürriyet, 3.5.2008)

***

Not: Geçen yazımın (22/9/2019) birinci paragrafının son cümlesindeki “yapmayacakmış”, “yapacakmış” olacak: “Demek ki laiklik cumhuriyet ve devrimlerinin yeminli düşmanı mezhepler, cemaatlar ve tarikatlara karşı eşit mesafede duracakmış, hakemlik yapmayacakmış” değil, “Demek ki laiklik cumhuriyet ve devrimlerinin yeminli düşmanı mezhepler, cemaatlar ve tarikatlara karşı eşit mesafede duracakmış, hakemlik yapacakmış” olacak. (Devam edecek)



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları