Ortak akıl değil ortak zekâ
Özdemir İnce
Son Köşe Yazıları

Ortak akıl değil ortak zekâ

09.05.2025 04:01
Güncellenme:
Takip Et:

Son yıllarda “ortak akıl” diye bir kavram, ne anlama geldiği hiç düşünülmeden moda haline geldi. İnsanların bütün organları ortak sanılır ama hepsi benzerlik bakımından ortaktır. Ancak parmak izleri ortak değildir. Aslına bakarsanız benzerlik dışında bedenler arasında bir ortaklık yoktur. Her beden, her vücut tektir ve öz olarak benzersizdir, özerktir. Örneğin herkeste iki köprücük kemiği var ama benim sağ köprücük kemiğim üzerinde bir lira büyüklüğünde siyah bir mühür var. Organlar arasında bir ortaklık olsaydı organ naklinde bir sorun olmazdı. Ali’nin böbreğini al Veli’ye tak. Ama olmuyor.

Kullanıldığı ortam ve yazılı metne bakmadan, “kulaktan duyma” yöntemiyle yapılan çeviriler yanlış ve gülünç sonuçlar verir. Örneğin Fransızlar “hela” (tuvalet, memişhane) karşılığı olarak “sans numéro” (“san” diye okunur) deyişini kullanırlar ve kapıya bu nedenle “00” imini yazmışlar. Bizim Hacıfışfışlardan biri Fransızca “sans” sözcüğünü, gene “san” olarak söylenen “cent” (yüz sayısı) sanıp kapının üzerine “yüz numara=00” diye yazmış. Türkçede bu türden yanlışlar çoktur ve müsebbibi de cehalettir.

“Ortak akıl” da böyle bir hödüklüğün sonucu.

Zekâ= Intelligence, insanı hayvandan ayıran özellik.

Akıl= Raison, l’Entendement, l’Esprit, Le Jugement, La modération.

Tanım: Akıl, zekânın temel yetisidir. Dürüst olmak gerekirse bu, zihnin yapısı, doğuştan gelen gereksinimleri, evrensel ve ebedi ihtiyaçları göz önüne alındığında, özel bir yetenekten daha az önemlidir.

Tanım: Zekâ ya da ruh biliminde anlak, zihnin öğrenme, öğrenilenden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir. Başka bir deyişle zekâ, zihnin birçok yeteneğinin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler birleşimidir.

[Tanım gereği ortak (kolektif) zekâ, ortak (kolektif) düşünme ve işbirliği yapma eylemiyle bağlantılı bir çalışma yöntemidir. Bir çalışma grubu içinde istihbaratın heyecanı, her ekip üyesini bir inovasyon (yenilik, buluş, icat) sürecinin uygulanmasına dahil etme ve harekete geçirme yeteneğine dayanır. Yönetim, müşteri referansları ve ürün güncellemeleri hakkındaki fikirlerimizi konuşuyoruz. Bu makaleyi İngilizce olarak okuyun. Ana sayfamızı ziyaret ettiyseniz sizi “toplu aklı açığa çıkarmaya” davet ettiğimizi görmüşsünüzdür. Bu bir pazarlama toplantısında tasarlanan bir slogan değil, işbirliğine dayalı karar almanın iyi araştırılmış bir konseptidir (fikir, kavram, anlayış, düşünce, mefhum, izlenim; zihinde bir tasarım). Bu fikre bir göz atalım, ekibinizin kolektif zekâdan nasıl yararlanabileceğini ve Kantree’nin özelliklerinin bunu yapmanıza nasıl yardımcı olduğunu görelim. (İnternetten)

KOLEKTİF ZEKÂNIN TEMELLERİ

“İki kafa bir kafadan daha iyidir.” Muhtemelen bu sözü birçok kez duymuşsunuzdur. Amerikan Psikoloji Derneği’nin karar vermeyle ilgili bir makalesine göre bu ifade, “grup halinde çalışan insanların, tek başına çalışmaya göre doğru karar verme olasılıklarının daha yüksek olduğu” fikrini yansıtıyor.1

PEKİ KOLEKTİF ZEKÂ NEDİR?

“Doğru”nun tam anlamı tartışılabilir olsa da bu tanım Harvard Business Review’da kolektif zekânın nasıl tanımlandığına çok iyi uyuyor: “Kolektif zekâdan bahsettiğimizde, bir grubun kendi kendini organize etme ve içindeki bireylerden daha fazla bilişsel yetenek sergileyen genel davranış sergileme yeteneğinden bahsediyoruz.”

Makalede “kolektif zekânın yaratıcılığı serbest bırakmak, katılım yaratmak ve iş performansını artırmak için harika bir araç olabileceği” vurgulanıyor.

Bana inanmıyorsanız Jacques Rancière’in La Haine de la démocrasie2 “Demokrasi Nefreti”3 adlı kitabını okuyun.

“Demokrasi, ne oligarşiye halk adına hükmetme imkânı veren yönetim biçimidir ne de metanın gücünün düzenlediği toplum biçimidir. Demokrasi, oligarşik iktidarların elinden kamusal yaşam üzerindeki mutlak gücü sürekli geri alma eylemidir.” 4

Ortak akıl: Ortak zekâ ile eşanlamlı değildir. Ortak akıl, temsilci (vekil) akıldır: Bireysel akıllar birleşip, ortaklaşıp toplam aklı bir (tek) kişiye teslim etme halidir. Birey kendi aklını kullanmaktan vazgeçmiş, kullanma hakkını bir vekile ya da bir “sahip”e teslim etmiştir. Bir toplumun bir bölüğü de akıllarını bir sahibe teslim etmiş olabilir. Tıpkı Türkiye’de R.T. Erdoğan’ın sahiplik durumu gibi. Buna tek adamın totaliter rejimi denir ki öldürücü bir mikroptur.

---

1. İnternetten alıntı.

2. La fabrique édition, 2000

3. İletişim Yayınları, 2014

4.  A.g.e., s. 104