Özdemir İnce

Rabbena hep bana

16 Ekim 2022 Pazar

10 Ekim 2022 günü TELE1’de sabah haberlerinde gene Murat Taylan’ı izliyordum. Çok sevdiğim ve beğendiğim bir sunucu. Seyirciyle zorlanmadan ilişki kuruyor, Türkçeyi iyi kullanıyor ve Halk Tv’nin Can Coşkun’u ve benzerleri  gibi yerli yersiz “detay” demiyor. Murat o sabah türban sorununa değinirken İslamcıların siyasal simgesi türban için “Yeri göğü inletiyorlar ama alkolü, festivalleri, şarkıcıları yasaklıyorlar” dedi ve o der demez aklıma “Rabbena hep bana” deyişi geldi. Ben merkezciliğin, açgözlülüğün, doymazlığın, başkalarını umursamamanın eksiksiz tanımı.

Aynı gün Cumhuriyet gazetesinde Dilan Ayırkan’ın “AKP’li belediyeler alkol satış izni için servet istedi” başlıklı haberini okudum: “İstanbul’daki AKP’li Sancaktepe Belediyesi ilçede içki satışını zorlaştıran bir karara imza attı. Belediyenin ekim ayı meclis toplantısında tekel bayi açma başvurusu yapanlardan istenen mesafe uygunluk yazısının 2023 yılı tarifesine zam yapıldı.”

Bunu okuyunca aklıma 2003 yılında yaşadığım bir olay geldi: Üzerinde, “İletişim Şûrası Münasebetiyle Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı Abdullah GÜL Sn. Özdemir İNCE’den 20 Şubat 2003 Perşembe günü saat: 20.30’da vereceği akşam yemeğini onurlandırmalarını rica eder” yazılı bir davetiye aldığım için terbiyem gereği davete katılmıştım. Yemekte içki verilmediğini görünce, konukluk ilişkisinin aleyhime bir “Hak İhlali”ne dönüştüğünü  düşünüp oradan sessizce ayrılmıştım. Bunu öğrenen Vakit gazetesi (25.02.03) fotoğrafımın üzerine “Fransız ekolünden geldiği için kırmızı şarap krizine girmiş!” diye yazmıştı.

Ankara’da 25 yıl yaşadım.TRT televiyonundaki görevimden dolayı sefaretler dahil olmak üzere birçok resmi ve özel kokteyl ve yemeklere katıldım. Davet sahipleri evrensel görgü kuralları gereği her zaman içki sundu. Bunun tersine, ilk kez zamanın başbakanı Abdullah Gül’ün davetinde tanık oldum. O davetteki yasak bugünlerin habercisiydi. Bu konuda epeyce yazı yazdım.

AKP Genel Başkanı Erdoğan, “Aç geziyorlar yine de içiyorlar” demişti bir ara. İnsanların içki içmesi değil aç gezmesi ayıp. İnsanları aç gezmesi ise AKP genel başkanının uyguladığı çağdışı ekonomi programının ayıbı.

Murat Taylan çok haklı. Daha önce kim bilir kaç kez yazdım: Türban, yerel ve geleneksel başörtüsü değil kesinlikle, siyasal İslamın uluslararası simgesi. Hem siyasal, hem dinsel bakımdan ayrımcı, ayrılıkçı saplantının savaş simgesi. Anayasa Mahkemesi’nin ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin okullarda ve resmi dairelerde kullanılamayacağına dair kararları var. Var ama AKP iktidarı bu kararları tanımadı ve “Dediğim dedik çaldığım düdük!” dedi. Bu tavır başlangıçtı. Amaçları, mevcut anayasanın laiklikle ilgili maddelerini kaldırmaktı. Bunu 20 yılda, barış içinde başaramadılar. Ama yasama ve yargıyı ıskartaya çıkardılar. Laik Cumhuriyetin kurumlarını işlemez hale getirdiler. Yapılan yolsuzluklar arşa yükseldi. Aynı zamanda halkın vergileriyle ve “sosyal yardım” kisvesi altında besledikleri 20 milyon dolaylarında  güdümlü bir seçmen kitlesi yarattılar. Hürriyet’te yazarken bu işlemi “sadaka ekonomisi” olarak tanımlamıştım.

AKP 20 yıllık iktidarında devleti “Asabiye” siyasetleriyle aşiret düzeyine indirdi, bizzat dini ve halkın din duygularını iğfal etti. Atamalarda, imam hatip ve ilahiyat diplomasını kayırma ölçüsü yaptı; kadınlar iş bulmak için türbanlanmak zorunda kaldı. Merkez Bankası’nın düşük faizi saplantısıyla  ekonomiyi çökertti. Bütün dileğim 2023 Haziran ayında cıngar çıkarmadan iktidardan gitmeleri. Ancak aynı yılın temmuz ayında çok daha büyük bir acı yaşayacaklar: AKP’nin faşizan baskıları sona erdiği, demokrasi geldiği için türban taşıyan kadınların çok büyük bir bölümünün başlarını açtığını görecekler.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları