Özdemir İnce

Sayın İnce

10 Ağustos 2021 Salı

3 Ağustos 2021 tarihli ve “Orman yangınına teselli çayı” adlı yazımla ilgili olarak İstanbul Üniversitesi (Cerrahpaşa) Orman Fakültesi öğretim üyesi Prof. Dr. Kenan Ok’tan aldığım iletiyi, yararlı olacağını düşünerek aynen yayımlıyorum. Kendisine çok teşekkür ederim.

***

Sayın İnce,

Bugünkü yazınızı da ilgiyle okudum fakat sanırım bilgi kaynağında bir sorun var. Türk Hava Kurumu (THK) web sitesinde yer alan kuruluş tüzüğünün 4. maddesinin “c” fıkrasını aşağıya kopyalıyorum.

“Türkiye’de havacılığın kuruluş ve gelişmesini sağlamak, genel havacılık (havadan yangın söndürme, hava ambulansı, tarifesiz seferler) alanında Türk milletine hizmet etmek.”

İfadeden anlaşıldığı gibi dernek statüsünde olan THK, üyelerinin iradesi, bakanlar kurulunun onayı ile yangın söndürmeyi görev bilmiş bir kurumdur. Kuruluş amacı ve bu gibi kamusal görevleri gereği THK’ye “kamu yararına çalışan dernek” statüsü verilmiştir. 

Asıl sorun, bir kamusal amacın “ticari faaliyet” kapsamına dönüşmesidir. THK, zamanla iktisadi işletme kurmuş (Gökçen AŞ) ve ticari faaliyetlere başlamıştır. İçerisine düşürüldüğü borç durumunu bilemem. Fakat ticari faaliyetinin potansiyel müşterisi olarak ne yazık ki Orman Genel Müdürlüğü’nü (OGM) saptamıştır! OGM de kendisini müşteri kabul etmiş, “orman yangınlarıyla mücadele” kamusal görevini görürken yine bir kamu kurumu sayılması gereken THK’yi “hizmet satan tacir” konumuna sokmuş, “ticari ilişki” temelinde ihalesine kabul etmiş veya etmemiştir. 

Bence asıl tartışılması gereken de budur. THK’nin kişisel merakları için hava aracı kiralayanlardan, uçakla gezme heveslilerinden, zevkine paraşütçü veya pilot kursu almak isteyenlerden, “kâr” elde etmesi, bu kârlarla da “kamu yararına çalışan dernek” statüsü kazandıran görevleri yapması kabul edilebilir. Ancak bu tutumu orman yangınına müdahale, sağlık sorunu olan bir vatandaşı hastaneye eriştirme alanlarına yansıtması, bana göre kabul edilemez bir durumdur. Büyük Atatürk’ün, askeri havacılığa ek bir sivil havacılık birimi kurarken bir gün bu derneği yönetenlere “huzur hakkı, kâr payı kazandıracak” iktisadi işletme kurma fırsatı vermek istediğini düşünemiyorum. THK’ye kurban derisi toplama hakkı tanıyan kamunun veya deri bağışlayan vatandaşın “bu paralarla işletme kurun, sonra da yine benim olan ormanları söndürme işinden kâr edin” diye bağış yaptığını da düşünemiyorum. Vatandaşın bağışladığı deri ile satın alınan uçakla, yine vatandaşın ormanını söndürmek nedir? 2021 yılında var olan uçakların da THK aracılığında bir şirketten kiralandığı gözden kaçırılmaktadır. Neden THK bir şirketin ortağı veya görünürdeki yüzü olarak orman yangını “piyasasına” girmiştir? 

Sayın İnce,

OGM, geçmişte orman yangınlarıyla uğraşırken belediyelerin ve diğer kamu kurumlarının araçlarını kullanmıştır. Fakat hiçbir belediye veya kamu kurumu, “yangında çalışacağım ama akaryakıt parası ne olacak” dememiştir. Çünkü bunlar mevzuatla düzenlenmiş ve kamu kurum kültürü halini almıştır. OGM yangın sırasında oluşan giderleri ödemiştir. Öyleyse, bu düzen neden THK ile OGM arasında kurulamamaktadır? Olası nedenleri dile getirmeye, bir akademisyen olarak utanıyorum. 

Önerim, 6831 sayılı orman yasasında yapılacak düzenleme ile OGM’nin THK araçlarını kullanmasının öncelik olduğunun mevzuata girmesidir. Orman yasasının yangınla ilgili maddelerine yapılacak bir ekle hangi hallerde THK araçlarına ek araç ihalesi yapılabileceği ortaya konur. THK’nin, araç modernizasyonu ve sürdürülebilir bir finansman kapasitesini oluşturmak üzere, her yıl OGM’den yapılacak ödemenin miktarı ve şekli, çıkarılacak yönetmelikle belirlenebilir. Böylelikle, yangın en azından kamu kurumları arası bir ticari zeminden kurtulur.

Hava araçlarının kullanılmaya başlandığı ilk yıllarda, OGM’nin bir hava filosu kurması gündeme gelmiştir. Kurum içerisinde bir havacılık birimi oluşturulmuşsa da en uygun hava araçlarının satın alınmasından liyakate uygun pilotların seçimine, yangın dönemi dışında araçların, personelin atıl kalmasına kadar çeşitli sorunlar zamanla ortaya çıkmıştır. Bu deneyimle “uçan araçların havacılarca yönetilmesi, ormancıların da ormancılığa odaklanması” sonucuna varılmıştır. 

Bu dönemleri hatırlıyorum. Meslek hayatı havacılıkla geçen insanların yönettiği THK gibi bir kamu örgütü varken ormancılığın bu alanda büyümesi istenmemiş, ulusal kapasiteden yararlanalım denmiştir. Böylelikle, sadece ormancılıkta değil, THK’nin elindeki araçların; orman, tarım, sağlık, denizcilik ve diğer sivil alanlarda da kullanılacağı ve “kamu araçlarının” kullanım etkinliğinin artırılacağı düşünülmüştür. Bu bakış, tamamen mesleki taassuptan uzak, kamucu bir bakıştı! Fakat ne yazık ki sonraki yıllar, pek çok şeyin değiştiği gibi bu bakışlar da değişmiştir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları