Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Sivil anayasa, sefil anayasa
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Yargıtay Başkanlığı’nda düzenlenen 2023-2024 Adli Yıl Açılış Töreni’nde yaptığı konuşmanın yeni anayasayla ilgili bölümünü İletişim Başkanlığı’nın yayımladığı 1 Eylül 2023 tarihli metinden aktarıyorum:
“Bu hayal, Türkiye’yi darbe anayasası ayıbından kurtararak yeni, sivil, dili ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayan, Türkiye Yüzyılı’na yakışır bir anayasaya kavuşturmaktır. Darbe anayasasının gölgesinde Türkiye Yüzyılı’nı konuşmayı, ülkemiz ve demokrasimiz için zül addediyoruz.
Milletimize vaadimiz olan birinci sınıf demokrasi, birinci sınıf ekonomi ve birinci sınıf özgürlüklerin tamamlayıcısı, birinci sınıf anayasa olacaktır. Türkiye Yüzyılı vizyonumuz, böyle bir anayasayla daha güçlenecektir. Bunun için 85 milyonun tamamının sahipleneceği ve ‘İşte benim anayasam’ diyerek baş tacı edeceği bir metni, artık milletin takdirine sunmamız gerekiyor.”
Cumhurbaşkanı Hazretleri’nin yaptığı konuşmalara itiraz etmeyi alışkanlık haline getirdim ama suç bende değil. Demokrasiyi yalapşap benimsemiş bir halkın tamamı bile kendi oyuna sunulmuş herhangi bir anayasa metnine kesinlikle “İşte benim anayasam diyerek baş tacı” etmez. Sadece bizde değil dünyanın herhangi bir yerinde bile.
1961 Anayasası, 9 Temmuz 1961’de halkoyuna sunulmuş katılanların yüzde 60.4’ü tarafından kabul edilmiştir. Referandum sonucunda yüzde 39 oranında ret oyu, bu anayasanın toplumun tüm kesimlerince benimsenmediğinin kanıtıdır.
12 Eylül cuntası, hazırladığı anayasanın yüzde 100 “evet” oyu alması için her türlü tezgâhı hazırlamıştı. 7 Kasım 1982 günü yapılan halkoylamasında yüzde 8.63 “RET” oyuna karşılık yüzde 91.37 “KABUL” oyu çıktı. Yine yüzde 100 değil!
R.T. Erdoğan’ın halkoyuna sunacağı “yeni anayasa”nın halkın oyunun yüzde 50.01’ini alacağını bile düşünmek mümkün değil.
Bir ülkeyi iyi anayasalar, iyi yasalar yönetmez. İyi niyetli, adil, çağının çağdaşı, donanımlı, laik, demokrat, insan hak ve özgürlüklerine saygılı hükümetler yönetir. Bu niteliklere sahip bir hükümet çok kötü bir anayasayla bile başarıya ulaşır. 1982 Anayasası, yerine “yepyeni” bir anayasa yapılacak kadar kötü mü? Elbette hayır. R.T. Erdoğan iktidarı mevcut anayasanın ilk dört maddesini mevcut TBMM ile kaldıracak ya da değiştirecek bir anayasa yapamaz. Bunun nedenini açıklayacağım. Başyücelik, TBMM ile kendi beğeneceği bir anayasa hazırlayacak olursa, yaptığı uygulamalardan esinlenecek olursak, kuvvetler ayrılığını değil birliğini seçecek demektir. Fazla örnek vermeye gerek yok, Başyücelik rejiminin mevcut anayasaya göre gayri meşru olan uygulamalarını meşrulaştıracak bir anayasa hazırlayacaktır. Anayasa Mahkemesi, Yargıtay, Danıştay ve Sayıştay belki kaldırılacak ya da iyice kuklalaştırılacaktır.
Bu yepyeni anayasa büyük bir olasılıkla egemenliği halktan alıp Tanrı ve Kuran’a verecektir. Şu anda AKP ve MHP ortaklığının böyle bir şey yapması mümkün değil. Böyle bir şey ancak 1982 Anayasası’nın bir hükümet darbesi tarafından ilga edilmesiyle mümkün olabilir.
Mevcut duruma göre Başycüce yepyeni bir anayasa yapamaz ancak ilk dört madde ve 174. madde dışında, yeterli oy bulursa, değişiklikler yapabilir. 1982 Anayasası, olağan TBMM’ye asli kurucu iktidar yetkisi vermediği fakat türev (tali) kurucu iktidar yetkisi verdiği için 1982 Anayasası’nın tamamı değiştirilemez. Ancak kısmen değiştirilebilir. Ya da 1958’de Fransa’da olduğu gibi TBMM sadece anayasa hazırlamakla özel görevli (ad hoc) bir kurucu meclis kurabilir. AKP hükümeti bu yöntemi seçerse, TBMM, yeni bir anayasa hazırlamak üzere bir kurucu meclis seçilmesini sağlayabilir. TBMM kendi yasama görevini yerine getirirken kurucu meclis yeni anayasayı hazırlayıp onaylanmak üzere halkoyuna sunabilir.
Asli kurucu iktidar niteliklerine değil de türev (tali) kurucu iktidar niteliklerine sahip AKP ağırlıklı TBMM, kuramsal olarak, ilk dört madde dışındaki anayasa değişikliklerini yapabilecek konumda. Fakat Anayasa Mahkemesi’nin kapatmayla ilgili 30 Temmuz 2008 tarihli “laikliğe aykırı fiillerin odağı haline geldiği” kararından sonra bunu yapması etik açıdan doğru olmaz. Eh artık bu kadar kusur kadı kızında da olur!
AKP iktidarının kendi kafasındaki anayasayı yapması mümkün değil. Şu anki TBMM de bir tali (türev) iktidar olduğunu anlayıp kabul ettikten sonra anayasayı, ilk dört madde dışında, kısmen değiştirebilir. Bunun yöntemini de ben öğretecek değilim artık.
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- İBB, Bilal Erdoğan dönemindeki taşınmazları geri aldı
- Erdoğan'dan flaş 'Suriyeliler' açıklaması
- ATM'lerde 20 gün sonra yeni dönem başlıyor
- Lütfü Savaş CHP'den ihraç edildi
- Suriye’de şeriatın sesleri!
- 'Onun ne olduğunu iyi biliyoruz'
- Hamaney 'Suriye' sessizliğini bozdu!