Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Suriye ve değersiz yalnızlık
AKP saltanatında dış siyaseti meslekten “monşerler” yönetmediği için dünyanın yüzde 95’i Başyüce’nin Suriye harekâtını onaylamıyor, protesto ediyor.
Atasözleri, vecizeler güzeldir, hoştur ama çoğu boştur. Rabia işaretli “Dünya beşten büyüktür” aritmetiği meğer doğru değilmiş. Onurlu ülkemizi, dünyanın (BM Güvenlik Konseyi) elinden o beşten ikisi (ABD ve Rusya) sonra biri değişerek gene ikisi (Rusya ve Çin) kurtardı. Çin üçüncü rauntta karşı tarafa geçti.
Sözcü gazetesi 13 Ekim 2018 tarihli sayısında “Türk’ün Türk’ten başka dostu yok” (Boş laf!) manşetli ve haritalı bir haber yayımladı. Haritada adı geçen 40 ülkenin 14’ü Müslüman, 26’sı başka dinden... Kuzey Afrika hariç Afrika ülkeleri ve Güney Amerika henüz suskun. Müslüman ülkelerden sadece Pakistan, Azerbeycan ve Katar Türkiye’den yana. Yavru Vatan bile kararsız. Neden? Nedeni şu:
***
1- Uluslararası ilişkiler, diplomasi: Türkiye bu harekâta yenik başladı. Çünkü artık deneyimli monşerlerin, geleneksel meslek memurlarının görüşlerine önem verilmiyordu. Dış işlerini imanlı (!) AKP’liler ve Cumhurbaşkanı’nın hatır-gönül diplomasisi yönetiyordu. Diplomaside hatır-gönül ilişkisine ve rabia aritmetiğine yer yoktu.
“Bir gece ansızın gelebiliriz” diye dünyaya ilan etmeden çok önce yetenekli, geleneksel ve monşer diplomatların bunun ne anlama geldiğini dünyaya ısrarla anlatacaktı. İkna görevini yerine getirecekti. Dünyanın yazılı ve görsel medyasında “Kürt” imgesiyle PKK/PYD/YPG imgeleri ayrımı zihinlere işlenecekti. Ülkenin üzerinden “İhvancı Çarşafı” kaldırılacaktı. Bunların hiçbiri yapılmadı. Kostaklandılar!
Suriye siyasetini yürütenler, devletin Kürt aşiretleriyle ilişkisini taa İdris-i Bitlisi’den (Yavuz Sultan Selim dönemi) itibaren ezbere bilmek zorundadır. Diplomasi hamaset ve hamakat ile yürümez.
***
2- Arap devletleriyle ilişkiler: AKP kadrosu, bu Selefi Müslümanlar, saçmadır ama bir mevali (Arap olmayan köle Müslümanlar) olarak Arap hayranı olabilirler, Araplaşmak isteyebilirlerler. Ama kimseyi aynı bilinçsizliğe zorlayamazlar. Çünkü bu ülkede içine hurafe ve yalan karıştırılmamış Kuran’ı ve hadisleri çok iyi bilen din bilginleri var. Hz. Muhammed’in Türkleri çok sevdiği yalandır, bazen sever, bazen sevmez. (Zecüc ve Mecüc ayetleri, rivayetleri. Araplar için, ancak Araplar ve Araplardan da ancak Kureyş kabilesinden ve Haşimi ailesinden olanlar halife olabilir. Yavuz Sultan Selim’den itibaren Osmanlı’nın halife olmasını kabul etmemişler, Abdülhamid’in beynelmilel İslamcılığına (panislamizm) kulak asmamışlardır.
***
3- Osmanlı, aşağılık duygusu ile medreselerde Arapça öğretimi zorunlu yapmış. Megoloman Arap da şeyhinden fellahına kadar Türkçe öğrenmeye tenezzül etmemiştir. Araplar baş tacı edilmelerine karşın Mağrip’ten Maşrık’a Osmanlı egemenliğini içine sindirememiş ve Osmanlı Devleti’ni kuran mevali (Arap asıllı olmayan Müslüman) halkı ümmetten saymamıştır. Araplarla ilişkide, Kuran’ı, Hz. Muhammed’in sözlerini ve sahih hadisleri iyi bilmek gerekir. AKP’nin bilmeye ihtiyacı yoktur.
***
Bu gerçeklere karşın AKP, Arapların karşısına halifelik ve Osmanlılık teziyle çıkmıştır. AKP ve dönemin başbakanı Erdoğan, Esad ailesiyle olan iyi ilişkiyi yanlış yorumlamış, vesayet ilişkisi sanmış ve İhvanı Müslimin kadrosunu korumak için Suriye’nin içişlerine karışmak gafletini göstermiştir.
“Rus televizyon kanalı Russia Today’e kapsamlı bir röportaj veren Suriye lideri Beşşar Esad,
Erdoğan’ın, Suriye’de de iktidara Müslüman Kardeşler geçerse kendi siyasi geleceğini garanti altına alacağını düşündüğünü belirtti. Suriyeli isyancılara Erdoğan’ın desteğinin bir diğer nedenini de şu sözlerle açıkladı: ‘Kendisini (Erdoğan) Osmanlı’nın yeni sultanı olarak görüyor ve Osmanlı İmparatorluğu dönemindeki gibi, tüm bölgeyi kontrol edebileceğini düşünüyor. Halife olduğunu sanıyor.’ ” (Hürriyet Planet Haber 09.11.2012)
***
Harekâtın gidişi, Türkiye ile Suriye işbirliğini zorunlu kılmaktadır. Esad’ın PKK/PYD/ YPG ile anlaşması durumunda, Türkiye’nin müdahalesi, iktidarın son anda hatırladığı “Adana Mutabakatı”na rağmen, meşruiyetini yitirir ve işgalci durumuna düşer. Türkiye bu duruma düşürülmemelidir.
Yukarıdaki satırları 48 saat önce yazmıştım. Şimdi PKK/ PYD/YPG Esad’ın emrine girdi. Esad düşmanlığı ülkemizi uçuruma sürüklüyor!
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı