Özdemir İnce

Üç yiğit kadın

23 Nisan 2019 Salı

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yerel seçimler kapsamında o mitingden bu toplantıya seğirtmesini eleştiren 70 yaşındaki hemşiremizin (bacımızın) sözleri sosyal medyada büyük ilgi görmüştü. “Görmüştü” diyorum çünkü sosyal medya denen memlekette asosyal bir ihtiyarım. Merak ettim ve yazıişlerindeki arkadaşlardan konuşmayı yazılı hale getirmelerini rica ettim. Editör Cafer Kurt aşağıdaki metni gönderdi. Kendisine çok teşekkür ederim. Sonra konuşmanın görselini buldum: Üç babayiğit kadın; üç harbi Anadolu kadını; Anamız ve bacımız! Başyüce’nin alnının çatına doğru gümbür gümbür konuşmakta! Konuşmanın yazılı metini şöyle:

***

Yol TV Muhabiri: (Sokak röportajları kapsamında yan yana oturan 3 kadına mikrofon uzatarak): “Yerel seçimlerde AKP oy kaybeder mi” diye soruyor.
Muhabir ile kadınlar arasında geçen diyalog şöyle:
Birinci Kadın: Eder eder, yüzde 70 eder.
(Bu sırada siyah giysili kadın mikrofona uzanıyor. Muhabir mikrofonu ona tutuyor)
İkinci Kadın (kendini Kara Ana olarak tanımlayan): Bundan emin ol.
Muhabir: Neden?
İkinci kadın (Kara Ana): Göreceksin, bu Kara Anan boşa konuşmaz. İsterse beni ipe götürsün, assın. Cumhurbaşkanı bir belediye seçimi için her köşede konuşmaz.
Bir onun ağırlığı var. Türkiyemizin şanı, şöhreti var. Sen bir cumhurbaşkanısın, her yere aynı olacaksın. Her yere gidiyor, oraya gidiyor buraya gidiyor. Ben yalan söylemem, önceden veriyordum, vermeyeceğim.
Muhabir: Önceden hep AK Parti’ye mi oy veriyordunuz?
İkinci Kadın (Kara Ana): Ona veriyordum, vermeyeceğim kızım.
Üçüncü kadın: Bir cumhurbaşkanı millete çay dağıtmaz. Hangi ülkede görülmüş. Varlık kuyruğu diyor. Varlık kuyruğu olur mu?
İkinci Kadın (Kara Ana): (Üçüncü kadını göstererek) Bu 74, ben 70 yaşındayım kızım. Az yaşımda değilim. Ben böyle bir şey görmedim.

***

2019 yerel seçimlerinde ibretlik işler oldu. Yasal dokunulmazlığın yanı sıra yasadışı dokunulmazlık kalkan ve zırhıyla donanmış, donatılmış, hem parti genel başkanı hem son derece Cumhurbaşkanı R.T.Erdoğan, gözleri gören, kulakları duyan ama ayağı bukağılı, eli kelepçeli, ağzı mühürlü belediye başkan adayları karşısında cenk etti. Benzetmek gibi olmasın: Tıpkı, bir Roma arenasında elleri çıplak, ayakları prangalı, uyuşukluk şerbeti içirilmiş adil ve asi bir lejyon generalinin karşısına bir Sezar çıkmış gibi... Sezar, generali tepeleyip geçit töreni yapacak!
Bu kadınlar adalet ve fırsat eşitliği ahlakına dayalı mücadelenin ne olduğunu çok iyi biliyorlar. Bir taraf durmadan hakaret savuruyor; öteki taraf “aynen iade ederim” dese, hakkında hakaret davası açılabilir! Akıldışı bir durum!

***

Mart ayı boyunca birkaç gazete dışında neredeyse bütün gazetelerin arka sayfasında “tam sayfa olarak” yayımlanan Reis teklamlarının parasını AKP dışında hangi kasa ödüyor? Belki de bedavadır! Böylesine bir bütçeyle kim yarışabilir? Seçim rekabetinin adil olabilmesi için adayların harcama bütçelerinin orantısız olmaması gerekir! R.T. Erdoğan herhangi bir belediyenin adayı değil! Hangi sıfatla Türkiye’nin muhalif belediye adaylarıyla yarıştı? Bunun (haksız olarak) yasal olsa bile etik açısından geçerli olmaması gerekir. Bu kusurlu durum yerel seçimleri lekedi.
Sadece reklam giderleri mi? R.T. Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı’nın maddi ve manevi olanaklarını AKP adaylarının lehine kullanması, sadece başarılı olma durumunda değil başarısız olup bozguna uğrasa da seçimi mutlaka lekeler, lekeledi. R.T. Erdoğan, kendi cemaatinin dev aynasında büyüttüğü o büyüleyici imgeyi tehlikeye attı, atıyor. İmge ölümsüz değildir. Ha bir şey daha var: Güneş ufuktayken gölge uzar ve bir saniye sonra yok olur! Ve bunların hepsi oldu!

***

23 Nisan’ı anlamadan Cumhuriyetçi ve çağdaş adam olmak mümkün değildir!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Din ve vicdan hürriyeti 13 Aralık 2024
Üst kimlik olarak İslam 10 Aralık 2024
Yandaş hakem 8 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları