Ayasofya (10)…

14 Temmuz 2020 Salı

AKP Reis-i Umumisi, Reis-i Cumhur, Veziri Azam Recep Tayyip Erdoğan, daha önce Gazi Mustafa Kemal Paşa’nın, “Türkiye Cumhuriyeti” şemsiyesi altındaki “Bizans’ın kilisesini”, “Osmanlı’nın camisini”, “tarihsel, kültürel, dinsel varlıkları” ile kurduğu “Ayasofya Müzesi’ni” Danıştay’dan karar çıkararak “cami” yaptı!

***

Danıştay’ın Ayasofya ile ilgili eski kararlarını anımsayalım…

2005… “Sürekli Vakıflar Tarihi Eserlere ve Çevreye Hizmet Derneği”, Ayasofya konusunda açtığı davada “1934 tarihli Atatürk’ün müze kararnamesinin” iptalini ve yürürlüğünün durdurulmasını istedi.

Ancak Danıştay 10’. Dairesi bu istemi reddetti.

2008… Bir başka başvuru da yine Danıştay 10’. Dairesi’ne yapılmıştı. Danıştay’ın aynı dairesi, “Ayasofya Camisi’nin müze olarak kullanılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı” gerekçesiyle reddetmişti!

Ayrıca “Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu” da 10. Daire’nin bu kararını onamıştı!

2016… Dernek, tekrar Danıştay’a dava açtı. Dernek, ayrıca bu dönemde Anayasa Mahkemesi’ne “din ve vicdan hürriyetinin ihlal edildiği” gerekçesiyle başvuru da yaptı.

2018… Anayasa Mahkemesi, Ayasofya’nın ibadete açılması başvurusunu, “incelenmeksizin, kişi bakımından yetkisizlik” nedeniyle “kabul edilemez” bulmuştu!

***

2020… Danıştay 10. Dairesi, “müzenin cami yapılması başvurusunu” kabul etti! Toplantıdan sonra Danıştay savcısı, basına “Davanın reddi gerekir!” ifadesini kullandı… 

Reis-i Umumi Erdoğan’dan, Danıştay Savcısı’nın açıklamasına tepki:

 “Yahu! Sen Kimsin?”…

Türkiye Cumhurbaşkanı, bir Danıştay savcısına “Yahu” diye hitap edebiliyor!

Terbiyeye bakınız…

***

Peki, 15 yılda Danıştay 10. Dairesi’nde ne değişti? Üyeler gitti…

Üyeler geldi… Peki, hukuki kurallar değişti mi? Hayır!      

HHH

İlginçtir! Bu kez, Danıştay 10. Daire toplantısına, adı açıklanmayan “Cumhurbaşkanlığı avukatı” da katılmıştı! Acaba bundan öncekilere neden bu avukat katılmadı?

Türkçede “3Y” olarak özetlenen “kuvvetler ayrılığı!” diye bir kural vardır… “Yasama, Yargı, Yürütme!”… Temel kural, bu “3Y’nin” birbirlerinin işlerine “hukuken” asla karışamamalarıdır!

Gel gör ki “Yürütmenin” başı, “Yargı” sürecinde bir “davaya avukatını” gönderebiliyor!

***

Reis-i Umumi Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerinde Tekirdağ’da düzenlenen mitingde konuşurken “Ayasofya, cami olarak açılsın” diye seslenen vatandaşların isteklerine “tezgâh” demiş, “Önce Sultanahmet’i doldurun, sonra bakarız!” diye yanıtlamış ve şöyle konuşmuştu:

 “Sultanahmet’i bir doldurun ondan sonra ona bakarız. Bak şimdi Büyük Çamlıca Camii’ni yaptık. 4 tane, 5 tane Ayasofya eder. O kadar büyük. 60 bin kişiyi alabilecek kapasitede. Ve Anadolu yakasında tüm İstanbul’da ve Türkiye’de en büyük camii oldu. Buyurun, mesele o değil. Bu işin siyasi boyutu var. Yan tarafta Sultanahmet’i doldurmayacaksın, Ayasofya’yı dolduralım diyeceksin. Bu oyunlara gelmeyelim. Bunların hepsi tezgâh!”

Peki, Reis-i Cumhur neden şimdi tezgâha geldi?

***

Erdoğan’daki bu temel değişikliğin nedeni, İstanbul Belediye Başkanlığı (İBB) seçimidir. 31 Mart 2019’da yapılan (İBB) seçimi CHP’den Ekrem İmamoğlu az farkla da olsa kazandı!

Oysa AKP’den Erdoğan 1994’te kazanmış, 2019’a kadar da o koltuğa hep AKP’liler oturmuşlardı. Şimdi nasıl olur da İstanbul’da böyle bir seçimi AKP kaybeder, CHP kazanırdı?

Peki, AKP, İstanbul’da bu kötü gidişi nasıl durdurabilirdi? İki parti arasında en önemli fark “laiklik” idi… O halde, CHP’ye İstanbul’da kendi silahı ile karşı koymaktı…

Ayasofya Müzesi’ni kim kurmuştu? Gazi Mustafa Kemal Atatürk! 6 oktan biri laiklik olan CHP’yi kim kurmuştu? Gazi Mustafa Kemal Atatürk!

O halde CHP yönetimi “sakalla bıyık” arasında bırakılmalıydı. Nitekim Danıştay’da Ayasofya konusu gündeme geldiğinden bu yana CHP’den hiç çıt çıkmadı, hiç tepki sesi yükselmedi…

***

Yalnızca geçen çarşamba günü CHP Grup Başkanvekili Engin Erkoç düzenlediği basın toplantısında şu açıklamayı yaptı:

 “Ayasofya’nın ibadete açılması konusundaki bir karara engel olmayacağız. Ayasofya’nın ibadete açılması konusunda tüm yetki iktidarda… Bu yönde bir karara engel olmayacağız. Ülkede açlık, yoksulluk varken Ayasofya’nın ibadete açılmasına yönelik tartışmanın gündeme gelmesi doğru değil…”

***

Demek ki Erdoğan, CHP yönetimini, kurucu Atatürk’ü Ayasofya’da laiklik ilkesinde inkâr ettirebilmişti!



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları