Namevcut Atatürk!

09 Nisan 2021 Cuma

Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nın 26. maddesinin 1. fıkrası şöyledir:

“Herkes, düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim veya başka yollarla tek başına veya toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir. Bu hürriyet resmi makamların müdahalesi olmaksızın haber veya fikir almak ya da vermek serbestisini kapsar.”

Öyleyse Türkiye Cumhuriyeti Reis-i Cumhuru, Vezir-i Azamı, AKP Reis-i Umumisi Recep Tayyip Erdoğan da bu serbestiden şöyle yararlanıyor!!!:

***

Okullarda “Andımız” uygulaması 1933’te başlamıştı. Metin yazarı Dr. Reşit Galip’ti. Galip, aynı zamanda “ezanın” Türkçe yazarıydı… Erdoğan, “Türkçe ezan zulmünün de yazarlarındandı” diyerek, herhalde “sen ezanı Türkçe yazarsan, ben de senden, her sabah Türküm demekle Türk olunmaz” sözleri ile intikamını alıyordu. Çünkü andın içinde Atatürk’ün adı geçiyordu!

***

“Devlet Nişanı”, “Cumhuriyet Nişanı” ile “Liyakat Nişanı”nda bulunan Atatürk kabartması, 15 Aralık 2013 tarihinde kaldırıldı.

Dönemin “Türk Kamu-Sen” Genel Başkanı Bağımsız Milletvekili İsmail Koncuk, yönetmelik değişikliğinin iptali için Danıştay’a dava açmıştı. Danıştay, nişanlarda Atatürk kabartmasının kullanılmasını öngördü. 

Ne var ki büyük Atatürk dostu (!) RTE, “karara itiraz etti, temyize gitti”.

Danıştay İdari Daireleri Kurumu, 2019’da 10. Daire’nin kararını tek oy farkla yerinde buldu. Mahkeme kararıyla madalyalara konulan Atatürk kabartması, yine mahkeme kararıyla kaldırılmış oldu! 

***

Atatürk zamanında müze yapılan Ayasofya Kilisesi, şimdi cami düzeninde! Geçici görevle “Ayasofya-i Kebir (Büyük) Camisi’nde” imamlık yaptırılan Mehmet Boynukalın istifa etti.   

Anayasanın değiştirilemez maddesi “laikliğin” çıkarılması önerisi nedeniyle tartışılan, kadınları hedef alan, siyaset dünyasına karışan Boynukalın, Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi’ndeki akademik görevine geri döndü…

Damat Ferit’in Ayasofyası ile Atatürk’ün Ayasofyası arasında büyük fark vardı. İşgal altındaki vatana ihanetin merkezlerinden biri Ayasofya idi. Damat Ferit Hükümeti, Milli Mücadele’yi “fitne ve fesat” diye hedef alırken Ayasofya’da işgalcileri destekleyen hutbe okunuyordu! 

Hafız İsmail’in Ayasofya Camisi’nde cuma günü vaazlarında İngiliz yandaşlığı yapması ve İngiliz Başbakanı David Loyd George’un “Biz Türklerle değil, İttihatçılarla harp ediyoruz” sözlerini aktarması unutulamaz… Milli Mücadele yalnız bir kurtuluş savaşı değil, aynı zamanda içerideki bazı güçlerle de savaştı… 

***

RTE, “Atatürk” adını taşıyan, başkent Ankara’ya yeşillik ve yöresel ürünler sağlayan “Atatürk Orman Çiftliği’ne” kaçak olarak “Ak Saray’ı” yaptırdı. 

Şimdi de İstanbul’da son Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin’in tahta çıkmadan önce kullandığı, Çengelköy sırtlarındaki “Vahdettin Köşkü”nü saraya dönüştürdü.

Ankara’daki sarayının bulunduğu yerde “Atatürk” adı geçmezken Osmanlı’nın son padişahından her gün televizyonlarda “Vahdettin Köşkü” ile vatan haini sultanın reklamı yapılıyor.

***

RTE, başbakanlığı döneminde, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun imzaladığı “kadınların hakları” ile ilgili uluslararası “İstanbul Sözleşmesi’nden” çekildi!

Sonuç:

2021’in ilk üç ayında erkekler 91 kadını öldürdü, 29 kadını taciz etti, 30 kadına tecavüz etti. Erkekler en az 198 kadını seks işçiliğine zorladı, en az 185 kadına da şiddet uyguladı, yaraladı. Yalnızca martta erkekler 36 kadını öldürdü... 

***

Türk Silahlı Kuvvetleri’ndeki (TSK) “kadın askerlerin türban takmasına izin veren yönetmeliğin iptali talebi” Danıştay’da oyçokluğuyla reddedildi. Kararda, “başörtüsünün laiklik ilkesine aykırı olmadığı” savunuldu.

Milli Savunma Bakanlığı, 15 Şubat 2017 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri Kıyafet Yönetmeliği’nde değişiklik yaptı. Resmi Gazete’de yayımlanmadan yürürlüğe giren yönetmeliğe eklenen maddeyle TSK’de kadın subay ya da astsubayların türban takmasının önü açıldı.

Danıştay 2. Dairesi, 5 üyenin 3’ünün oyuyla, yönetmeliğin iptali talebini reddetti. 3 üye arasında, 12. Daire’de görev yaparken Ayasofya’nın müze konumunu iptal eden karara imza atan üyelerden Hayriye Şirin Ünsel de yer aldı. Erdoğan, Ünsel’i önce “Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK)” üyeliğine atamış, görev süresi sona erince Danıştay üyesi yapmıştı!

***

Almanya’nın saygın düşünce kuruluşlarından “Bilim ve Politika Vakfı”, yeni raporunda, Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini mercek altına aldı. 2018’de yürürlüğe giren “Türk tipi cumhurbaşkanlığı” sisteminin, siyasette ve devletin işleyişinde yol açtığı değişimin incelendiği araştırma, çarpıcı saptamalar içeriyor. 

 42 sayfalık raporda yasama, yürütme ve yargı alanında yaşanan son gelişmeler değerlendiriliyor, demokrasi ve temel haklar alanında gerilemelere dikkat çekiliyor özetle şöyle deniliyor:

“Meclis daha güçsüz, güçler ayrılığı baltalanmış durumda, yargı siyasallaştı, kurumlar felce uğratıldı, ekonomik sıkıntılar artıyor ve otoriter pratikler hüküm sürüyor!”              



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları