Sayın Erdoğan’a Afrika ziyaretinde üç yavru aslan hediye edilmiş. Yavruyken pek sevimli hayvanlardır. Sayın Erdoğan, bu hayvanların sevimliliğine kapılmış olsa gerek ki, aslan yavrularını torunlarına vermek istemiş. Torunlar önce istememiş ancak sonradan fikirlerini değiştirmiş. Ancak bu aşamada devreye giren Enerji Bakanı ve Cumhurbaşkanımızın damadı Berat Albayrak, tehlikeli olabileceği kaygısıyla aslan yavrularının çocuklarına verilmesine karşı çıkmış. Sayın Erdoğan da bu tepkiyi makul bularak, aslanların Gaziantep hayvanat bahçesine gönderilmesine karar vermiş.
Kayınpeder ve damat arasındaki bu demokratik ve özgürlükçü tartışmanın gayet iyi sonuçlandığını söylemek mümkün. Çok şirin olsalar da, aslan yavrularının büyümek gibi bir huyları var. Yabani hayvan oldukları için de evcilleştirilemiyorlar. Yabani ve yırtıcı hayvanların evcilleştirilmeye çalışılmasının ölüm ve yaralanmayla biten birçok trajik olaya yol açtığı biliniyor.
Ancak aslan, kaplan, çita gibi yabani hayvanların evlerde beslenmesi özellikle Körfez ülkelerinde yaygın bir moda. Mesela Instagram’da 830 bin civarında takipçisi olan Humaid Albuqaish adlı kullanıcı, aslanlarıyla verdiği pozlarla meşhur.
Körfez ülkelerinde, özellikle genç ve zengin erkekler için yabani hayvan beslemek bir statü sembolü. Hem zenginliklerini hem de cesaretlerini ispat etmek için kullandıkları bir araç. BAE’nin yakın zamanda hızla yaygınlaşan bu modayı yasakladığı biliniyor. Gelgelelim yasak nüfuzlu, zengin ve güçlü adamlara pek işlemiyor ve birçok ülkedeyse yasak yok.
Oysa, Türkiye’nin 1996 senesinde taraf olduğu Nesli Tehlike Altında Olan Hayvan ve Bitki Türlerinin Uluslararası Ticareti’ne İlişkin Sözleşme ve bu sözleşmenin uygulanmasına dair çıkarılan yönetmelik yabani hayvanların ticaretine ciddi kısıtlamalar getiriyor.
Dolayısıyla aslan yavrularının özel kişiler tarafından “evcil hayvan” gibi beslenmelerinin hukuka aykırı olma ihtimali çok yüksek. Kaldı ki evcilleştirilemeyen bu hayvanların evlerde tutulmasının bir hayvan sömürüsü ve hayvan hakları ihlali olduğu da açık. Hayvanları Koruma Kanunu da “Yabani hayvanların yaşama ortamlarından koparılmaması, doğada serbestçe yaşayan bir hayvanın yakalanıp özgürlükten yoksun bırakılmaması esastır” hükmünü getirmiştir.
Batı ülkelerinde toplumun marjinal kesiminin, Körfez Arap ülkelerinde ise halkını sömüren, sebepsiz zenginleşmiş kesimlerin hava atmak için aslan gibi yabani hayvan beslemesi Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı ve ailesine yakışmayacak bir hadise olacaktı. Bir hatadan dönülmüş.
Memlekette bu kadar insan hakkı ihlali varken, baskıcı bir rejim giderek etkisini artırırken, yazdığın gazetenin çalışanları dahil gazeteciler içerideyken başka konu mu bulamadın diyebilirsiniz.
Bence ülkenin geldiği yeri göstermesi açısından önemli bir haberdi. Dikkatten kaçmasın istedim. Herkese iyi yıllar.