Ülke olarak hepimiz bekleme odasındayız. Her şey seçimlere endeksli. 14 Mayıs sonrasına... Ve son 2 gün. Yolsuzluğun, yoksulluğun tuzağından, nefret söylemiyle yönetilmenin bezginliğinden sıyrılacak mıyız? Yoksa? Yoksası yok, olmamalı... En azından tarihi seçimden önceki bu son yazının konusu değil... 

Memleket Partisi lideri Muharrem İnce’nin Cumhurbaşkanlığı adaylığından çekilmesi ile Millet İttifakı ilk turda seçimi kazanmaya bir adım daha yaklaştı. Ülke olarak tam bir bıçak sırtındayken İnce’nin bu kararı son derece olumlu. Kılıçdaroğlu ve tüm CHP’lilerin bu süreci son derece olumlu ve başarı ile yönetmelerinin, İnce’yi hiç bir şekilde hedef almadan kampanyalarını yürütmelerinin çok büyük payı var. Keşke İnce aday pusulaları basılmadan önce çekildiğini açıklamış, yurtdışı oyları boşa gitmemiş olsaydı. Yapacak bir şey yok. İleriye bakalım. İnce’ye en fazla destek gençlerden geliyordu. Özellikle de ilk kez oy kullanacak gençlerden... Bu yüzden bu son günler Millet İttifakı’nın gençleri kendi tarafına çekebilecek bir söylem büyük önem taşıyor. Aynı çabayı AKP’nin de göstereceğini unutmayalım... 

Bir tarafta, Cumhur İttifakı’nın “öfke ile, nefret kusarak, tehdit ederek yürüttüğü” seçim süreci, öte tarafta Millet İttifakı’nın “herkesi kucaklayıcı, birleştirici, sakin ve olumlu bir dille” sürdürdüğü süreç. Bir tarafta, yorgun, sözü bitmiş, toplumla bağı kopmuş, yeni bir vaadi kalmamış 21 yıllık iktidar. Öte yanda ideolojik, siyasi, kültürel, her açıdan birbirinden farklı 6 partinin bir araya gelerek “Biz ülkeyi bu karanlıktan çıkarmaya hazırız” demesi... 

KADINLAR NEDEN DAHA TEDİRGİN 

Sokakta, evde, durakta, hastanede her yerde tek konu seçim. Böyle olunca insanlarla konuşmak, seçim nabzını tutmak daha kolay. AKP’nin kalesi sayılan ilçelerde bile değişim isteyenlerin sayısındaki artış önemli. Buna karşın AKP radikallerinin daha da sertleştiğini, Tayyip Erdoğan’ın aynı öfkesinin, tepkilerinin onlara da yansıdığını söyleyebilirim. Kürt seçmenin bugüne kadar AKP’ye oy veren en muhafazakâr kesiminde ise gözle görülür bir çözülme olduğu kesin. Onların oylarının bir kısmı HDP bir kısmı Saadet Partisi’ne akacak gibi. Bunlar Sultanbeyli’den küçük gözlemler... 

Bir tespit: Millet İttifakı ve Kılıçdaroğlu’nun kazanmasına kesin gözüyle bakan, “Bu iş kesin bitti” diyen erkeklere kıyasla, kadınlar biraz daha karamsar, biraz daha kaygılı. Evet iş sadece matematiğe kalsa tamam ama kadınlar sanırım Cumhur İttifakı’nın yapabileceklerinden biraz daha kaygılı. Bunda tabii 21 yıllık AKP iktidarının kadını değersizleştiren bakış açısının da halkı yoksulluğa mahkûm etmenin en büyük bedelini ödeyenlerin  kadınlar olmasını da payı var. 

Son söz: 

14 Mayıs seçimleri tam anlamı ile aydınlıkla karanlığın mücadelesi... Ve ilk turda bitmeli. Seçimin taşkınlıklar ve çatışmalar yaşanmadan huzur içinde sonlanması en büyük dileğim.