Yapay zekânın önümüzdeki on yıllarda hayatımıza büyük etkisi olacağı söyleniyordu ancak bir ölçümleme yapılmamıştı. PwC tarafından hazırlanan yeni bir rapora göre küresel GSYİH, 2030 yılında yüzde 14 daha büyüyecek. Yani 15.7 trilyon dolar daha artacak. Bu, Hindistan ve Çin’in bugünkü toplam büyüklüklerine eşdeğer bir rakam. Ve büyümenin itici gücü “yapay zekâ” (YZ) olacak.
Peki, bu yapay zekâ en çok hangi alanları dönüştürecek? Başta işgücü verimliliği olmak üzere kalite artışı, zaman tasarrufu ve kişiselleştirme.
Raporda, yapay zekâya bağlı ortaya çıkacak gelişmelerin bölge coğrafyalarına etkisi de var. Örneğin, 2030 yılında GSYİH’sinde yüzde 26’lık artışla Çin ilk sırada gelirken, onu Kuzey Amerika yüzde 14.5’lik bir artışla izliyor. Zaten sadece bu iki bölge, YZ’nin küresel ekonomik etkisinin yaklaşık yüzde70’ini (10.7 trilyon dolar) oluşturuyor.
Yapay zekâ üzerine daha şimdiden ekonomisini şekillendirmeye başladığı için K.Amerika başlangıçta avantajlı gözükse de Çin 10 yıl içinde ABD’nin önüne geçecek
Accenture’ün analizi, yapay zekâ sayesinde 2035 yılına kadar Çin’in verimliliğinin yüzde 27 oranında artıracağını gösteriyor. YZ, Avrupa ve Asya’nın gelişmiş ekonomilerini ortalama yüzde 9-12 arasında büyütürken, gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri yüzde 6 gibi düşük bir gelişme sergileyecekler.
Anlayacağınız yapay zekâ küresel ekonominin büyük bir oyun değiştiricisi olarak karşımızda duruyor. Bireylerin yaşamından işletmelerin iş yapış biçimlerine kadar tüm toplumları dönüştürücü bir özelliği var. Üretkenliği, ürün değerini ve haliyle tüketimi de artırdığı için hemen hemen tüm sektörler bundan etkilenecek. PwC sektörlere etkisini de zamanlara göre ayırmış. Örneğin sağlık sektörü önümüzdeki ilk 3 yıllık kısa dönemde yüzde 38 oranında değişirken, 3-7 yıllık orta dönemde yüzde 23, 7 yıl ve sonrasındaki uzun dönemde ise yüzde 40 etkilenecek. Otomotiv sektörünün yine aynı dönemlerde etkilenme oranı ise sırayla yüzde 35, yüzde 47 ve yüzde 18 olacak.
Tabii bu arada insanların işlerini kaybedeceğini de unutmayalım. Robotların insanların yerini alacağı yeni bir dünya düzeni ve buna uygun doğru politikaların ülkeler tarafından yaşama geçirilmesi gerekiyor. Çünkü bu yapay zekânın çok ciddi bir bölücü özelliği var. Yapay zekâ ve ilgili teknolojileri geliştiren ülkeler ile sadece tüketici konumunda olan ülkeler arasındaki uçurum çok daha açılacak. Umarım Türkiye’de karar vericiler bu durumun ayırdındadır...