Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Yine deprem...
Ense kökünüzde hissettiniz değil mi depremi?
20 yıl önceki korkular, kaygılar, acılar bir anda yeniden canlandı. Büyük deprem yeniden “ben buradayım” dedi.
Prof. Naci Görür daha dün söylemişti: Orta çukurlukla Çekmece gölleri arasında uzanan fay kolu ilk kırılmasını beklediğimiz faydır. 70-75 km. uzunluktadır, kırıldığında en az 7.2 büyüklüğünde deprem üretir. Bu kol kilitlenmiştir. Yani hiçbir hareket belirtisi ve üzerinde deprem yoktu. Bu kol enerji biriktiriyordu.
Devamı gelecek mi?
Bilmiyoruz ama ihtimal dahilinde...
Peki, 15 milyonluk İstanbul ve civarı büyük depreme hazır mı?
Örneğin toplanma alanlarımızı biliyor muyuz? Daha doğrusu imara açılmamış, üzerine AVM vs. inşa edilmemiş kaç toplanma alanı var ortalarda?
Neden acil olarak bunların listeleri yayımlanmıyor? İhtiyaçları karşılayacak konteynırlar nerede? Sayı kaç?
Okulları, işyerlerini acil olarak tahliye ediyoruz ama neden insanlar olası bir depremde ilk olarak nereye gireceklerine ilişkin bilgilendirilmiyorlar?
Trafik kilit, toplu taşıma araçları tıka basa dolu, telefonlar çekmiyor...
17 Ağustos depreminin yıldönümünde yazdığım yazıda vurgulamıştım: 20 bilim insanı ve araştırmacıdan oluşan Ulusal Deprem Konseyi kuruldu ancak bu konsey 2007 yılında lağv edildi. Gerekçe olarak “uygulama alanı kalmaması” gösterildi.
Prof. Naci Görür şunu da belirtmiş: “Biz zamanında çok söyledik Mar-mara’nın tabanına sabit bir gözlem istasyonu kuralım diye. Bunun için DPT ve TÜBİTAK’a projeler verdik, reddedildi. Halbuki AB destekliyordu.”
18 yıllık AKP iktidarının depreme hazırlıktan çok, depremi ranta, betona, duble yollara çevirme konusunda hayli başarılı olduğunu hepimiz biliyoruz. 1999 depremi sonrası geçici olarak getirilen ancak kalıcı hale gelen deprem vergilerinin nereye gittiği sorusuna zamanında Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, hiç çekinmeden “duble yollara harcadık” demişti.
Peki neden Ulusal Deprem Konseyi lağv edildi? Neden olacağı bu kadar kesin olan bir deprem için Marmara tabanında sabit gözlem istasyonu kurulmadı?
1999 depreminin hemen sonrasında bu kadar ağır hasar ve yüksek oranlı can kaybının nedenleri özetle şöyle sıralanmıştı:
• Yapım hataları, zemin şartlarına uymayan yanlış temel tasarımları, kötü işçilik, inşaatlarda kullanılan yapı malzemesi hataları ve çürüklüğü.
• Aktif fay hattı önceden bilinmesine karşılık bu hat boyunca yoğun yapılaşma ve yüksek nüfus.
Prof. Dr. Mustafa Erdik, olası bir depremin İstanbul’da hangi şiddetle yaşanacağı ve verebileceği can ve mal kaybını bir bilimsel senaryoda açıklamıştı. Biz de Herkese Bilim Teknoloji dergisinin 16 Ağustos tarihli sayısında kapağa taşımıştık, Prof. Celal Şengör’ün tespitleri ile birlikte... Ana Marmara Fayı üzerinde oluşacak “İstanbul Depremi” (Mw 7.5) sonucunda 6 bin ile 40 bin arasında binanın ciddi hasar göreceğini, sadece bina hasarı kaynaklı mali zararın 37 milyar TL ile 107 milyar TL arasında olacağını yazmıştı.
Tüm bunlar için artık geç. İlk aşamada yapılması gereken panik yaşanmasını önleyecek tedbirlerin acilen halka açıklanması, uyarıların yapılması. Bir toplu seferberlik hali bir kez olsun yaratılamaz mı, Japonların bunca yıldır başarı ile yaptığı gibi...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı