Öztin Akgüç

Altın Hareketinin Ödemeler Dengesindeki Yeri

09 Mayıs 2014 Cuma

Bir ülkeye altın giriş ve çıkışının ödemeler dengesini etkilediği, ödemeler dengesinde yer alması gerektiği konusunda görüş ayrılığı olmamakla birlikte, ödemeler dengesinin hangi bölümünde, cari işlemler, sermaye hesabı, finansman hesabı, resmi uluslararası rezervlerin yer alması konusunda uygulama farklılıkları ya da tutarsızlıklar görülmektedir.
Altının bazı sanayi dalları için fiziki girdi olmasının yanı sıra ödeme aracı ve ülkenin resmi uluslararası rezervine dahil olması özellikleri, ülkeye altın giriş ve çıkışının muhasebesinde farklı uygulamalara yol açmaktadır.
Ülkeye altın giriş ve çıkışı, nedenine göre (i) dış ticaret dolayısıyla cari işlemler hesabında; (ii) finansman hesabında, (iii) resmi uluslararası rezerv hesabında, (iv) hatta sermaye hesabında yer alabilir.
Altın, üretimde girdi olarak kullanılmak üzere ithal ediliyorsa, altın ithalatının dış ticaret alt bölümünde cari hesaplarda yer alması uygundur.
Ülkeye altın girişi, altının ödeme aracı olmasından kaynaklanıyorsa finansman hesabında yer alması gerekir. Altın ithalatı Merkez Bankası tarafından yapılıyorsa, resmi uluslararası rezervler hesabında yer almalıdır. Ayral, istisnai olarak altın hibe yoluyla ülkeye giriyorsa sermaye hesabında gösterilmelidir.
Altın girişine koşut olarak ülkeden altın çıkışı da, nedenine göre ödemeler dengesinin değişik bölümlerinde yer alır, farklı yorum ve değerlendirmelere yol açar.
Mal ihracatı olarak nitelendirilmesi, cari işlemler hesabında yer alması için, altının yurtiçinde üretilmesi ve/veya yurtdışından ithal edilmiş olmakla beraber yurtiçinde üretim sürecinden geçirilerek, katma değer yaratılarak ihraç edilmiş olması gerekir.
Bir yükümlülüğün yerine getirilmesi amacıyla, ödeme aracı olarak ülkeden altın çıkışı oluyorsa, finansman hesabında yer almalıdır. Ödeme amaçlı ülkeden altın çıkışının mal ihracatı olarak gösterilmesi yanıltıcıdır.
Merkez Bankası, altın mevcudunu, yurtdışına altın satışı yolu ile azaltıyorsa, bu durumda ülkenin resmi uluslararası rezervleri azaldığından, altın çıkışı rezerv hareketlerinde gösterilmelidir.
Yurtdışı yerleşiklere altın hibe ediliyorsa, bağışlar, sermaye hesabında yer alır. Yurtdışından altın satın alınıp işlem görmeden üçüncü bir ülkeye satılıyorsa, bu tür bir ticaretin, transit ticaret kapsamında yer alması gerekir.
Ülkeye altın giriş çıkışlarında belli muhasebe standartlarına uyulmazsa, ülkeden altın çıkışı ihracat artışı, cari işlemler açığının daralması gibi yanıltıcı yorumlara yol açar.
Günümüzde ülkede üretilse bile altın ihracatı değil, katma değeri yüksek ileri teknoloji ürünler ihracatı, ulusal geliri artırma, cari işlemler açığını daraltma açısından önemlidir. Türkiye’nin dışsatımında ileri teknoloji ürünlerinin payı yüzde 1.8 olarak hesaplanmaktadır. Bu pay gelişen ülkeler grubunda dahi en düşük, alt düzeyi oluşturmaktadır.
Gerçekten başarı kazanmak istiyorsak ileri teknoloji ürünü malların ihracatında en alt sıralardan kurtulup en azından orta sıralara doğru ilerlememiz gerekiyor.
Katma değeri az montaj sanayii ürünleri ihraç ederek ya da ihracat kapsamını yapay şekilde genişleterek, hayali ihracatı da devreye sokarak ihracat artıyor diye övünmenin kişiler dışında ülkeye bir yararı yok. Bu yolla ne dış ticaret açığı kapanır ne ihracatın ithalatı karşılama oranı yükselir, ne de ihracat çarpan etkisiyle ulusal gelir de hızlı artışa yol açar. Sadece övünmeye, siyasal propagandaya malzeme olur.
Sağlıklı yorumlar, değerlendirmeler için de ödemeler dengesinin muhasebe standartlarına uyum sağlamamız gerekiyor.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları