Öztin Akgüç

'Ayırma'nın Kaynağı

23 Eylül 2012 Pazar
\n

Toplumun önemli bir bölümünün önsel olarak kabul ettiği bazı sorunlar, yargılar, görüşler, bana pek de gerçekçi gelmiyor. Genel eğilimlere ters düşen görüşler oluştuğunda, insan kendini de sorgulamak gereğini duyuyor. Acaba yanlışlık, yanılgı hatta gariplik bende mi diye... Kavrayamadığım sorunlardan biri de Kürt sorunu... Gerçekten Türkiyede bir Türk-Kürt ayrımı var mı?

\n

Etnik köken olarak kendilerini Kürt olarak niteleyenler ikinci sınıf vatandaş, hatta parya muamelesi mi görüyorlar? Haksızlıklar hep Kürt diye nitelendirilen vatandaşlara mı yapılıyor? Sorgulamaya, iç ve dış gözlem yapmaya çalışıyorum. Önsel kabullerin, irdelemenin, bazı odakların belli amaçla sesyayarlar aracılığıyla yaydıkları görüşleri gözü kapalı benimsemenin, Türkiyeyi nerelere sürüklediğini, ne gibi sorunlar yarattığını kaygı ile izliyor, gözlemliyoruz.

\n

Temmuz 1955 tarihinden bu yana elli yedi yıldır kamu kurumlarında, özel işletmelerde, değişik üniversitelerde, değişik zamanlarda, bazen de eşzamanlı olarak görev yaptım. Halen de yapmaya çalışıyorum. Hoşlanmadığım halde kısa aralıklarla da olsa üst düzey yöneticilik yapmak zorunda da kaldım. Bir yöneticinin görevinin, görevleri en iyi şekilde yürütecek kişileri aramak, seçip atamak ve bunlar arasında amaca ulaşmak konusunda eşgüdüm sağlamak olduğunu düşünürüm. Yöneticinin atamalarda deneyim, kıdem, yararlılık (liyakat), kişilik gibi ölçütleri dikkate almasının başarı için temel koşullar olduğu da bir gerçektir. Üst düzey yönetici, olanak ölçüsünde haksızlıklardan kaçınmak, geçmiş haksızlıklar varsa bunları onarmak konusunda çaba harcamalıdır. Bu düşünceler doğrultusunda yöneticilik yapmaya çalıştım. Doğal olarak etnik farklılık, bir tercih nedeni ya da bir eksiklik, bir nakise oluşturmadı. Kişileri etnik kökenleriyle sorgulamadım.

\n

Etnik ayrımı, yapay ve anlamsız bulurum. İnsanlık tarihini, insanın memeliler sınıfına mensup bir canlı türü olduğunu düşünün, insanın kökeni konusundaki teorilere, dini inançlara bakın, zaten etnik ayrımın anlamsızlığı sonucuna varırsınız.

\n

İnsanlarda kendilerini haklı görmek eğilimi vardır. Ben de Türk-Kürt ayrımı konusunda yanlış bir görüşüm olabileceği kuşkusunu taşırım. Bu nedenle kamuda ve özel kesimde de yöneticilik yapmış bir arkadaşıma atamalarda Türk-Kürt ayrımı yapılıp yapılmadığını sordum. Kesinlikle böyle bir ayrım yapılmadığını, kökenini sorgulamadığını söyledi. Bu gözlemler PKK olayı alevlenmeden önceki döneme aittir. PKK olayı su yüzüne çıktıktan sonra, ayrım yapılıp yapılmadığı konusunda bir gözlemim yok.

\n

Atamalarda, terfilerde, ödüllendirmede, dışlamada, tasfiyede öznel nedenler etkili oluyor. Bu öznel, sübjektif nedenler, köken farklılığından çok daha etkili olmaktadır. Hemen her örgütte ayrışma, görüş ayrılıkları vardır. Arkadaş grupları hatta çıkar birlikleri oluşur. Bu ayrışmanın ardında bazen cemaat, tarikat, dernek, genel bir deyişle sivil toplum örgütleri bulunur veya böyle bir örgüte mensup olmak etkendir. Yine her örgütte, çalışması, kişiliği, davranışları ile örgüte itibar, kurumsal kimlik kazandırmaya çalışanlar, bir ekonomi terimi ile rant yaratanlar olduğu gibi, bu ranttan yararlanan, kişisel çıkar kollayan kişi ve gruplar da vardır. Kurumun mensubu olmak, taşınan sıfat ve etiketler, bu tür kişilere yeni olanaklar yaratır.

\n

Özellikle kamu kuruluşlarında hemen her dönemde değişen şiddette partizanlık yapılmaktadır. Burada da partinin genel çıkarından çok, politikacının kişisel emelleri, beklentileri rol oynar. Aslında partizanlık, kurumlarda orta vadede siyasal partiye zarar verir.

\n

Ayrım, dışlama daha çok kişilikli olanlar, sıradanlaşmayı içine sindiremeyenler, daha nesnel davrananlar; gruplara, kliklere, hiziplere girmeyi kişiliklerine yediremeyenlere, yalakalık yapmayanlara yönelik bir süreçtir. Tersine bir ayrım, seleksiyon vardır. Kötü, iyiyi bir şekilde elimine etmeye çalışır. Ne yazık ki iktisatta ünlü Grasham kanunu, kötü para iyi parayı dolanımdan kovar kanunu, özellikle zayıf yöneticilerin yönettikleri kurumlarda geçerlidir.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları