Öztin Akgüç

Çıkış 2001 Krizinden Daha Zor

21 Şubat 2014 Cuma

Kriz işaretleri görülmeden önce, Türkiye ekonomisi krize girerse krizden çıkma süreci 2001 krizine göre daha uzun süreli olur diye öngörüde bulunmuş, bunun nedenlerini açıklamaya çalışmıştım.
2001 yılına göre Türkiye’nin dış borçları üçe katlanmış; dış borç yapısı hem vade, hem kaynakları itibarıyla bozulmuş, cari işlemler fazlası büyük boyutlu açığa dönüşmüş, iç tasarruf/GSYH oranı kritik düzeyde düşmüş, ihracatın ithalatı karşılama oranı gerilemiş, sanayi montaj sanayisi haline dönüşmüş, iç üretimin yerini ithal girdileri almış, ihracatı besleyen ama malı üreten sanayi dalları güç yitirmiş, işsizlik oranı yükselmiş, hane halkı yükümlülüğünün gelirlere oranı tehlikeli biçimde yükselmiştir.
Bu açıklamaları daha nesnel biçimde 2001 ve 2013 yılı sonları ekonomik göstergelerini karşılaştırmalı bir tabloda verelim.

2001 ve 2013 Yılları Karşılaştırması 
Ekonomik Gösterge         2001 Yılı      2013 Yılı
Dış Borç (Milyar USD)         114             373
Uzun Süreli (%)                   85              65
Kısa Süreli (%)                    15              35

Özel Kesim Dış Borcu          27             260
(Milyar USD)

Cari Açık                            +3.4            -65
Cari Açık/GSYH (%)            +                -6.1 
İhracat/İthalat (%)                75.6            60.0
İç Tasarruflar/GSYH (%)       18.2            13.0
İşsizlik (%)                          8.5              9.5

Hanehalkı Gelir                  6.0             55.2
Yükümlülüğü (%) 
Not: Eylül/2013 sonu itibarıyla.

Yukarıdaki tabloda krizden çıkış konusunda olumlu tek bir gösterge yoktur. Göstergeler krizin derinleşeceği, uzun süreli olacağını ortaya koymaktadır.
Dış borçların vade yapısının bozulması özel kesim dış borçlarının yaklaşık 10 kat artması, dış açıkların kısa süreli sıcak para girişleriyle fonlanması, iç tasarruf oranının yüzde 13.0’lere değin düşmesi, ihracat artışı yaygarasına karşın ihracat gelirlerinin ithalatı karşılama oranının yüzde 75’ten yüzde 60.0’lara gerilemesi, hanehalkı borçlarının gelirlerine oranı çok düşük düzeyde iken, yüzde 55’e değin yükselmesi, cari işlemler açığının kritik düzeyde sürmesi, krizin derinleşeceği ve uzun süreli olacağının göstergeleridir.
Ayrıca dünya ekonomisi 2002-2007 döneminde son yüzyılların en parlak dönemlerinden birini yaşamış, bu parlak dönem ihracat artışı, dış kaynak sağlama konusunda Türkiye’ye de olanaklar sağlamış, Türkiye ekonomisine de yansımıştır.
IMF ile yapılan stand-by anlaşması, IMF’nin yeşil ışık yakması, Türkiye’nin dış kaynak bulmasını kolaylaştırmış, büyük boyutlu sermaye çıkışını önlemiştir.
Günümüzde dış ekonomik koşullar da 2002 yılındaki kadar elverişli değildir. Gerçi 2014 yılında dünya ekonomisi genelinde bir iyileşme beklenmektedir ancak bu beklenti 2002- 2007 dönemini geri getirecek kadar güçlü olamayacaktır.
Denilebilir ki günümüzde bütçe açıkları düşük düzeyde, bankacılık sistemi güçlü, faizler 2001 yılına göre belirgin biçimde düşüktür. Bu savların da irdelenmesi gerekir.
2002 yılı sonrası artan ithalat dış ticaretten alınan vergileri artırmış, ayrıca özelleştirme gelirlerinin bir bölümü de bütçeyi desteklemiştir. Günümüzde özelleştirilecek, satılacak kamu malı hemen hemen kalmadığı gibi hızlı bir ithalat artışı, buna bağlı dış ticaretten alınan vergilerde de hızlı bir artış beklenmemektedir. Faizlerdeki düşüş bütçelerin faiz giderlerini azaltmış, bu gelişme de bütçe dengesine olumlu katkı yapmıştır. Ancak faizler yükselmeye başlamış, devletin uzun süreli düşük sabit faizli borçlanma olanağı hemen hemen kalmamıştır.
Bankacılık sistemi mali yapısı bozuk bankaların tasfiyesi veya yabancı sermayeli hale dönüşmesi ile 2001 yılına göre daha güçlü bir görüntü vermektedir. Döviz pozisyon açığı ve dış kaynak desteği ile faaliyet gösteren, elinde hâlâ sabit faizli DİBS bulunan, hanehalkı ve inşaat sektörü üzerinde risk almış, politik baskılarla kredi verdiği anlaşılan bankacılık sisteminin mali yapısının güçlü olması da geçerli olamaz. Bu seferki kriz teğet alalamasıyla da geçiştirilemeyecek kadar büyük ve daha uzun sürelidir.   



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları