Öztin Akgüç

Çöküş sürecini sonlandırma

05 Haziran 2015 Cuma

Dokuz yüz seksenli yıllarda başlayan Cumhuriyetin çöküş süreci, AKP iktidarı döneminde ivme kazanarak sürüyor. 7 Haziran seçimi, bu süreci en azından sonlandırma, derinleşen kısırdöngüleri fazilet döngülerine dönüştürme açısından önem taşıyor.
Sorun yalnız ekonomik değil. Gerçi 400 milyar USD’yi aşkın dış borç, 650 milyar TL kamu borcu, yüzde 11’i aşkın resmi işsiz sayısı övünmelere, kâr açıklamalarına karşın bozulmuş bilançolar, yoksulluk sınırı altında yaşayan milyonlar, finansal zorlukları artan borç ödeme güçlüğüne, temerrüde düşebilecek. Çok sayıda firma, giderek yetersizleşen döviz rezervleri, dış sermaye akışının duraklaması, tüm bunlar kuşkusuz ciddi sorunlar, ekonomik başarısızlığın somut kanıtları. Yetenekli, düzgün, bilgili, onurlu, iç ve dış ayartılara (iğvaya) kapılmamış, dış çevrelerce ve piyasa oyuncularınca desteklenmeyen bir kadro ekonomik sorunları zamanla ve özveriyle tam çözemezse bile hafifletir. Vahim sorunlar, etik değerlerin yozlaşması ile yiyiciliğin yaygınlaşması, bürokratik kadroların yeteneksiz, liyakatsız, niteliksiz kişilerce doldurulması, eğitim sisteminin giderek kalitesizleşmesi, adeta eğitimsizliği amaçlayan eğitim sisteminin(!) oluşması, asıl çetin, çözülmesi zor sorunlar bunlar. Türkiye artık Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü’nce (OECD) gelişmişlik, ekonomik performans, yaşam kalitesi istatistiklerinde son sıralarda değil; Asya Pasifik Ekonomik ve Toplumsal Raporu’nda (UNESCAP) yer aldığı gibi Orta Asya ve Pasifik Ülkeleri Performans sıralamasında da arka sıralarda yer almaktadır.
Seçim propagandasında yine Türkiye’nin 2003’te dünyanın en büyük ilk on ekonomisi arasına girmesinden söz edilir. Türkiye sıralamada halen Suudi Arabistan’ın dahi ardında on dokuzunculuğa geriledi. Bu gidişe yakın bir gelecekte ilk on bir yana, Türkiye, ilk yirmi ülke sıralamasının dahi dışında kalacaktır.
7 Haziran seçimi, çöküş sürecine bir nokta koyabilir. Süreci noktalamak sorunların çözümü için ancak bir başlangıç olur. Ne denli iyi niyetli olunursa olunsun kısa sürede kesin çözüm de beklememek gerekir.
Seçim bir ölçüde sayın Cumhurbaşkanı’nın kişisel konumu ve geleceği ile de ilgili sonuçlar doğurabilecektir. Yeni bir anayasa, başkanlık sistemine geçiş için dört yüz dolayında, en azından 330’u aşkın AKP milletvekili isteği dile getirildi. Bu talep alalama gibi görünüyor. Sayın Cumhurbaşkanı fiili, de facto olarak, hiçbir başkanlık sisteminin veremeyeceği genişlikte yetki kullanmaktadır. Başkanlık sistemine geçildiğinde hukuksal olarak sayın Cumhurbaşkanı’nın bu denli yetkileri olamayabilir.
ABD siyasal yaşamından dilimize Topal Ördek (LameDuck) olarak geçmiş terim var. Seçim sonucu bir koalisyon oluşur ya da AKP TBMM’de zayıf bir çoğunluk sağlarsa sayın Cumhurbaşkanı topal ördek konumuna düşebilir. Beş yıl olarak seçilmiş olmasına karşın özlediği ölçüde yetki kullanamayan bir başkan konumu. Böylece daha bir yıl dolmadan sayın Cumhurbaşkanı’nın görev süresi fiilen kısalabilir.
Seçim sonuçları yalnız siyasal düzen yönünden değil, kişilerin geleceği açısından da belirleyici olabilecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları