Öztin Akgüç

Ekonomide Çıkmaz Sokak

16 Mayıs 2014 Cuma

Ekonomide başarı ile övünülen bir çıkmaz sokakta, yolun sonuna giderek yaklaşıyoruz.
İzlenen ekonomi politikası ana hatları ile şöyle özetlenebilir:
? Tasarruftan, gelirden fazla harcama.
? İç tasarruf açığını dış borçlanma yoluyla dengeleme.
? Dış kaynak çekebilmek için yüksek getiri sağlama.
? Yüksek getiri için, yüksek faiz düşük kur politikası izleme.
? Rant yaratıcı gösteriş yatırımlarına yönelme.
? Bütçe açığı ve cari işlemler açıklarını özelleştirme gelirleri ile kamu mallarının satışı yolu ile kısmen kapatma.
Kişiler gelirlerinden daha fazla harcama olanağı bulduklarında, geleceği düşünmeden yaşam düzeyleri yükseliyor, refah artıyor gibi bir zehaba, algıya, yanılgıya kapılabiliyor.
İzlenen politika niçin çıkmaz sokakta ilerleyişe benziyor? Niçin uzun süre sürdürülme olanağı yok? Yanıtı basit, ekonominin kırılganlığı artıyor, kırılganlık olasılığı şu nedenle de artıyor.
? Dış borçları çevirmenin giderek maliyeti yükseliyor, çevirme zorlaşıyor.
Dış borçlanmada risk primi yükseliyor. Yatırımcılar bekledikleri getiriye ekledikleri risk primini artırıyorlar. Ülke daha yüksek faizle borçlanma girdabına sürükleniyor. Borçlanma, dış yatırımcılar için riski azaltmanın diğer bir aracı da vadeyi kısaltmak oluyor. Dış borçlar içinde kısa vadeli borçların payı giderek artıyor, vade uyumsuzluğu sorunu ağırlaşıyor.
? Dış borçlar arttıkça, borç verenlerin hoşgörüsü, toleransı, müsamahası da azalıyor, borçlanmanın koşulları da ağırlaşıyor.
? Dış borçlar, yabancı sermaye yatırımları arttıkça dışarıya faiz ve kâr payı olarak daha fazla gelir transfer edilmeye başlanıyor; cari işlemler hesabına, dış ticaret açığı dışında bir de yatırımlar açığı ekleniyor. Dış ülkelere, dış ülkelerden sağladığınız gelirden daha çok gelir transferi, GSYİH’yi (gayri safi yurt içi hasılatı) değil, GSMH’yi de (gayri safi milli hasıla) azaltıyor.
? Dolarizasyon oranı yükseliyor. Yüksek TL faizi düşük denge kurundan, faiz arbitrajına yol açmayacak düzeyden daha düşük belirlenen döviz kuru, özel kuruluşları giderek daha fazla yabancı parayla borçlanmaya itiyor, özendiriyor. Borçlar içinde yabancı para olan borçların payı dolarizasyon olarak tanımlanıyor. Dolarizasyon oranının yükselişi kur riskini artırıyor, kur riski beraberinde kâr daralmasını ve kredi riskini getiriyor.
? Borçlanma zamanla spekülatif borçlanmaya dönüşüyor.
Borç arttıkça spekülatif borçlanmaya yönelme başlıyor. Borç faizini ödemek için dahi borçlanılıyor. Bu borçlanma borç krizi olasılığını artırıyor.
? İç üretimin yerini ithal girdiler alıyor. Koruyucu önlemler de alınmadığından, kur politikası ile ucuz hale gelen dış gücü kullanımı artıyor. Dış girdi yerli üretim ikamesi, dış ticaret açığının büyüklüğü, cari işlemler açığı sorununu ağırlaştırdığı gibi büyüme hızı üzerinde de olumsuz etki yapıyor.
? Dış ticarete konu olabilecek yerli üretim göreceli olarak azalıyor.
İmalat sanayiinin GSYİH içindeki payının yanı sıra imalat sanayii yatırımlarının da göreceli azalması, ithal girdi yerli üretim ikamesi, dış ticarete konu olabilecek yerli üretimi de azaltmaktadır.
Bu koşullarda dış ticaret açığının kapanması, ihracat gelirlerinin ithalatı karşılama oranının yükselmesi olasılığı hemen hemen ortadan kalkmaktadır.
? Ekonomide yapısal dönüşüm, değişim yapacak yatırımların yerini rant yaratıcı gösteriş yatırımlarının alması, dış ticaret dengesinin sağlanmasını daha da zorlaştırıyor.
Niçin Türkiye ekonomisi, krize maruz kırılgan ülkelerin ön sıralarında yer alıyor; dünya sıralamasında ekonomik yeri ilerleyemiyor; gelişmekte olan ülkelerin alt gelir grubundan dahi kurtulamıyor? Gerçekleri çıkmaz sokak duvarına şiddetle çarpmadan önce görelim.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları