Öztin Akgüç

Emperyalizmin savaş tohumları

09 Mart 2022 Çarşamba

Savaş, Mustafa Kemal Atatürk’ün özdeyişiyle, yurdu savunma, bağımsızlık, özgürlük amaçlı değilse cinayettir, insanlık suçudur.

1. Dünya Savaşı sonrası, Versailles Antlaşmasıyla halklar arası uyuşmazlıkların barışçı yollarla çözümü, saldırıya karşı güvence oluşturma amaçlı Cemiyeti Akvam (Milletler Cemiyeti), 2. Dünya savaşı sonrası da dünya barışı ve güvenliğini koruma, uluslararası ekonomik, toplumsal ve kültürel işbirliği sağlama amaçlı Birleşmiş Milletler, uluslar üstü örgütler oluşturulmasına karşın savaşlar sürmüştür, sürmektedir.

Yayılmacı emperyal güçler, diğer ülkeler üzerinde hegemonya kurmada, savaşı da bir araç olarak kullanmakta; kendi aralarında doğrudan ya da vekâleten çatışmalara girmekte; emperyal güçlere karşı da bağımsızlık, özgürlük savaşları verilmekte, savaşlar sürmektedir.

Sürekli barıştan söz edilmesine karşın her büyük savaş sonrası, gelecek bir savaşın tohumları ekilmektedir. 1. Dünya Savaşı sonrası Almanya ile 28 Haziran 1918 tarihinde imzalanan Versailles Antlaşması, 2. Dünya Savaşı’nın adeta gerekçesi olmuştur.

Antlaşma ile Almanya büyük toprak kaybına uğramıştır. Batı’da Alsace Lorraine bölgesi Fransa’ya, sınırlarına yakın yöreler Belçika’ya, doğuda Poznan, Torun dahil Prusya topraklarının bir bölümü Polonya’ya bırakılmış; Kuzey Denizi’ndeki adalarının yönetimi müttefiklere terk edilmiş, Saarland bölgesindeki kömür yataklarının mülkiyeti Fransa’ya verilmiş, Almanya tüm sömürgelerinden vazgeçmiş, Danzig dahil Polonya’ya bırakılmayan yöreler uluslararası statüye alınmıştır. Almanya silah gücünden arındırılmıştır. Alman ordusunun ağır silahsız, uçaksız 100 bin kişiye, deniz gücünün denizaltısız on beş bin kişiye indirilmesi, savaş araç ve gereçlerinin imha edilmesi kararlaştırılmıştır. Almanya’nın 20 milyar altın savaş tazminatı ödemesi; Alman İmparatoru Wilhelm II ve yöneticilerinin savaş suçlusu olarak yargılanması hükme bağlanmıştır.

Antlaşma, Alman halkında sefalete mahkûm edildikleri kanısını doğurmuş, Alman milliyetçiliğini alevlendirmiş, infial, kızgınlık yaratmıştır. Antlaşmanın tepkisine, 1929 dünya ekonomik krizinin etkileri, hiperenflasyon da eklenince Hitler’e, nazilere “Versailles zincirlerini kırma, yaşam alanı, yenilginin sorumlusu Yahudilerdir” sloganları ile iktidara yürüme ortamı oluşmuştur. Hitler’in Fransa’ya, Danzig’e Polonya’ya saldırısının şifreleri, Versailles Antlaşması’dır.

2. Dünya Savaşı’nın büyük kıyımına, Birleşmiş Milletler Örgütü’nün kurulmasına karşın bölgesel, emperyal güçler arasında vekâlet savaşları sürmektedir.

Kore Savaşı: 1950-53 yılları arasında Kuzey Kore’nin ardında SSCB ve Çin’in, Güney Kore’nin yanında da ABD ve müttefiklerinin yer aldığı, Kuzey Kore-Güney Kore arasındaki savaştır. Savaş, Kore’nin ikiye bölünmesi, ABD ve SSCB’nin ayrı ayrı iki Kore’nin toprak bütünlüğünü garanti etmesiyle sonuçlanmıştır.

Vietnam Savaşı: 1954-1975 yılları arasında Kuzey Vietnam ile Güney Vietnam arasında sürmüş, SSCB’nin desteklediği Kuzey Vietnam’ın galabesi, iki Vietnam’ın birleşmesiyle sonuçlanmıştır.

Vietnam, 19. yüzyıl ortalarında Fransa’nın kontrolü altına girmiş, ülkede Fransız varlığına tepkiler sonucu, Fransa 1954-56 Cenevre Antlaşmaları’yla çekilmiş; Cenevre Antlaşmaları Güney Vietnam ve destekçisi ABD tarafından kabul edilmemiştir.

ABD’nin Vietnam çatışmasına müdahil olması Başkan Eisenhower, Dışişleri Bakanı Foster Dulles döneminde, Vietnam’da komünist egemenliğinin domino etkisiyle Asya’ya yayılacağı kaygısından doğmuş, mali yardımla başlayan destek, fiili askeri müdahaleyle sürmüştür. 1964-68 döneminde askeri başarısızlık üzerine 1968 yılında Vietnam bombardımanı Başkan I. Johson tarafından durdurulmuş, ABD, Başkan Nixon döneminde (1969-73) resmi açıklamalara göre 55 bin kayıp vererek Vietnam’dan çekilmiştir.

Körfez Savaşı: 1990 yılında Irak’ın Kuveyt’i işgal ve ilhakına karşı ABD önderliğinde BM’ye bağlı çokuluslu gücün Kuveyt topraklarını işgalden kurtarma operasyonu olup Irak’ın çekilmesiyle kısa sürede sonuçlanmıştır.

ABD-Irak Savaşı: ABD, Afrika’nın kuzeyinden, Atlantik kıyısından Hazar’a kadar genişletilmiş Ortadoğu bölgesinde hegemonya kurma projesini, bir yandan askeri darbeler, “Arap Baharı” sloganıyla iç kargaşa yaratarak sürdürürken Irak işgaliyle 2003 yılında askeri müdahalede de bulunmuştur. Bölgede kaos, çatışmalar, vekâlet savaşları, emperyal güçlerin desteğinde sürmektedir.

Rusya-Ukrayna Savaşı: Savaşın kökeni SSCB’nin dağılma sürecinin başlangıcına uzanır. Komünist Partisi Genel Sekreteri M. Gorbaçov’un 1987 yılında “perestroyka” (yeniden yapılanma), “glasnost” (açıklık) ilkeleriyle özetlediği reform paketini parti merkez komitesine sunmasıyla SSCB’nin dağılma sürecine girilmiştir. 1989 yılında Varşova Paktı ülkelerinin çekilmesiyle “demir perde” kalkmış; 1990 yılında Berlin Duvarı’nın yıkılması Moskova Antlaşması’yla iki Almanya’nın birleşmesi kararlaştırılmış, 1991 yılında SSCB’den ayrılan Letonya, Litvanya, Estonya’nın bağımsızlığı uluslararası toplulukça tanınmış, 1992 yılında SSCB fiilen sonlanmıştır. SSCB’den ayrılan ülkelerle eski Varşova Paktı üyelerinin AB’ye, Polonya, Macaristan, Çek Cumhuriyeti’nin ayrıca NATO’ya da alınmasıyla Rusya kuşatılmıştır. ABD, önce Gürcistan’la Rusya içine sarkmayı denemiş, sonra Turuncu Devrimle Ukrayna çıkışıyla Rusya’nın içine nüfuz etmeye başlamış, Rusya da bu girişimi tehdit olarak algılayarak Ukrayna saldırısını başlamıştır. Rusya da emperyal bir güçtür. Putin yaratılan bir mizansenle, “Rusya’nın sınırları yoktur” iletisini vermiştir.

Emperyalizm, emperyal güçler var olduğu sürece doğrudan ya da vekâlet savaşları Ukrayna örneğinde görüldüğü gibi, silah, araç, gereç Batı’dan can, insan kaybı Ukrayna’dan olmak üzere, fason savaşlar sürecektir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları