Öztin Akgüç

Halkın demokrasiyle sınavı

14 Aralık 2022 Çarşamba

Seksen yıla yakın süredir ülkede en çok kullanılan sözcük ve kavramların başında herhalde demokrasi gelir. Geçen süre zarfında demokrasimiz, halkın içselleştirememesi, yöneticilerin de içlerine sindirememeleri, algılayamamaları sonucu, gelişme gösterememiş, şibih benzeri bir düzenden, cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi alalamasıya otokrasi-teokrasi karışımı bir düzene dönüşmüştür.

Demokrasi, kısa tanımıyla egemenliğin halktan kaynaklandığı, yönetim biçimidir. Egemenlik başka bir gücün denetimini sınırlamasını kabul etmeyen mutlak, diğer güçleri aşan güçtür.

Sosyal demokrasi, halkın egemenliğinin ekonomik alanda da olması amacı, uygulamasıyla siyasal demokrasiyi tamamlar.

Demokrasinin temel ilkesi bireylerin eşitliği ve özgürlüğüdür. Eşitlik sağlanamasa özgürlük biçimsel olarak kalır.

Günümüzde doğrudan demokrasi uygulaması olanaksız olduğundan; halkın iradesiyle vekâlet verdiği temsili bir organ tarafından egemenliğin kullanıldığı temsili demokrasi düzeni geçerlidir.

Temsili demokraside halk, özgür iradesi, seçimiyle yetkiyi, yönetmek üzere vekillere, halk temsilcilerine veriyor. Vekil görevi, kendisine verilen yetki çerçevesinde yetkiyi veren halk lehine ve talimatına uygun olarak kullanmak yükümlülüğü ile hesap vermeyi üstlenir. Temsil demokraside sorun, yetki vermede ve yetki kullanmadan kaynaklanıyor. Halk özenle, gücün verdiği yetkiyi sorumlulukla kullanmaz; vekil de güç kendisininmiş gibi, kuralsız kullanmaya kalkıştığında, üstünlük duygusuna kapıldığında verme hakkını inayet olarak kendinde görmeye başladığında, halk da almanın ezikliğiyle boyun eğdiğinde, demokrasi başka düzene dönüşmeye başlıyor. Yetki egemenlik sahibi halk, hükümdarın tebaası “reaya” muamelesi görme konumuna düşüyor. 

Demokratik düzenin, farklı düzenlere kayabileceği işlevini, günümüzden 2400 yıl önce yaşama Platon (Eflatun) şöyle dile getirmiştir.

“Demokrasinin ana prensibi halkın egemenliğidir. Ama milletin kendilerini yönetebilecekleri iyi seçebilmesi için yetişkin ve eğitim görmüş olması şarttır. Eğer bu sağlanmazsa demokrasi, ‘otokrasiye’ geçebilir. Halk övülmeyi sever. Onun için güzel sözlü demagoglar, kötü de olsalar, başa geçebilirler. Oy toplamasını bilen herkesin, devleti idare edebileceği sanılır. Demokrasi eğitim işidir. Eğitimsiz kitlelerle demokrasiye geçilince oligarşi olur. Devam edilirse demagoglar türer; demagoglardan da diktatörler çıkar.”

Halkın egemenlik yetkisini özenle, sorumlulukla kullanılmazsa demokrasi; “otokrasi”ye tek bir kişinin sınırsız mutlak şekilde elinde tuttuğu düzene, “oligarşi”ye iktidarı az sayıda kişinin ele geçirmesine, “polikrasi” ye yalnız mülk sahiplerinin iktidarına, “mediyokrasi”ye ikinci sınıf toplum olmayı kabullenerek yönetilmeye, “kakistokrasi”ye kötü yöneticilerin yönetimine, “timokrasi”ye siyasi hakların fiilen varlıklara ait olduğu düzene, “mobokrasi”ye niteliksiz kalabalığın egemenliğine dönüşmektedir.

Demokraside bireylerin eşit ve özgür olması temel ilkedir. Eşitlik ve özgürlükten uzaklaşan rejimler, demokrasi olarak tanınamazlar.

Demokrasiden uzaklaşıldıkça “klientalizm” siyasal otoritenin himayesi altında, karşılığında yandaşlık etme, demagogluk halk avcılığı, yalakalık, şarlatanlık “quid pro quo”, karşılıklı çıkar sağlama, etik değerlerden de uzaklaşma başlıyor.

Haziran 2022 seçimi, halkın demokrasiyle sınavıdır. Seçim halkın egemenliğine, özgürlüğüne ne ölçüde sahip çıktığının ölçüsü olacaktır. Demokrasiye en çok halkın egemenliği içselleştirmesi, kullanmasıyla ulaşılabilir.



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları