Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Lübnan'dan İzlenimler
\n
\nÜlkemize çok yakın olmasına karşın, geçen haftaya kadar Lübnan’a, Beyrut’a gitmek olanağım olmamıştı. Lübnan, dört milyon nüfuslu, nüfusunun en az yarısı başkenti Beyrut’ta yaşayan, 10 bin km2 yüzölçümlü, küçük sayılabilecek bir ülke. Özelliği, nüfusunun farklı din, mezhep ve topluluklardan oluşması, bir iç savaş geçirmiş olmalarına karşın değişik toplulukların bir arada üniter devlet çatısı altında yaşayabilmesi. Yakın geçmişte de İsrail saldırısına uğramasına karşın, yollarda barikatlar, askeri kontrol kulübeleri ülkede yaşamın akışını etkilemiyor, bir sınırlama, olağandışılık getirmiyor.\n
\n***\n
\nDört gün süren bir geziden edinilen izlenimler eksik olabilir, ama ben özetlemeye çalışayım. Ülke, sırtını Lübnan ve Antilübnan dağlarına dayamış, dağlar arasında Bekaa Vadisi’nin uzandığı, korniş dedikleri (yazım hatalarım olursa özür dilerim) iki yüz km’yi aşkın dar bir kıyı şeridinden oluşuyor. Ören yerleri, tarihi kalıntılar, harabeler açısından zengin sayılabilir. Bir turist olarak Baalbek antik şehir kalıntısı bana değişik, görülmeye değer olarak geldi. Dünyanın sayılı doğal harikalarından biri olduğu iddia edilen Jerta sarkıt-dikit mağarası diğer ilginç bir gezi alanı. Beyrut yakınlarında Byblos sahil kasabası, UNESCO tarafından koruma altına alınmış dünyanın en eski yerleşim yerlerinden biri. Tarihi bilgisi geniş, arkeolojiye meraklı bir kişi, çok daha geniş görülebilecek ören, kalıntı, harabe bulabilir, zamanını değerlendirebilir.\n
\nŞehircilik, urbanizm konusunda çizmeyi aşmak gibi gelebilir, hatalı da görülebilir, ama şehirler giderek birbirine benzemeye başlıyor, tarihi özelliklerini, kişiliklerini, kimliklerini yitiriyorlar. Özellikle kentsel dönüşüm olarak nitelendirilen, rant yaratmaya, oluşan rantın üstüne oturmaya yönelik projeler, şehirleri birbirine benzetiyor. Bana pek estetik gelmeyen gökdelenler, sosyal konutlar trafik sorununu çözüm için yapılan üst ve altgeçitler, köprüler, şehirlerin özelliklerini, kimliklerini alıp götürüyor, siliyor. Beyrut da kentsel dönüşümün hışmına uğramış görüntüsü veriyor. Beyrut’u temsil ettiği söylenen, Aşrafiye, Hamra yerleşim bölgeleri de özelliklerini yitiriyor. İnsan bu bölgelerde uzun süre yaşasa belki ilginç yönlerini yakalayabilir. Ama şöyle bir turistik gezi, kısmen yaya gezinti şeklinde de olsa, çok değişik bir yöre izlenimi bırakmıyor.\n
\n***\n
\nŞehirlerin kimliğini bozan, ortadan kaldıran diğer bir etken de öykünme, taklit... Harissa Beyrut yakınında bir sahil şehri; yüksek bir tepenin üstüne Meryem Ana heykeli oturtulmuş, heykel şehre tepeden bakıyor. Tepe dik olduğu için teleferik ve finükülerle çıkılabiliyor. Brezilya Rio’daki İsa heykeline öykünme gibi geldi. Rio’daki İsa heykeli tabii çok daha görkemli. Ancak dini bağnazlık bir yana, İsa heykeli, Rio’ya ne katıyor? Turistik bir gezi yeri oluşturuyor, ama bence Rio’nun o doğal güzelliğini, görüntüsünü de bozuyor, Harissa’daki Meryem Ana heykeli de öyle. Oralara kadar gitmişken çıkıp bir görelim diyorsunuz, ama o yüksek yerler, doğal güzellik bozulmadan, dinsel güdüler olmadan da turistik gezi yerleri haline getirilebilir.\n
\nBeyrut iki milyon nüfuslu bir kent olmasına karşın, düşünün insan İstanbul trafiğini arıyor. Trafik karmaşası yaratmada bizden çok daha becerikliler. Şehirde toplu taşımacılığın hemen hemen olmaması, trafik ışıklarının yokluğu, trafik terbiyesinin yetersizliği karmaşayı körüklüyor.\n
\n***\n
\nLübnan tütün içme hürriyetinin olduğu\t nadir ülkelerden biri. Kapalı alanlarda tütün içebiliyor, sigara içilir - içilemez ayrımı yapılmıyor. Tütün içilir diye ifade etmeye çalışıyorum, görebildiğim kadarı ile sigaradan daha çok nargile içiliyor. Göze çarpan, kahvelerde, lokantalarda kadınların hatta genç kızların çoğunluk oluşturacak ölçüde nargile içmeleri. Lokantalarda yemek ile birlikte nargile servisi de yapılıyor.\n
\nBir iç savaş geçirilmiş olmasına, dini ayrılıklara hatta etnik köken farklarına karşın bir asayiş sorunu yok. Gece yarısı pekâlâ kızlar kahvelerden çıkarak sokaklarda yürüyebiliyorlar. Dikkat çeken diğer özellik, kadınların bağımsızlığı; başı bağlı kadın sayısı az. Kadınlar, arkadaş gruplarıyla hatta yalnız kahve ve lokantalara gelebiliyor, nargile içebiliyor, geç vakte kadar oturabiliyorlar.\n
\nTürkiye ile ilişkiler, Türkiye’ye bakış konusundaki görüşleri, bir başka yazı konusu olabilir.\n
\n\n\n
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı