Öztin Akgüç

Para Politikaları Niçin Başarısız?

09 Ocak 2015 Cuma

Gelişmiş ekonomiler, 2007 yılında girmiş oldukları ekonomik durgunluktan, zaman zaman krize dönüşme, yuvarlanma riskini de taşıyarak aradan en az yedi yıl geçmiş olmasına karşın kurtulamıyorlar. Gerçi ABD büyüme hızı ve azalan işsizlik düzeyi ile durgunluktan çıkış sinyalleri veriyorsa da henüz yukarı yönlü gelişme istikrar, ivme kazanmış değil.
Günümüzde gelişmiş ekonomiler neoliberal olarak nitelendirilen ekonomi politikası izliyor. Neoliberal ekonomi politikasının başlıca aracı para politikası. Para politikasında öncelikli amaç fiyat istikrarının sağlanması. Fiyat istikrarı ile yıllık fiyat artışının olmaması, sıfır enflasyon değil, fiyat artış hızının belli bir sınırı aşmaması hedefleniyor. Örneğin Avrupa Birliği Avro Bölgesi için Avrupa Merkez Bankası’nın bir orta vade için enflasyon hedefi, yıllık ortalama yüzde 2 sınırına yakın fakat altında gerçekleşmesi.
Para politikasının ekonomiye başlıca yansıma, aktarım kanalı piyasa faiz oranlarını etkileme yolu ile gerçekleşiyor. Faiz, tüketim ve yatırım hacmini belirleyen başlıca değişken olarak kabul ediliyor. Faizlerin düşmesi halinde tüketim ve yatırım harcamalarının artacağı önsel olarak kabul ediliyor, varsayılıyor. Faiz indirimi ile tasarruf etmenin getirisi azalıyor, dolayısıyla tüketimin alternatif maliyeti düşüyor. Bu gelişme ile bireylerin hanehalkının tüketim harcamalarını artırması bekleniyor. Öte yandan sermaye maliyetinin düşmesi ile de işletmelerin yatırımlarını artıracağı öngörülüyor. Genişletici para politikası ile piyasa faiz oranlarının düşürülmesi yoluyla ekonominin, artan harcamaların etkisiyle durgunluktan çıkması, canlanması hedefleniyor. Ancak deneyimler, uygulama, ekonometrik araştırmalar, faizin tüketim ve yatırım harcamaları üzerinde, varsayıldığı ölçüde etkili olmadığını ortaya koymuştur.

***

Genişletici para politikası ile ekonominin canlandırılamaması, finansal açıdan zor durumda bulunan bankaların, büyük teşebbüslerin varlığı, konut piyasasının çökmekte oluşu, merkez bankalarını, geleneksel ortodoks merkez bankacılığı ilkeleriyle bağdaşmayan uygulamalara yöneltti. Merkez bankaları, banka, şirket kurtarma operasyonlarına aktif olarak katıldı. FED’in bu bağlamda başı çektiği, konut sektörünü canlandırmak, konut sektörünü finanse eden kurumları kurtarmak için 1.7 trilyon USD tutarında toksin zehirden esinlenen bir terimle toksit olarak nitelendirilen değeri kuşkulu kâğıtları aldı.
Sonuç olarak, şirketler, bankalar kurtarıldı, küçük işletmeler battı, gelir dağılımı daha da bozuldu, ekonomiler uzun süre durgunluktan kurtulamadı, işsizlik normal işsizlik düzeyine çekilemedi, ekonomiler krize yuvarlanma riskinden tümüyle kurtulamadı.
Alınan sonuçlar karşısında neoliberal iktisat yaklaşımı, para politikasının etkinliğini irdelemek gerekir. Olayları açıklayamayan, çözüm önerileri sonuç vermeyen, öngörüleri gerçekleşmeyen bir modelin bilimsel olduğunu savunmak kolay değil.
Neoliberal politikaların bilimsel değil ideolojik olduğunu söylemek iddialı olabilir. Neoliberal politikalar, sermayenin çıkarlarını koruyor, gelir dağılımı çekişmesinde sermayenin payı artarken, yeterli esnek çalışma koşulları, sendikalaşma, işsizlik gibi sonuçlarıyla emeğin üstüne yığıyor. Para politikası, sağcı, sermayeden yana yaklaşımların temel politika aracıdır. Alınan sonuçlar ortada iken hâlâ para politikasında ısrar bilimsel değil, ideolojiktir.  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Trump tehlikesine teyakkuz 11 Aralık 2024

Günün Köşe Yazıları