Ülkede merkezi yönetimin savurgan, yıkıcı, rant kollayan, taraflı, her açıdan başarısız yönetim anlayışına karşı, özellikle kendini halkçı, sosyal demokrat olarak yaftalayan yerel yönetimlerden, vatandaş olarak beklentilerimiz var. Beklentilerin başlıcalarını sıralamaya çalışayım.
? Çevrenin, doğanın korunması, çevre kirliliği ile mücadele:
Yerleşim merkezlerinde rant uğruna yeşil alan, park, insanların nefes alabileceği alan bırakılmadı. Yerleşim alanları parkları ile güzelleşir, yaşama değer katar. Park alanları genişletilmeli, yeşil boya değil gerçek yeşil ve mavi ülkenin rengi olmalıdır.
? Kültür ve sanat etkinliklerini yaygınlaştırma, destekleme:
Yaşam kalitemizin yükselmesi büyük ölçüde yaşantımızda sanat ve kültür etkinliğinin kapsadığı süreye bağlıdır. AKP merkezi yönetiminin sanat ve kültür konusundaki vandalizmine karşı yerel yönetimler, kültür ve sanat etkinliklerini destekleyebilir hatta bu alanda gerekli kurumları oluşturabilir, geliştirebilirler.
? Mimari karmaşayı, çirkin, ucube görüntüyü önleme, olanak ölçüsünde düzeltme:
Güzelim ülkemizi çarpık yapılaşma ile estetikten yoksun binalarla, asimetrik bir görüntü de yaratarak çirkinleştiriyoruz. Mimari karmaşa, ucube yapılaşma önlenmelidir.
? Yerleşim yerlerinin, tarihi özellikleri, dokusu korunarak kentsel güzelleşmeyi, yapılanmayı gerçekleştirmek:
Kentsel dönüşüm, rant yaratmak, oluşan rantın üstüne oturmak amacıyla değil, bölgenin tarihi dokusu ve yerleşiklerin çıkarları korunarak yapılmalıdır.
? Temiz ve yenilenebilir enerji kullanımını destekleme: Temiz ve yenilenebilir enerji üretimi ve kullanımının yaygınlaştırılması, hem ülke ekonomisi hem de çevre temizliği, sağlıklı yaşam ve kalitesi açısından öneme sahiptir. Yerel yönetimler bu bağlamda pilot projeler geliştirebilir, uygulama yapabilirler. Güneş enerjisinden, ısıtmanın yanı sıra elektrik üretiminde yararlanmaya yönelik projeler denenebilir.
Termik, hele hele nükleer enerji felaketinden ülke, temiz, yenilenebilir enerji üretilerek korunmalıdır.
? Atık toplama, değerleme projelerini, uygulamalarını yaygınlaştırma:
Atıkların toplanması, değerlendirilmesi, hem üretim, hem maliyet hem de çevre temizliği ve çevrenin korunması açısından önemlidir. Atık toplanması, değerlendirilmesi vatandaşta böyle bir bilinç uyandırılması, yerel yönetimlerin bir görevi olmalıdır.
? Muhtaçların korunması, sığınma olanaklarının sağlanması:
Merkezi yönetim, özellikle kadınlarımızı koruyamıyor, aksine onları ikincileştiriyor. Muhtaçların, ezilen, şiddet gören kadınlarımızın sığınabileceği hatta çalışabileceği alanlar yaratma da bir görev olarak benimsenmelidir. Sokaklarda dilenen insanlar, hem bir insanlık ayıbı oluşturuyor, hem de ülke hakkında olumlu bir izlenim yaratmıyor. Şiddet kullanılmadan gereksinimleri karşılanarak, ülkede her alanda dilencilik yapılmasına son verilmelidir.
? Semt, köylü pazarlarının düzenlenmesi, desteklenmesi:
Semt, köylü pazarları, üretici ile tüketiciyi karşılıklı bir araya getiren aracı rantını ortadan kaldıran, tüketicinin taze ürüne ulaşmasını sağlayan, lezzet artıran, tasarruf sağlayan gerçek pazarlardır. Pazar ve piyasadan sürekli söz edilirken, yalnız başına değil semt ve köylü pazarlarını geliştirelim. Türkiye’de üretici korunmalı, desteklenmelidir.
? Göz boyayıcı, kaynak israfına yol açan gösteriş yatırımlarından kaçınma:
Rant ve kişisel prestij yaratmaya yönelik, gerçekte toplumsal yararı olmayan, kaynak israfına yol açan göstermelik projelerden, gösteriş yatırımlarından kaçınmak, kalıcı çözümlere yönelmek gerekir.
Yerel yönetimler, toplumsal amaçlı sivil toplum örgütleri ile yakın işbirliği ve karşılıklı destekleme ile ilişkilerini sürdürerek işlevlerini gerçekleştirebilirler.
30 Mart yerel seçimleri yalnız ülkenin siyasal geleceği açısından değil, doğanın, çevrenin ve tarihin korunması açılarından da önem taşıyor.