Şahin Aybek

Eğitimde yeni İsmail Hakkı BALTACIOĞLULARA ihtiyacımız var

23 Ağustos 2021 Pazartesi

“Cılız, ruhsuz, korkak nesiller yetiştiren, milli olmayan eğitim sistemimiz, geri kalmamızın ve felaketlerimizin tek sorumlusudur.”

“Mekteplerimizde malumatlı, terbiyeli, hafızası kuvvetli, parlak ifadeli gençler yetişiyor, fakat adam yetişmiyor, memleketin muhtaç olduğu, faal, müteşebbis, azimli, cesaretli adam!”

1886-1978 yılları arasında yaşamış olan İsmail Hakkı Baltacıoğlu eğitim tarihimizin en önemli isimlerinden biridir ve eğitimimizin ivedilikle onun gibi eğitimcilere ihtiyacı bulunmaktadır. Eğitimimiz adına bu kadar önemli olan bu ismi aşağıda kısaca ele almaya çalışacağım. Ama bu ismi daha yakından tanımak isteyenler önemli eğitimcilerimizden Prof. Dr. İrfan Erdoğan’ın bence bu konuyla ilgili otorite olan kitabı “Cumhuriyetçi Muhafazakar İsmail Hakkı Baltacıoğlu” kitabına bakabilirler.

Eğitim tarihimize katkıları kadar kültür tarihimize de büyük katkıları olan İsmail Hakkı Baltacıoğlu, Avrupa'nın pek çok yerinde pedagojiye dair araştırmalar yapmıştır. Darülfünun Rektörlüğü, Gazi Eğitim Enstitüsü Müdürlüğü gibi önemli görevler yapmış olan Baltacıoğlu Yeni Adam dergisini de çıkarmıştır. 8 yıl gibi uzun bir süre milletvekilliği yapmış ve Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesinin Pedagoji kürsüsünü de kurmuştur. Çok sayıda kitap, makale ve yazısı olan Baltacıoğlu’nun eğitimle ilgili başlıca eserleri; İş Pedagojisi, Terbiye, İçtimai Mektep, Toplu Tedris, Türk’e Doğru, Rüyamdaki Okullar, Batıya Doğru, Pedagojide İhtilal, Kültürel Kalkınmanın Sosyal Şartları şeklindedir(Saka, 2018).Baltacıoğlunun eğitime dair fikirlerine gelince köy enstitülerinin geliştirilmesi gerektiğini, bunların iş okulu olmanın ötesinde, teori ile pratiğin birleştirilmesi gereken yerler olması gerektiğini savunuyordu.

Eğitim sistemimize ciddi eleştiriler getiren Baltacıoğlu; cılız, ruhsuz, korkak nesiller yetiştiren, milli olmayan eğitim sistemimiz, geri kalmamızın ve felaketlerimizin tek sorumlusudur, der. Üretime, yaratıcılığa dayanan bir eğitim sistemini savunan Baltacıoğlu, eğitimin amaçları arasında “üretici adam yetiştirmeyi” gösterdiği için Muallim dergisinde Ziya Gökalp ile arasında ilginç tartışmalar çıkmıştır. Köy eğitimi üzerinde de biz yeni eğitimciler köyü okul kanalıyla değiştirmeye çalıştık, olmadı; okulu değiştiren köy üzerinde durmalıydık, diyerek durmuştur. Ona göre öyle ki tarıma dayanan bir sıbyan mektebi tarımsız bir Darülmualliminden daha yararlıdır(Akyüz,2001).Tüm bunların ışığında onun eğitim görüşlerinde Avrupa'da eğitim aldığı, incelediği Avrupa pedagojisinin etkileri görülür. Roussea'nun, Emile Durkheim'in, Bergson’un Kır Eğitim Okullarının etkileri Baltacıoğlu’nun fikirlerinde görülür.

Mesleki ve toplumsal kişilik geliştirilmesine önem vermiş olan Baltacıoğlu’nun eğitim anlayışı şöyledir: “Bizim ülkede eğitim ve öğretimin amacı uslu, belleği kuvvetli adamlar yetiştirmektir. Türkiye'de atasözleri ile anlatılan - en kuvvetli eğitim inançları, boş inançlardan başka bir şey değildir! -  insanların hayat başarısı; birinci derece bilgilerinin, zekalarının değil, girişim, azim, sebat, cesaret ve şecaat gibi ahlak özelliklerinin, yani karakterlerinin ürünüdür. Yaşamak azminde bulunan bir ulusun tek amacı, çocuklarını yaşama hazırlamak olmalıdır. Eğitim; yaşam için en önemli sermayedir. Bilgilerin en büyük önemi bile, karakterin ögelerine kuvvet ve gelişme sağlayan bir araç olmak içindir(Binbaşıoğlu, 2005). Onun eğitim görüşleri kişilik, çevre, travay, randıman, inisivasyon ilkeleri olmak üzere beş ana ilkeye dayanır. Eğitim anlayışı içinde güzel sanatlara ayrı bir önem veren Baltacıoğlu, milletim kitapsızlıktan değil, duygusuzluktan ölecek der. Onun eğitim görüşlerine genel olarak baktığımızda, iş eğitimini önceleyen, yaparak yaşayarak öğrenme metodunu önemseyen bir eğitim anlayışıdır, diyebiliriz. 

Baltacıoğlu’nun eğitim reformuna bakışı ise şu şekildedir: “Mekteplerimizde malumatlı, terbiyeli, hafızası kuvvetli, parlak ifadeli gençler yetişiyor, fakat adam yetişmiyor, memleketin muhtaç olduğu, faal, müteşebbis, azimli, cesaretli adam! Memleketimizin bu aczi, talim ve terbiyemizin bu müthiş iflaslı karşısında yalnız bir çare buluyoruz: Programı değiştirmek. Baltacıoğlu yurt dışından, Fransa'dan, Amerika'dan getirilecek programların bir anlamı olmayacağını ifade eder. Ona göre programlardan da önemli bir şey vardır. Bu da mektebin usûl-i terbiyesi yani usûl-i inzibatı ve usûl-i tedrisidir. Usûl-i inzibattan, öğrencilerin hareketlerine verilen hürriyetin derecesini anlıyorum” der.

Halk eğitimi de çalışmış olan Baltacıoğlu 92 yıllık ömrüne 35'i doğrudan eğitim öğretim ile ilgili toplam 131 eser sığdıracak kadar üretken bir düşünürdür. Baltacıoğlu eğitim reformu akımının ülkemizdeki en önemli temsilcisi olmuştur. Baltacıoğlu eğitim reformu akımcıları gibi geleneksel eğitimi köklü bir değişimden geçirmek, gününe uygun eğitim modelleri yaratmak ve böylelikle yeni adamlar yetiştirmek derdindedir. Bu eğitim çizgisi ferdiyetçilik ile başlayıp, sosyal bir birleşimle biter. Baltacıoğlu’nun pedagojisinin özeti “Benim aradığım pedagoji ne Tanzimat pedagojisi ne Meşrutiyet pedagojisi ne de Cumhuriyet Pedagojisidir. Benim aradığım pedagoji, atom devrine yakışan yaratıcı insan, yaratıcı Türkü yetiştiren, yaratıcı pedagoji” şeklindedir. Türkiye Hepimizin, Eğitim Hepimizin…



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları