Süper Lig ve finali, salt futbolla çerçeveli bir olgu değildir.\n

Bunu lig maratonunda, final maçında gördük, yaşadık.\n

Çıkan olayları taraftarlıkla, kulüp yönetimiyle, futbolun idaresiyle açıklamak, sığ bir değerlendirme olacaktır.\n

Daha üstten bakmak gerekiyor.\n

Dev bir sektöre dönüşen, sermayenin güdümünde, her türden iktidar kavgasının sürdüğü, devasa bütçelerle konuşulan, üstüne milyon dolarlık bahislerin yapıldığı futbola geniş bir açıyla bakmak gerekiyor.\n

Siyasal, sosyal, ekonomik analizler gerekiyor.\n

Hele de söz konusu Türkiye olunca...\n

Fenerbahçe-Galatasaray maçının ardından taraftarlara, yöneticilere yönelik kısır değerlendirmeleri bir tarafa bırakalım.\n

Her şeyden önce vali ve federasyon başkanının acizliğinde kupa, sahibine, tek yetkili, tek adam Başbakan’ın talimatlarıyla verilmedi mi?\n

Daha da önemlisi, bu sezon futbolsever neyi konuştu, neyle ilgilendi?\n

Takımlarının başarısını mı, yoksa şike davasını, özel yetkili mahkemelerde yargılanan Aziz Yıldırım’ı, talimatla koltuğa oturtulan federasyon başkanlarını, UEFA’dan çıkacak kararları mı?\n

Federasyonun şike yok dediği bir düzende FB Başkanı şikeden hapiste!\n

Hadi gelin de açıklayın bu durumu.\n

Şike soruşturmasının AKP-cemaat operasyonu olduğunu düşünen insanlar, konuyu nasıl futbolla sınırlı tutabilir?\n

Elbette birtakım siyasal değerlendirmelere gideceklerdir...\n

Doğrudur, yanlıştır, tartışılır; hapisteki Yıldırım’ın, “Fenerbahçe’yi ele geçirmek istiyorlar” değerlendirmesi anlamsız bulunabilir mi?\n

Bu yüzden FB’li olmayan birçok futbolsever bile “mağduriyeti” göze alarak Sarı Lacivertlilerin şampiyon olmasını istemedi mi?\n

Kaldı ki düne kadar futbolun temiz olmadığını düşünen, bazı maçların hileli oynandığını hisseden bazı futbolseverler şikeyi bir yana koydular, gözlerini operasyona çevirdiler.\n

Futbolun gündemi, sahte deliller, polis-savcılık kaynaklı medyaya servis edilen haberler, uzun tutukluluklar ve iddianameler oldu.\n

***\n

Kuşkusuz her alanda yaşandığı gibi futbolda da siyaset olacaktır ama, yuvarlak topun siyasal çıkarlara göre kullanılması ayrı bir meseledir.\n

Ülke rejimindeki temel değişkenliklerin üstüne milyonları sürükleme ve etkileme gücüne, devasa bütçelere bakıp, iktidarın futbola el atması, kuşkusuz siyasal çıkarlar gözetilerek planlandı.\n

Ama hesaplar tam olarak tutmadı.\n

“Futbolda şike yasası”, iktidar-cemaat ortaklığının ayrışmaya gittiği bir süreçti.\n

Cemaat, futbolda şike yasasının değiştirilmesini, cezaların indirilmesini “sulandırma” olarak görüyordu ama Başbakan’ın isteğiyle yasa değiştirilerek yumuşatılmış oldu.\n

Tabii bu gelişmelerin sonucu olarak, şampiyonluk maçında ortaya çıkan tablo... Taşlar, sopalar, polis araçlarının yakılması, güvenlik güçlerine yönelik “cemaat dışarı” sloganları...\n

Ve artık her hak arama eylemi ve protestoyu aşırı güç kullanıp, tazyikli suyla, biber gazıyla boğmaya çalışan güvenlik güçlerine, valiye ağır eleştiri...\n

***\n

Bugün futbolun geldiği yer, kaostur ve ülke yönetimiyle, onun yarattığı sorunlarla bire bir ilgilidir.\n

Olayın bir yanında şampiyonluk olsa da diğer yanında yaşadığımız haksızlıklar, hukuksuzluklar, baskılar ve tehditler yatıyor.\n

İnsanlar daha kolay yan yana geldikleri stadyumlarda, spor alanlarında tepkilerini yansıtıyor.\n

Bu arada futbolu ele geçirmeye çalışıyorlar ama insanlar kolay yoldan politize oluyor. \n

Özellikle Fenerbahçe cephesinde, önemli oranda iktidar karşıtlığı oluşuyor.\n

Gazete, kitap okumayan, ülke sorunlarıyla doğrudan ilgilenmeyen taraftar, hukuk sistemini tartışıyor, özel yetkili mahkemeleri öğreniyor, Çağlayan’da mahkeme önüne gidiyor, burada da biber gazıyla boğulup, dolayısıyla siyasallaşıyor...\n

Bu dönemde iktidar sahiplerinin zaman zaman statlarda, spor salonlarında ıslıklanması, yuhlanması, protesto edilmesi de bu yüzden.\n

Ne dün ne de bugün, futbol hiçbir zaman sadece “futbol” olmadı!