CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu’nun, Milli Eğitim Bakanı’na yönelttiği soru önergesine göre durum çok sakıncalı...
Buna göre;
İzmir Milli Eğitim Müdürü’nün sözleri son derece yersiz.
Adı lazım değil, iktidarın bürokratı.
Sözümona eğitimci!
Ayrımcı, dayatmacı, çağdışı, tehditkar, kendinden olmayana düşman.
“İmam hatip okullarını savunacağım” derken, “komünist ve ateist öğretmenlerin defterini düreceğini” söylemiş.
Konak Hasan Sağlam Öğretmenevi’nde, imam hatip ortaokul ve lise müdürleriyle yaptığı toplantıda şöyle konuşuyor özetle:
“Biz İzmir’de insanlara imam hatip kültürünü yerleştirememişiz. Yıllardır İzmir’de imam hatiplerin açılması için mücadele ettim, keşke 10 yıl önce bu adım atılsaydı... 15 yıl sonra bunların meyvelerini alacağız... Okullarınızda bazı ateist, komünist öğretmenler var, çocukları bunlara teslim ederseniz onlar emek harcamazlar, Darvin teorisini anlatırlar. Derslere Komünistler giriyor, çocukların beynini yıkıyorlar. Dinimiz yerlerde sürünüyor.”
Hızını alamıyor müdür Bey.
İşin tehdit boyutuna vardırıyor, “defter dürmekten” söz ediyor.
Şöyle:
“İzmir’de herkes birbirine şirin görünmeye çalışıyor, kimse riske girmiyor. Arkadaşlar siz riski göze alın. Ateist ve komünistlere defol git buradan deyin, defterlerini dürün. Okullarınızda böyle yapanlar varsa, odanıza çekin kollarınızı sıvayın, baktınız olmadı önce siz sonra ben ifadesini alacağım. Gerekirse bunların resen tayinlerini çıkartırım...”
İzmirlilerin aklının uyuştuğunu, dumura uğradığını da ekliyor bu arada Müdür Bey. Dürüstlüğün, namusun imam hatiplerde olduğunun da altını çiziyor.


Ne yapacaksın?
Ne de olsa ülkenin başbakanı bir zamanlar bu okullardan terörist çıkmadığını, kindar ve dindar bir nesil yetiştirmeyi amaçladığını söylemişti.
Rehber edinmiş bu yaklaşımı Müdür Bey.
Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Çetin Emeç, Turan Dursun’u öldürmekten hüküm giyenlerle Hizbullah davasından ceza alanlar arasında çok sayıda imam hatip mezunu olduğunu unutmuş Müdür Bey.
Bugün terör örgütü IŞİD saflarında savaşanlar arasında aynı mezunların yer alma olasılığını hesaba katmamış.


Doğal olarak ‘Müdür Bey’e tepkiler var.
Eğitim sendikaları, öğretmenler, sivil toplum örgütleri ayakta.
İzmir Milli Eğitim Müdürlüğü önünde gösteriler, istifa çağrıları.
KESK İzmir Şubeler Platformu Dönem Sözcüsü ve Eğitim-Sen İzmir 2 No’lu Şube Başkanı Hasan Ali Kılıç, müdürün açıkça nefret suçu işlediğini, arkasına AKP iktidarını aldığını söyledi basın açıklamasında.
Eğitim-Sen Genel Sekreteri Sakine Esen Yılmaz da, IŞİD’in sahip olduğu zihniyetin izlerinin Türkiye’de de sürdüğünü savundu.
Ayrıca sosyal medyada istifa çağrılarıyla çeşitli kampanyalar düzenlendi.
Müdür Bey susuyor, ne bir özür ne de geri adım.
Konu, nereye varacak?
CHP İzmir Milletvekili Mustafa Moroğlu da Milli Eğitim Bakanı Nabi Avcı’ya soruşturma açıp açmayacağını sordu bu arada.
Sizce ne olacak?

Not: Bu yazının tamamlanmasının ardından Müdür Bey 15 gün sustuktan sonra nihayet konuştu. Dün yaptığı açıklamada savları yalanladı.
Gerçek ne?