\n

Özel yetkili mahkemelerden tutun da N.Ç. örneğinde ortaya çıktığı gibi yargıya ilişkin bir dizi soru işaretlerinin olduğu bir süreç yaşıyoruz.\n

Kimileri hukukun bittiğini söylüyor, kimileri artık adalet peşinde olduğunu...\n

***\n

Haksız, hukuksuz gözaltılar, tutuklamalar...\n

Cezaya dönüşmüş uzun tutukluluk süreleri...\n

Siyasallaşan davalar...\n

3-4 yıla uzayan tutukluluklarda yeni deliller bulma arayışları...\n

Artık klişeleşmiş, “kaçma ve delilleri karartma” olasılığına dayanılarak reddedilen tahliye kararları...\n

Bilirkişi raporlarıyla sahte ve üretilmiş olduğu belgelenen delilleri değerlendirmeyen, dikkate almayan bir anlayış...\n

Hücrelerde tüketilen ömürler...\n

İktidar listesiyle oluşturulan HSYK şemsiyesinin altındaki yapılanma...\n

Tahliye istediği için görev yerleri değiştirilen, adeta sürgüne gönderilen yargıçlar...\n

Deniz Feneri davasında görevlerinden alınan savcılar,\n

Mesleğini bırakıp giden hâkimler...\n

Özel yetkili mahkemelerin 12 Eylül’ü aratan uygulamaları.\n

Kısıtlanan savunma hakları,\n

Gazeteci, yazar ve muhalif kimlikleriyle yaptıkları haberler, yazdıkları kitaplar nedeniyle terör örgütü üyesi suçlamasıyla karşı karşıya kalanlar...\n

Pankart açtıkları, iktidar sahiplerini protesto ettikleri için cezaevlerine tıkılan gençler...\n

Kalemi, kitabı suç unsuru sayıp, tutuklamaya gerekçe oluşturanlar...\n

Dağlarda teröre karşı savaşırken duruşmalarda terör örgütü üyesi olmakla suçlanan askerler...\n

Çevreye karşı işlenen suçları ve HES’lere direnişleri bile iktidara yönelik eylem kılıfına sokan iddianameler...\n

N.Ç. örneğinde olduğu gibi erkek egemen bir anlayış ve kamu vicdanını sızlatan kararlar...\n

Habur Sınır Kapısı’na, Silivri Cezaevi kampusuna kurulan mahkemeler...\n

Ve bu yazıya sığmayacak ölçüde daha nice sayısız örnek...\n

Cumhuriyet tarihinde hukukun, adaletin, yargının bu denli tartışıldığı, güven duygusunun bu kadar sarsıldığı bir dönem var mı acaba?\n

***\n

Bu tartışmaların ışığında ayları, yılları dört duvar arasında, hatta hücrede geçirenleri düşünün!\n

Bayram günü eşlerine, çocuklarına, akrabalarına, arkadaşlarına sarılamayanları, çocuklarının büyümesini yaşayamayanları düşünün...\n

Ve bütün bunlara seyirci kalanları, susanları...\n

Uzun tutukluluk sürelerinden, geciken adaletten, bu ülkede Cumhurbaşkanı, Başbakan, iktidar üyeleri, muhalefet liderleri, siyasi partiler, barolar ve toplumun büyük kesimi, yakınıyor.\n

Topu özel yetkili mahkemelere atan Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, milletvekili seçilenlerin tutuklu kalmasını eleştiriyor. \n

Eğer öyleyse,\n

Sorunları aşacak yasal düzenlemeler niçin sağlanmıyor?\n

Yeni anayasa yapılması gerektiğini söyleyenler, özel yetkili mahkemeleri, ilgili ceza maddelerini niçin değiştirmiyor?\n

Bu değişiklikleri yapacak TBMM’de neden sorunlar ele alınmıyor, ilgili maddeleri değiştirecek yasal düzenlemelere niçin gidilmiyor?\n

Değil elinin, iktidarın gölgesinin bile ulaşmadığı bağımsız ve adil bir yargı, düşünmenin, örgütlenmenin, fikir özgürlüğü ve muhalif olmanın suç sayılmadığı çağdaş bir yasal düzenleme, uluslararası geçerli standartlar bu toplumun hakkıdır.\n

Vicdanlara seslenmekten başka çaresi kalmayanların yaşadığı bir ülke olamayız.