Oy vermek yeter mi?..

29 Mayıs 2015 Cuma

Sandık güvenliği, seçim hileleri bir kez daha gündemde.
AKP iktidarıyla birlikte, seçimlerin güvenliğiyle ilgili yasa değişiklikleri, oy sayımı ve bilgisayar sonuçlarına ilişkin düzenlemeler, kuşku ve kaygı yarattı.
Nasıl yaratmasın?
AKP, 2003 ve 2008 yıllarındaki yasa değişikliğiyle seçimlerde yazılım altyapısı olarak SEÇSİS’i uygulamaya koydu.
Seçmen kayıtlarının tutulmasında İçişleri Bakanlığı’nca yürütülen MERNİS, seçim sonuçlarının aktarılmasında ise Adalet Bakanlığı’nca yürütülen UYAP projesi kullanılmaya başlandı.
Böylece anayasaya göre YSK tarafından yürütülmesi gereken seçim sistemi, iktidar unsurlarına devredildi.
Peki, SEÇSİS ne?
Türkiye Barolar Birliği Dergisi’nde seçim sistemleri ve hileleri irdeleyen Ömer Lütfi Taşcıoğlu sergiliyor.
“The Network is The Computer” vizyonuyla “herkesin ve her cihazın ağa bağlandığı bir dünyayı”, yani “kontrol kulesindeki tek bir el tarafından yönetilebilen dünyayı” öngören “Sun Microsystems”in projesi...
Şirket finans, üretim, medya, savunma sanayii gibi birçok alanda çalışıyor. Dünyanın en büyük yatırım bankalarından JP Morgan, seçim sonuçlarının sanal ortamda aktarılmasını sağlayan bu şirkete kredi verdi.
Bu arada şirketin Yunanistan seçimlerinde kazandığı ihalenin, “Bu şirketin Amerika’daki başkanlık seçimlerine hile karıştırdığı yolunda bilgiler var” gerekçesiyle iptal edildiğini anımsamakta yarar var.
“Büyük Ağabey”in sistem kurduğu ülkeleri ve yurttaşlarını izlediği, gözetlediği, gerektiğinde yönlendirdiği bir gerçek.
Gizli servislerin en gizli sistemlerine girebilen “gizli bir elin”, seçim sonuçlarını değiştirebileceği boş bir kuruntu olabilir mi?

***

Konu güvenlikse anımsayalım. ABD Dışişleri’ne ait 250 bin belgelik, bütün ülkeleri altüst eden, tarihin en büyük istihbarat sızıntısı WikiLeaks dokümanları, bilgisayar sistemine girilerek elde edildi.
CIA ve eski Ulusal Güvenlik Dairesi (NSA) çalışanı Edward Joseph Snowden’in küresel izleme aletlerinin verilerini ele geçirdiğini ve sızdırdığını, ABD ve Avrupa telefon datalarına eriştiğini, iki yıl önce bu belgelerin yüzde birinin gazetelerde yayımlandığını da hesaba katmalı.
Almanya’da Anayasa Mahkemesi’nin seçimlerde oy sayımı ve hesaplarını bilgisayar değil de klasik yöntemlerle yapılması gerektiği kararını da bunların üstüne koymalı ve düşünmeli.

***

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, “Elektrikler kesilirse sandıkların üstüne oturun” diyor!
CHP’li Sezgin Tanrıkulu, 7 Haziran 2015 seçimlerinde, hilelerin bilgisayarlar ve ağ sistemlerine müdahale şeklinde olacağını söylüyor. Büyük hilelerin il ve ilçe seçim kurullarında sandıklardan gelecek sayım sonuçlarının YSK sistemine kaydı sırasında yaşanacağını, oyların AKP’ye yazılacağını iddia ediyor, bu konuda soru önergesi veriyor.
CHP Bilgi ve İletişim Teknolojileri Merkezi’nin 2007-2015 Türkiye nüfus ve seçmen sayılarının analizi raporuna göre, 2007 yılından itibaren seçimler temiz, adil ve güven içinde yapılmıyor. Erdal Aksünger, yönettiği merkezin, kesinleşmiş 5 seçim hilesini saptadığını söylüyor.

***

Bu arada sandıkların açılmasından bir iki saat sonra “dünyada görülmeyen olağanüstü bir hızla” so nuçların açıklanmasına ne demeli?
Hile yapıldığını ortaya koyan bazı yargı kararlarını, yurtdışı oylarının sayımı konusunda kaygı yaratan düzenlemeleri de anımsayalım.
Sonuç olarak geçen seçimlerdeki elektrik kesintilerini bile trafoya giren kedilere bağlayan, geçen ay ülke çapındaki kesintiyi doğru dürüst açıklayamayan bir iktidar var toplumun karşısında.
Son dönemde toplumu ayrıştıran, bölen, despotik anlayışı, seçim kurullarının oluşumunu, vali, hâkim ve bürokratların iktidar yanlısı tutumunu, oturduğu koltukta yanlı olmayı göze almış bir cumhurbaşkanının AKP lehine meydanlara çıkmasını da hesaba katarsanız kuşku duymak, gerçekçi bir yaklaşım.

***

Peki, ne yapmalı?
Sorunun çözümüne yönelik tam bir güvence sağlanabilir mi?
“Oylara sahip çıkmak” bu karmaşada yine de belli bir çözüm olabilir mi?
Önemli girişimler var. Partiler bu kez biraz daha hassas.
CHP, öncekilerden farklı olarak bu kez kendi bilgisayar altyapısını kurdu.
Sivil bir girişim olarak “Oy ve Ötesi”, “Türkiye’nin Oyları” gibi örgütlenmelere gidildi.
Oy ve Ötesi oluşumu, “Benim bir oyum var, ne yapabilirim ki?” sözlerinin, “Oyumu verdim, görevimi yaptım” yaklaşımının yetmediğini belirtiyor. Duyarlı yurttaşları http:// sandik.oyveotesi.org/users/sign_ up adresinde görev almaya çağırıyor.
Bir şey yapmalı, seyirci kalmaktan iyidir...  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yaşasın Cumhuriyet 1 Ocak 2016
Sesler kısılırken... 25 Aralık 2015

Günün Köşe Yazıları