Ülke seçime gidiyor, vaatler artık kontrolsüz hal aldı. AKP’nin vaatleri arasında biri var ki, “Pes” dedirtecek cinsten: Kamuya personel alımlarında mülakat kaldırılacak.

İktidarın kendisinin getirdiği bir uygulama, kamuda işe giriş konusunda en çok ayrımcılığın yapıldığı, gençlerin en büyük umutsuzluk kaynaklarından olan bir uygulama. Sınavda yüksek puan almasına karşın mülakatta elenen öğretmen adaylarına ilişkin o kadar çok haber var ki gazete arşivlerinde. Şimdiye kadar zaten yığınla insanın hakkı yendi, yığınla insan da kayrıldı. Bu vaatte bulunanların ilk önce bunun hesabını vermesi gerekmez mi?

Erdoğan’ın sandıkta zorlanacağını anlayınca mecbur kalarak yasalaştırdığı EYT, SGK çalışanlarının üstüne yıkılmış durumda. Hükümet, seçimden önce EYT kapsamındakilere maaşlarını ve bayram ikramiyelerini vererek oylarını artırma peşinde. SGK çalışanları ise nisan başından bu yana canlarının derdinde. Yıllık 400-450 bin dosyaya işlem yapan memurların önüne üç katı dosya yığılmış durumda ve nisan ayı içinde bitirilmesi isteniyor. Büro-İş Sendikası Genel Başkanı Alay Hamzaçebi, “Bir dokun bin ah işit” konumunda.

“Personelin yıllardır birikmiş sorunları var. Hafta sonu insalar çoluk çocuk iş yerinde çalışıyorlar. Koşullardan yakınanlar ve talepte bulunanlara baskı uygulanıyor. Gözdağı, sürgünler var. Üyemiz olan 12 memur arkadaşımızın görev yeri değiştirildi. Bir işyeri temsilcimiz iki kere farklı yerlere gönderildi. Yoğunluk kaynaklı kalp krizi geçiren arkadaşımız var, ilaç kullanımı arttı. Çoğu yerde yemek verilmiyor. Tek tük yerlerde küçük bir sütlaç ve ekmek arası peynir, marul, domates. Oruç tutan insan bununla nasıl doysun?”

Hamzaçebi, SGK personelinin isteklerini şöyle sıralıyor:

-2011’de ellerinden alınan yılda iki ikramiyenin geri verilmesi.

-Nitelikli ve Hazine’ye karşı sorumluluk üstlenen personel 3600 ek gösterge kapsamına alınması.

-Sosyal güvenlik tazminatı verilmesi ve eksik personelin tamamlanması.

Hamzaçebi, kamuda memur olmanın da çekiciliğini yitirdiğini anlatıyor. “Büyükşehirlerde çalışacak memur bulunamıyor. Gelir İdaresi sınav açtı 800 kişi alacak, 914 kişi sınava girdi. İstanbul’da kirasını karşılamayan işe insanlar girer mi?” diyor.

Aile sağlığı merkezlerindeki çalışanları ise kimse görmüyor. Sağlığın özelleştirilmesi çok sayıda ebe, hemşire, sekreter, hizmetliyi kadrosuzluğa mahkûm ediyor. Aile hekimleri, çalışacak mekân bulamıyor. Eldekilere “kupon arazi” gözüyle bakılıyor.

Kimsenin görmediği mağdurlar arasında sözleşmeli erler de var. Bu görev en fazla 7 yıl yapılabiliyor. Sonra kaderiyle baş başa kalanların sayısı binlerce. “Yolunu bulan” az sayıda kişi belediyelerde zabıta olmuş...

21 yılda ne de çok sorun birikmiş.