Seçimlere kısa süre kaldı, kimsenin gözü başka bir şey görmüyor. Bir an önce Türkiye’nin ekonomi ve yakın çevresine de odaklanması gerekiyor.

Önce Türkiye’yi her boyutuyla yakından ilgilendiren Kafkaslar’daki gelişmelere dikkat çekmek istiyoruz.

Son olarak Azerbaycan, Karabağ sorunu konusunda bir adım daha ileriye gitti. Laçın Koridoru’nun Ermenistan girişine kontrol noktası kurdu. Bununla egemen bir ülke olarak topraklarına dışarıdan her türlü girişi kontrol altına alacağını tüm dünyaya göstermiş oldu. ABD, Fransa ve Rusya’nın tepkilerine karşın Azerbaycan, bütün koşulları nesnel bir şekilde değerlendirerek bu adımı attı. Çok yerinde, iyi düşünülüp planlanmış bir adımdı.

Gelelim Ermenistan’a... Nikol Paşinyan, 14 Nisan’da, Azerbaycan’ı da yakından ilgilendiren bir açıklama yaptı ve “1991 sınırlarının esas alınıp kabul edilmesi gerektiğini” söyledi. Bu söylem, Ermenistan’ın “Garnizon devlet” yapısından çıkıp bölgede bir devlet olması için gereklidir. Azerbaycan’a saldırma ve Karabağ’ı işgal etme tutkuları Ermenistan’ı tükenme noktasına getirmiş durumda. Bu yanılgı, bölgede varlık gösterme arayışındaki büyük devletlerin dışında kimsenin işine gelmiyor. Ermenistan bu noktadan yola çıkarsa, Türkiye ile de ilişkilerini orta, uzun vadede normalleştirebilir. Ülkesinden umudu kesip, yurtdışına kaçışları durdurup, nüfusunun azalmasını engelleyip, ülkesinin ekonomisini düzeltmeye başlayabilir.

“Gazeta.Ru”ya Rusya’nın Kafkaslar’la fazla ilgilenecek durumunun olmadığını değerlendiren askeri analist emekli Albay Hodarenok, “Rusya’nın bölgeye müdahalesi için siyasi, iktisadi ve mali gücü yeterli değil” diyor. Ukrayna’daki savaş, Rusya’nın yanı sıra Batı’yı da yeterince uğraştırıyor.

Böyle bir dönemde İsrail atağa geçti. İsrail Dışişleri Bakanı Eli Kohen, önce Türkmenistan’ı ziyaret etti. Aşkabat’ta daimi büyükelçilik açılması kararlaştırıldı. Ardından Bakû’yu ziyaret etti. Bu ziyarette de Azerbaycan’ın İsrail’de büyükelçilik açması kararlaştırıldı. Şüphesiz ki bunları İran izliyordur.

AB enerji kaynakları nedeniyle devreye girmeye çalışıyor. ABD ise Aliyev ve Paşinyan’ı mayıs ayında Washington’da bir araya getirmeye çalışıyor.

Türkiye bir an önce gerçeklere dönmeli.

ESAD ARAP BİRLİĞİ’NE ALINACAK MI?

Türkiye’nin geç kalmış Suriye diplomasisi halen Moskova üzerinden yürüyor. Ankara, niyetinin iyi olduğunu daha etkili göstermek için İran’ın da görüşmelere katılmasını istedi. Sanki Esad yönetimi de ileri bir adım için Türkiye’deki seçimleri bekliyor.

Başta Suudi Arabistan, diğer Arap ülkeleri Şam’la barışmanın zamanı geldiğini ABD’ye karşın kabul ettiler. Suudi Dışişleri Bakanı Prens Faysal bin Ferhan’ın Şam ziyareti yeni bir sürecin başlangıcı. Esad yeniden Arap Birliği’ne dönerse, Türkiye kategorik olarak bu yapıyla da karşı karşıya kalabilir.

Seçim sonrası ekonomisi herkesi ürkütüyor. Ancak dış politika gündemi de parlak değil.