Şükran Soner
Şükran Soner soner@cumhuriyet.com.tr Son Yazısı / Tüm Yazıları

Amerikan İslamı

10 Ağustos 2008 Pazar

New York Times'ın manşetine çıkınca, çarpıcı ve düşündürücü oluyor; gazetenin Türkiye Temsilcisi Sabrina Tavernise 'nin yere göğe koyamadığı Pakistan'daki Fethullah Gülen okulları dünyanın her yerinde, örneği olmayan bir biçimde çoğalıyor. Aslında kimi eski Doğu Bloku ülkelerinde, Rusya'da rejim üzerine, toplumsal yapıdaki etkileri görülerek, "ABD emperyalizmi adına İslamı kullanarak rejimi tehdit etikleri, iç siyasette tehlikeli bir kargaşaya yol açtıkları" gerekçeleriyle yasaklanıyor, kapatılıyorlar.

New-York Times Türkiye'deki Fethullahçıların sayılarının 3-5 milyona ulaşmış olduğunu savlıyor. Gülen'in Türkiye sözcüleri ülkemizde birkaç yüz, dünyada 1000 okullarının olduğunu açıklıyorlar. Sahi bu değirmenin suyu nereden geliyor? Her ülkenin özgün koşullarını ayrıntıları ile bilme şansımız yok. Ancak Türkiye'de özel okullar özel desteksiz, öğrencilerden alınan paralarla ayakta duramıyorlar. Vakıfları güçlü olanları bile ancak birkaç okulu yaşatabiliyor.

New York Times'ın övgülerine bakılırsa, bilim ile dini kaynaştırmada, ılımlı İslam tarzındaki bu eğitim sistemi çok yararlı oluyor(!).

Türkiye temsilcisi gazeteci Sabrina'yla yine aynı gazetede yayımlanmış, özgürlük, hak olarak şiddetle savunduğu türban üzerine yazısını hazırlarken karşılıklı görüşmüştük. AKP iktidarı, türbanın siyasal simge yapılıp kullanılması olgusu karşısında yüz binlerce, milyonlarca kadının, her yaştan kız çocuğunun dini günah, aile baskısı ile türbana sokulduğu, hatta yoksullaşma bağlantılı asıl patlamanın çarşafa kapanmada yaşandığını vurgulamama karşı, "Öyle bile olsa, özgür iradesi ile türban takmış kadın sayısı binlerde de kalsa, üniversitelerde türbanın serbest bırakılmasını savunmak zorunda değil misiniz" sorusunu yöneltmişti.

Sürekli ılımlı İslam Türkiye vurgulamasını yaptığı için de, ABD desteğinde AKP, onların istediği gibi ılımlı İslam projesi ile iktidar olmuş olsa da, ülkemizdeki rejimin henüz değişmediğini, anayasal hukuk düzeninin hâlâ laik Cumhuriyet olduğu anımsatmasını yapmak zorunda kalmıştım..

***

Şimdilerde Fethullah Gülen Hoca okulları, ılımlı İslam projesinin Pakistan'da pıtrak gibi çoğalması, ABD projesi olarak gündeme gelmesi ne kadar ilginç değil mi? Haydi eski Sovyetler Birliği eksenindeki ülkelerde hızla yayılırken parasal kaynağı konusunda kimi inandırıcı projeler vardı. Yani Türkiye kökenli Fethullahçıların bu ülkelerle ırk ve din bağları bağlantılı parlak ticari ilişkiler içine girmiş olmaları, çok para kazanıp, kazandıklarından bu okullar için pay vermeleri.. türünden öyküler... Yetmez ya, Pakistan'daki yatırımlar için bu türden bir ilişki ağı da kurulabilecek gibi değil? Parayı kimler veriyor, hangi kaynaklar besliyor?

Yıllardır Türkiye dahil, dünyanın her yerinde Fethullah projeleri ile Soros fonlu projelerin kardeş kardeş, birlikte çalışmaları yeterince anlamlı, dikkat çekici; Soros dünyanın en büyük bankeri, tamam. Şan olsun diye sosyal projeler geliştirmesi, hastaneler, kültür etkinliklerine destek vermesinin marka yaratma anlamında açıklaması da olabilirdi. Ancak dünyanın bu en büyük bankerinin, sadece ve sadece kırmızı, turuncu karanfil darbeleri eksenli ülkelerde, gazeteciler sendikaları aracılığı ile, sözde gazeteci sendikacı militan yetiştirilmesi eksenli bir büyük organizasyonun içinde olmasının akılcı, mantıklı bir açıklaması olabilir mi? Merkezi Budapeşte'deki bu organizasyonun uluslararası gazeteci-sendikal örgütleri kullanarak darbe yapılan ülkeler gazetecilerine para akıtmasını, Soros için "Bizim patron solu, muhalefeti sever" açıklaması yeterli olmanın ötesinde, alay eder gibi bir içerik taşıyor.

Elbette Fethullah Gülen için, en son İngiltere eksenli, üniversitelere uzanan etkinlikler, "İslamda reform hareketinin lideri, ılımlı İslamın yaratıcısı.." vurgulamaları dikkat çekici olduğu kadar düşündürücü olmalı. Daha önceleri şeriata göre örtünme modelleri, yorumları arasında yeri olmayan türbanın yaratılışı, ılımlı İslam projesine bayrak yapılışı da rastlantı olamaz. Modernite, İslamda reform hareketi, İslamı dünyaya yayarken güçlenmek için "asıl yeri evi olan kadını, çalışma yaşamına, İslam savaşımına katmak üzere keşfedilen türban" , ılımlı İslam projeleri günümüzde ABD başta, zengin kuzey dünyasının pek bir sarıldıkları kavramlar oldu.

Zengin kuzeyin dünyasında, Batı medyasında sürekli savunulan tez, emperyal çıkarların artık sorunu, baş belası olan radikal İslama ılımlı İslamla karşı çıkmak değil mi? Sahi Pakistan, ABD ve İngiltere'nin ömür boyu stratejik ortağı değil mi? Eski Sovyetler Birliği'ne karşı radikal İslamın üretiminde, Pakistan medreseleri başrol oynamamışlar mıydı? Şimdilerde El Kaide, Taliban öncelikle petrol bölgeleri yönetiminde, zengin kuzey dünyasının ülkelerinin iç güvenliğinde de sorun olmaktalar. Yeni Amerikan İslamı, bunlara karşı durabilmeli değil mi? Kendi elleri ile kurdukları, şimdilerde başa bela radikal İslamın medreselerinin karşısında Fethullah okullarına destek vermek gerekiyor..

soner@cumhuriyet.com.tr



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları


Günün Köşe Yazıları