Hiç şaşmıyor, ırkçılık, hele de dincilik, zengin kuzey-yoksul güney, emperyal çıkarlar, enerji, her türden kaynak, üretimden pay kapma, kültürel, yaşam tarzı çatışmacılığı, sonunda vuranı da vuracak bulaşıcılıkta, en çok hak-hukuk gaspı ile insanı, demokrasiyi vuruyor..
Laik Cumhuriyetin halen yürürlükte olan parlamenter rejiminde, Meclis’in yeni yasama yılı açılış töreninde, Cumhurbaşkanı Erdoğan parti lideri kimliği ile konuşma yapıyor. Meclis başkanı Atatürk’ün adını ağzına almamanın ötesinde, Irak kritik sınır gelişmeleri mini zirvesine çağırılmadan gelmemiş izlenimi vermek üzere CHP lideri Kılıçdaroğlu’nu hedef alan açıklama yapabiliyor. Tek adam kimlikli fiili yönetim adına atılan her adımda, halen anayasal hukuk devleti düzeninin, iktidar yetkisinin sahipleri Hükümet, AKP yönetim kadrolarının gönüllü yetki kullanmamaları vitrininde ipin ucu öylesine kaçtı ki.. Ülkenin sınırlarının, bütünlüğünün korunması adına yaşanan kritik gelişmeler, kararların tümünde halkımız olup bitenleri, lütfettikleri boyutları ile, artık AKP Genel Başkanlığı kimliği önde Erdoğan’ın açıklamalarından öğreniyor. Saklanmış gerçeklerin bilgisi ne kadarı ile güvenilecekse, Amerika, Barzani, terör cephelerinin karşı kampanyalarından sızdırılıyor..
Başbakan, bakanlar, bizim, çocuklarımızın geleceğini ipotek altına almakta olan pek çok yaşamsal kararda, son güncel örnekleriyle eğitimi yaz-boz yapan, kalitede çökerten kararlarda, dünyanın rekorlarını kıran ücretliye, üretene, en dar gelirliye vurgun zamlarda.. talimatlar birkaç cümlelik Erdoğan Liderliği konuşmalarının içinden veriliyor.. Trajikomik, ülke sınırlarını savunma harcamaları için gelen son şok zam oranlarında, yandaş yazarlar, “bu kadarı da olmaz, Erdoğan müdahale eder” yorumlarını yaptılar. Arkası eğitim yazbozuna benzer bir kuş çıktı olacağa benzer düzeltme görüntüsü..

***

Amerika, İslam dünyasını, en çok da Ortadoğu’yu mezhepler, aşiretler, ırkçılık üzerinden yeniden, yeni sınırlarla bölüp parçalayarak düzenleme tutkusundan vazgeçmemiş olarak, yeni sahneler için ağırlığını koymuşken.. Bu kez sadece Trump’ın, Bush’ları aratan izansız delilikleri, tutarsızlıkları üzerinden de değil, tek kutuplu dünya emperyal modelinin işlemeyişinin sonuçlarıyla da travmalar yaşıyor. El Kaide, Hamas, Taliban terör örgütlenmelerinin türetilmesinin terör patlaması ABD’nin 12 Eylül’ü, kuralsız düzenin kuralsız savaşlarının sonrası Irak, Afganistan işgalleri, Guantanamo ile gelen yeni travmalardan türetilen yeni parçalama projelerinde bu kez, aslında bir kez daha ve iştahlanılmış olarak Türkiye de hedef tahtasında..
Ecevit sadece Irak işgaline yandaşlığa, suç ortaklığına itiraz ettiği için hedef olmuştu. Tezkerenin reddinin arkasından TSK’nin direnen kadroları FETÖ’cü 1. Silivri senaryoları ile tasviye edilmişlerdi. Ilımlı İslam projeleri tutmayınca, FETÖ’cü 15 Temmuz kanlı darbe, ya da kaosla parçalama girişimi geldi. Erdoğan Liderliğinin laik Cumhuriyet, Atatürk devrimleri, kurtuluş, kuruluş deneyimlerinden dersler çıkarmaya öncelik verme yerine, tek adam rejimine geçişi yol seçmesi, siyasal İslamcı yeni siyasetlerin dayatılması, yaramız. Yaşam dayatmaları, ülkemize dönük tehditlerin ağırlığı akıl tutulmasının düzeltilmesinde işe yarayabilir mi?
Günübirlik gelişmelerle ayrımcı siyasetler pazar günü İspanya’da dün Amerika’da bu kadar ağır travmalar yaratabilecek bir sürece gelmişken, Ortadoğu, İslam dünyası odaklı tuzaklarda aklı başına devşirmek artık en çok bölge halklarının kendilerine düşüyor. Amerika, AB böylesine ağır savrulurken, bizlerin dünyasında yüzyıllar, binyıllar gerisinin insanlık dışı koşullarına düşmek bu çağda aptallık olmaz mı?