Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bataklığa ÇekmeTamtamları...
Siyaset Meclis yemini kaosuna, sokaktaki seçmen futbol, şike depremine takılıp kalmışken, Davutoğlu’nun Bingazi çıkarması satır arası haber olarak kaldı.. Dünyayı daha etkin yönetebilmek, terörle kaynağında savaşmak gerekçeleri ile Afganistan, Irak, Pakistan bataklıklarında saplanıp kalan, çıkabilmek için akla karayı seçen, alternatif stratejiler üzerine strateji üreten ABD, NATO güçlerinin, bütün İslam dünyasındaki çatışmaların içine Türkiye’yi çekme, öne geçirme atakları.. bizim için giderek daha vahim bir tehdit boyutu kazanıyor.
\nIrak işgalini, Ortadoğu petrollerini paylaşma, savaş ganimetleri olarak düşlemiş ülkeler, durumun vahametini sezip ilk fırsatta kaçmanın yollarını bulmuşlardı. İspanya, İngiltere’nin işgal suç ortaklığı, bataklıktan sıyrılma öyküleri kendi siyasal, toplumsal hesaplaşmalarına kalsın. Başroldeki ABD Bush’u götürüp, Obama’yı getirmenin siyasi manevrasında yaptığı çekilme planlarından ödün vermemeye bakıyor.. Kimi zorunlu gecikmeler bir yana, adı geçen ülkelerin içindeki iç savaş içeriği kazanmış mezhepler, cemaatler, ırklar, aşiretler çatışmalarına, şiddeti hiç düşmeyen terör eylemleri görüntüsündeki ölümlü şiddete aldırmaksızın, bu ülkelerdeki denetim gücünü yitirmemek üzere yoğun güvenlikli askeri üsler bırakarak, askeri gücünü çekme planını uyguluyor. Ya AKP Irak işgaline karşı çıkan Ecevit koalisyon hükümetinin yıkılışı sürecinde güvence sözünü vererek, kuruluş iktidara geliş sürecinden borçlu olduğu 1. tezkereyi Meclisimizden çıkarabilmiş olsaydı? Komşu İslam ülkesi olarak Irak’ta akan milyonun üstünde insankanı, katlayan sayıda yaralanma, ağır savaş bedellerinden sorumlu tutuluyor olsaydık. Biz o bataklıktan diğerleri gibi kolaylıkla çıkabilir miydik? Irak’ı işgal sürecinde Güneydoğu topraklarına yerleşmiş on binlerle ABD askeri, yeni üsleri de unutmadan bölgede programlanmış, oluşturulmuş fiili sonuçların, karabasanın düşüncesi bile tüyler ürpetici değil mi?
\nTürkiye’yi NATO güçleri çerçevesinde Afganistan’da, Pakistan’da doğrudan terörle savaşın, çatışmanın içine sokmanın önerisi az mı yapıldı? İktidarlarımız, TSK istenen kararlar doğrultusunda zorlandılar. Kuzey Irak’ta askerimizin başına geçirilen çuvalın açıklaması bu direnişimiz, bataklığa saplanmama duruşumuz değil miydi? Ne zamandır biz seçimler, iç siyaset gündeminde boğuşurken, ABD, AB ülkelerinin öngörmediklerini itiraf ettikleri, Arap Baharları ekseninde, İslam dünyasının içindeki ülkeleri çok geniş bir biçimde kapsayan patlamalar, sokak başkaldırıları üzerine geliştirilen siyasetlerin, bize yönelik hesapların ne kadarı ile ayrımındayız? Ne ölçülerde aymazlıktayız?
\nTürkiye için giderek daha yaygın kullanılmaya başlanan İslam demokrasisi, İslam dünyasına rol model oluşturma, Yeni Osmanlı.. Batı’nın giderek güçlenen stratejik ortağı kavramları ile Batılı düşünce kuruluşları, siyasi kurumları neleri kotarmak istiyorlar? Türkiye’ye dönük ekonomik, siyasi kararlarda en yetkin ağızların, “saklı kalmak koşulu ile” verdikleri bilgilendirmelerde maksatlarını çok daha çıplak ifade ederlerken, İslam dünyasının lideri olmamızı tavsiye ederlerken, iç savaş batağına düşmüş, çok çaresiz İslam ülkelerinde etkin rol almamıza ilişkin, birbirinden parlak(!) önerilere ne demeli? ABD’nin dünyaya, 2. Dünya Savaşı sonunda Marshall yardımları ile etkin elini uzatabildiği de anımsatılarak, eski Osmanlı toprakları üzerindeki İslam dünyasının her tür yardımla içine alınması önerilerinin anlamı ne?
\nBiz Başbakan Erdoğan’ın önce çok sert bir çıkışla “NATO’nun Libya’da işi ne, iç işlerine karışmasın..” deyip, sonra NATO şemsiyesinde Libya müdahalesine doğrudan askeri güç verdiğine, İncirlik’in merkez üs olduğuna tanıklık ettik. Davutoğlu’nun 300 milyon dolarlık mali destek paketi ile Bingazi çıkarması, Libya muhalefetinin ortasında meydan söylemi bizim için bir oldubitti mi? Çünkü meydan konuşmasının önceden programlanmadığı, Türkiye’nin arabuluculuk yapma isteminden vazgeçmediği gibi bir açıklama da geldi.
\nZayıf bellekli bir toplum olarak İran’a yönelik füze kalkanları projesine önce sert karşı duran Başbakan’ın çıkışından sonra, istenen, dayatılan NATO projesini kabul ettiğimizi, anlamını düşünmek zahmetine bile katlanmadan çoktan unuttuk gittik bile. Her gün bir yeni boyutu ile gündemimize dayatılan en uzun sınırlı komşumuz Suriye’ye yönelik oldubittilerin neresindeyiz? İktidarı elinden alınmak istenen Suriye hükümeti, Esad’la tek devletmişiz gibi yapılan ortak kabine toplantısı üzerinden yıl geçti mi? Gümrükleri, vizeleri kaldırmışken, sınır boyu beyaz dizili, BM çadırları gerçeği ile yüz yüzeyiz. Dışardan, içerden Suriye’ye girelim diye çalan savaş tamtamları. İran’ın en güçlü mezhep iktidarı müttefikinin karşısında durursak, kendimizi İran’la savaşın içinde bulacağımızın senaryoları.
\nDün kişiye özel yasa ile CHP desteğinde Başbakanlık’a gelen Erdoğan’ın, bugün seçilmiş milletvekillerinin Meclis’e gelmelerine sırt çeviren, çatışmacı siyaseti nerelere oturuyor?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- 35 milyon TL değerinde altın sikke ele geçirildi
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Türkiye'den Şam Büyükelçiliği'ne atama!
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı