‘Böl - Parçala’da Suç Ortaklığı...

19 Haziran 2014 Perşembe

Yoksul Güney dünyada, en çok stratejik, kaynakların zengin Kuzey dünyasına kolayca aktarılmasının aracı bölünme, parçalanma kader mi? Yoksa dış güçlerin oyunlarına, yaşama dar pencereden bakan, duygularına, tutkularına köle olan iç dinamiklerin, en çok “mağdur, haksızlığa uğradıkları, haklarının gasp edildiği...” gibi özünde haklı isyan duyguları içinde, gözü kara; “Birlikte yaşam, barış koşullarının ortadan kaldırılmasında...” tuzağa düşürülerek yangını çıkaran fitili ateşleme suçlarında başrol oynamaları mı?
Çokkültürlülük, birlikte yaşam koşulları için çağının, döneminin en ileri adımlarını atmaya çabalamış Tito Yugoslavya’sının, 9 parçalı hepsi yoksul ve yoksun devletçiğe bölünmesinin çok ötesinde akıtılan kan, ağır insan hakları ihlalleri ile bu çağda Avrupa topraklarının içinde hem de öngörülmeyecek vahşetin sonucu düşmanlıklarla bu devletçikler içinde dahi ırklar, dinler, mezhepler eksenli gettocuklara hapsedilmelerinin örnekleriyle sizleri bıktırdığımı biliyorum... Başka ülkelerde, doğal olarak da ülkemizde, yeni projelerin tehdit boyutlarının algılanması, uyarıcı olması umuduyla..
En son Bosna’dan kız çocuklarının IŞİD’e bulaşmaları, Kosova’dan erkek çocukların yine IŞİD militanı olarak örgütten ayrılmaya kalkışanları İstanbul’da öldürmeleri örneklerinde sarsılmıştım... Osmanlı’nın Balkanlar kimliğine uygun İslamın yayılmasında Bektaşi felsefesini seçmesinin akılcılığından sonra, aileleri Bektaşi felsefesinde odaklanmış Müslümanların çocuklarını, İslamı, şeriatı; “Kendi İslamla ilişkisi olamayacak kör inançlarından sapanları; işkence ile kurban ederek, kan akıtarak mı öldürmenin, yoksa kolayca infaz etmenin mi daha sevap olacağını, cennete gidecek yolu açacağını tartışma noktasına gelmiş bir örgüte iten” gerçeği koşulları içim sızlayarak sorguluyorum... Çok kısa bir süreçteki yoksullaşma, yoksunlaşma, ırklar ve dinler, mezhepler eksenli yaşanmış düşmanlıkların yarattığı travmalar, genç kuşaklar için çaresizlik, ufuksuzluk, umutsuzluğun öfkesi... Kanlı terör örgütlerinin kolayca çocuk militan kazanmalarının en belirleyici ana nedenleri... Sonrasını bu örgütlerin, vahşet, kör inanç kimlikleri ile bağlantılı, dayattıkları yaşam koşulları, verdikleri eğitimler, beyin yıkama yöntemleri belirliyor...

***

Dış dünyanın çıkarlar savaşlarında çizilen yeni sınırlar, yapılan hesaplarda ateşin fitilini çoğunlukla ülkelerin içindeki dinamit işlevi yapacak örgütler yakıyorlar... Elbette günümüzün en sıcak en can yakan gelişmelerinde Irak’ta, Suriye’de, Mısır’da, Libya’da, Ukrayna’da ateşi yakan örgütlenmelerin dinamikleri için özellerinde yapılacak açıklamalar, bilgilendirmeler, parçalanmanın odağındaki ülkelerin kendi öznel koşulları içinde gerekçelendirilmeleri, sorumluları için de, çok çeşitli olacak...
Değişmeyen bizi her seferinde yanılsamalara sürükleyen, öncelikle dış odak sorumluları olmak üzere, iç odak taraflarının ortak amaçları ile tersine söylemde hep buluştukları; nerede ise yemin edercesine sürekli parçalanmadan, haritaların değiştirilmesinden yana olmadıkları, tam tersi barış, birlikte yaşam istedikleri, dahası insan haklarına, en çok da ötekilerin haklarına saygılı oldukları söylemini, yalancıktan tekerlemeleri...
Son en büyük travmanın yaşandığı Irak’ta, ABD odaklı işgal ortakları, Irak’a demokrasi ihracının ötesinde, Irak’ın birlik, bütünlüğünün korunacağı yolundaki söylemlerini bugüne kadar yineleyip durmadılar mı? Bush liderliğindeki işgal sürecinin Irak bataklığını öngörülemeyen boyutlarda iç ırk ve mezhep savaşlarının odağı yapması kanlı petrolün öngörülemeyen yükselişini, öngörülmüş şirket kârlarının düşmesi paralelinde Rusya ve İran’ın kazançlı çıkmaları, ardından zengin Kuzey dünyasındaki ekonomik krizin tetiklenmesini getirmişti... Obama durumu değiştirmek üzere yeni bir kimlikle lider seçildikten sonra, Irak’tan askerin çekilmesi, içerde oluşmuş bataklığı kurutamadı. Biçimsel tek devlet içinde önce Kuzey Irak Kürdistanı ile Bağdat yönetimi ayrışması fiili geçerlilik kazanırken, kanlı Şii-Sünni çatışması yine öngörülemeyen insanlık dışı vahşi boyutlara tırmandı.
Suriye’de Esad’ın düşürülmesi projesi, bir süreliğine bu çatışmaların zamana yayılması gibi fiili bir sonucu üretmiş '6Flsa da, IŞİD’in bu kez Suriye’de ağırlık kazanan kanlı gücünün, üyelik, silah ve parasal da beslenmesini getirdi. Esad’ın ABD’nin de zorlanması ile iktidarda kalışının uzaması ile doğru orantılı, ateşleme güçleri yeniden Irak ağırlıklı kaydı... Irak’ta yine öngörülmediği iddia edilen IŞİD’in bizi de çok gafil yakaladığı ortada... Irak’ta çoklu işgal operasyonu, arkasında Sünni destekli yeni haritalar için ayrışma... Dünya çapında bölgeyi tanıyan uzmanlar için sınırları henüz oynak, Irak’ın petrol kaynakları ile de bağlantılı Kürt-Şii-Sünni odaklı üç ayrı devlet olarak bölünmesi anlamına geliyor... Ağırlıklı ölenler, çatışanlar, ayrı devletler kurma savaşımını verenler içerden yani... Ukrayna’daki fiilen üç parçalı durumda da sonuç aynı değil mi?  



Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları