Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Bu dava ya düşecek ya düşecek...
Okumakta olduğunuz yazıyı pazar gecesinden yazmak zorundaydım. Bilmeyenler için davanın zorunlu tanığı olarak sabah karanlığında yola çıkmak ve de gün boyu sürecek yargılamanın sürecinde, stresinde, okunabilir bir yazı yetiştiremeyeceğim bilincinde olarak son dakikacı yazı alışkanlığımdan ödün vermek kaçınılmazdı.
Duruşma sonrası verilecek karara göre geç baskılar için yazımı değiştirmek ise içimden gelmeyecek. Kuşkusuz arkadaşlarımızın tutukluluk hallerine son verilmesi, olmazsa olmaz aklın yolu. Ancak anayasal hukuk devleti düzeni, adil yargılanma söz konusu olsa açılamayacak bir davada, eninde sonunda düşecek bu davada, estirilmiş rüzgârlar, ağır tek odaklı siyasal suçlamalarla yapılmış yargısız infazlar, ağır kamuoyu baskılarından sonra, “ortada kanıtlı suç olmadığından, davanın düşmesine” sonuç kararının verilebilmesi, bağımsız yargıçlık adına nedamet, yürek ister. Keşke bağımsız karar verebilen yürekli yargıçlar da varmış diyebileceğimiz bir şeylere bu duruşmada tanıklık edebilsek...
İster askeri, isterse sivil darbelerin, darbe hukukunun geçerli olduğu tonları çok farklı yargılamalarının ortak ruhunda, eninde sonunda düşecek davalarda da, haksız, hukuksuz cezalandırmanın yolu yargısız infazlardan geçer. Bireyler ve de toplumsal güç odakları için geri dönüşü olamayacak ağır bedeller söz konusudur. Haksız, hukuksuz, yargısız infaz içerikli uzun tutukluluklar sonrası yaygın uygulamalarda, önce tutukluluğun kaldırılması ile iki aşamalı süreçler yeğlenir.
***
İktidarlarının, tek adamlık üzerinden rejim değişikliği, referandumu bile beklemeden, fiili durum dayatmalarında, KHK’leri dünyada benzer dozda haksızlık hukuksuzluk aracı olarak kullanması, adaletin katledilesinde ipin ucu öylesine kaçtı ki... Uluslararası sendikacılık örgütlenmeleri, bugüne kadar ILO, uluslararası örgütün çalışmalarında hiç söz konusu olmamış bir eylemin çağrısını yaptılar. ILO’da her koşulda, işçi-işveren-siyasal erkin üçlü temsili söz konusudur.
12 Eylül sendikal yasaklarının hesaplaşılması kararlarında dahi Türkiye yargılanır, yasakların kaldırılması, kara listeye alınmasında bile üçlü konsensüste sorun yaşanmamıştı. Türkiye’nin KHK uygulamaları ile sendikaların, emekçilerin haklarının gaspının boyutları karşısında, uluslararası sendikal örgütler, ILO toplantısı için boykot çağrısı yapmak zorunda kaldılar...
İpin ucu, adalet, demokrasi katliamlarında öylesine ağır kaçmış boyutlarda ki Türkiye, basın, gazeteciliğin özgürlük tablosunda dünyadaki en olumsuz ülke rekorunu hâlâ korumakta da diretiyor. Cumhuriyet davası, bu dünyadaki en ayıplı tablodan dönüşte akılcı bir ilk adım olabilecek mi?
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
- Donald Trump'ın yeniden başkan olması dünya ekonomisini
En Çok Okunan Haberler
- Op. Dr. Dericioğlu başında poşetle ölü bulundu
- Suriyeliler memleketine gidiyor
- 500 bin TL'nin aylık getirisi belli oldu
- Yaş sınırlaması Meclis’te
- Marmaray'da seferler durduruldu!
- İlber Ortaylı canlı yayını terk etti!
- Suriye'de herkesin konuştuğu ölüm listesi
- Apple'dan 'şifre' talebine yanıt!
- Erdoğan'dan işgale 'isimsiz' tepki
- Suriye'nin yeni başbakanından ilk açıklama