Haberlerde, zorunlu yan yana gelişler, geçişler yaşanırken, çelişkiler çok daha çarpıcı, sarsıcı oluyor.. Mustafa Kemal’in tanıklığı ile dillendirilen, Koca Seyid’in Çanakkale Savaşları direnişindeki savaşın kaderini değiştiren destansı duruşu.. Tek başına sırtlandığı 276 kiloluk top mermisinin Boğaz’dan geçmeye çalışan düşman gemisini vurması. Onbaşılık ile birlikte ödül almayı reddettiği için çifte tayin hakkı ile ödüllendirilmesi.. Ancak arkadaşlarının hakkını yememek için ikinci tayini geri çevirmesi.. Mustafa Kemal’in Anafartalar kahramanı, askeri dehası ile çağın emperyal güçlerinin ülkeyi işgal projelerinin dünya askeri tarihine yazılan destanla püskürtülmesi..
Çanakkale Zaferi’nin 101. yıldönümünde, ülkemizin insanlarının Çanakkale’de yükselttikleri birliktelik ruhu, büyük direnişleri.. özlemle anılırken.. Önünden arkasından gelen haberlerde Irak-Suriye emperyal işgal projeleri sonrası Türkiye’de odaklanan, aslında düşman kardeşler terör örgütlerinin sonuçları ile ortak ittifak cephesi oluşturmuş gibi arka arkaya gerçekleştirilen birbirinden kanlı terör eylemleri ile yükselen, terör eylemlerinin artacağı uyarıları ile topluma yayılan terör korkusu..
ABD’den gelen son uyarılara göre ülkemiz, önümüzdeki yakın günler, bölgedeki zıt kardeşler terör örgütlerinin Irak ve Suriye’den sonra doğal olarak Türkiye’ye de kaydırdıkları yeni büyük terör eylemlerine gebe. ABD hâlâ PKK’yi Türkiye’ye yönelik terör örgütü olarak sayarken, bölgede Irak-Suriye’de PYD şemsiyesinde kullanmada bir sakınca görmeme siyasetinde. PYD’yi ise doğrudan karadan kullandığı en işlevsel bölge gücü olarak görmekte ısrarcı..

***

Cumhurbaşkanı, hükümet kaynaklı bilgilendirmelerde PKK’nin yoğunlaşan ister kır, ister kent, ister silahlı savunma güçleri, isterse sivil halkla hedef alma öncelikle terör eylemlerinde, PYD ilişkisi yanında, büyük emperyal güçlerin isteyerek ya da kendi çıkarları adına dolaylı destekleri var.. Almanya’nın uyarılarında kendilerini de hedef aldığı varsayılan IŞİD’in yeni eylemlerinin olacağına ilişkin güçlü istihbarata dayalı SOS sinyalleri var.. Elçilikleri dün de açılmadı. Doğal olarak bir gün önce okullarının da kapatılması bağlantılı sosyal medyadan yaygınlaşan toplumsal panikte zorunlu olmayanların sokaklara çıkmaktan kaçındıkları, kalabalıklardan kaçılan, sokaklarının, alışveriş merkezlerinin, eğlence merkezlerinin bomboş kaldığı İstanbul, Ankara başta, büyük kentlerimizden görüntülerimiz çoğalıyor.. Alışverişe, ekonomiye yansımaları üzerinden karabasan senaryoları yazılmakta..

***

Yetmiyormuş gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan her gün en az bir posta, bir gerekçe yaratarak sürdürdüğü canlı yayın seslenişlerinde ülkemiz içinde yandaşı olmayan her kesimi hedef alarak, düşmanlıkları, cepheleşmeleri tırmandıran öfkeli çıkışları ile hepsi için birden terör örgütü bağlantısı senaryolarında düşman, terörist paniğini kamçılamakta.. Şimdilerde besbelli araları giderek açılan eskiden stratejik ortakları, kankaları olmakla övündüğü tüm süper güç ülkeler, liderleri, siyasal İslamcı kimlikli eski yandaşları da içinde olmak üzere önüne geleni, uluslararası ilişkilerde yeri olmayan, düşman ilan eden üslupla suçlamalarında, her yeni konuşmasında dozu artırmakta..
Dış dünyadan ülkemizi bağlayan tepkileri, düşmanlıkları tırmandırmakta zevk alan haller bir yana.. Ülkemiz içinde başkanlık, otoriterlik yol alışında engel oluşturabilecek gibi gelen tüm örgütlenmeler, dahası bireyleri hedef almanın üslubunu bozarak suçlamanın ötesinde, ele geçirilmiş tüm kamu erkleri en çok da yargıyı eline geçirmiş olmanın güvencesiyle cezalandırma yöntemleri talimatlarını yağdırmakta.. Gerilimlerin, tehditlerin boyutları öylesine hızlı ağır tırmanışta ki.. En karamsar senaryolar yazılıp dururken çaresizlikle başlarını taşlara vurmasının sonucu olabilecek olumlu gelişmeleri de kestirmek kolay değil. Mustafa Kemal önderliğinde Kurtuluş Savaşı destanının yazılması, kuruluş sürecinin yaratıldığı yıllar için Celal Bayar’la röportajımdan bir cümle ile noktalamakla yetineyim.. “Halk öylesine çaresizdi ki, eski askerler, ‘direnelim’ desek bizi arkamızdan vurabilirlerdi. Mustafa Kemal bunu büyük bir direnişe çevirmeyi başardı..”