Cumhurbaşkanı’nın, Başbakan’ın “Arap Baharı” yaşanan ülkelere, diktatör liderlerine yönelik kimi söylem ve çağrılarına katılmanın ötesinde destek vermek gerek. Muhalefetin, sokakların sesine kulak verme, insan haklarını savunma çağrıları tabii ki evrensel demokrasinin olmazları... Sorun yüzde ellilik oy çoğunluğu ile üçüncü dönem iktidarı yakalamış AKP yönetiminin, kendi halkı ve muhalefetine dönük ne ölçülerde demokratik olabildiği...

Bizim hep utanmamız gerekirken övünmeye kalkıştığımız faşizan eğilimlerimiz çoktur... Başkaları, misafirler için saklanan odalar, eşyalardan başlar... Başkaları için ayrılmış odaya giren, eşyaya dokunan çocuk şaplağı yer. Kadına, çocuğa yönelik şiddette dünya ölçeğinde en kötü yerlerde olmamız bir başka ikiyüzlülüğümüz.

***

Seçimlerin son Hopa olayları tablosu tek başına Cumhurbaşkanı ve Başbakan’ın Libya-Suriye diktatörlerine yönelik çağrıları ile bizim demokrasimize dönük çelişkili, ikiyüzlü yaklaşımlarının aynası. Seçim sürecinde iktidar gücünün, demokrasinin sayısız ilkelerini ayaklar altına alarak tehdit aracı olarak kullanması örneklerini saymaya kalkışırsak köşeler almaz.

Hiç değilse seçimler kazanıldıktan sonra balkon konuşması ile uyumlu bir nefes alma süreci olabilseydi... Meclis toplanamadan demokrasimizin, toplumsal barışımızın geleceği açısından kaygı verici boyutlarda kriz sürecine, kaosun içine gömüldük.

İktidar, ele geçirilmiş yargı kararları bileşkesinde, sorun içinden sorun çıkıyor... Seçilmiş milletvekillerinin Meclis’e gidebilmelerinin önü kesiliyor... Beraberinde çok keskin bir toplumsal çatışma süreci, Meclis’in nasıl toplanacağı sorgulamasının, çorap söküğü olumsuz olasılıkları yürekleri acıtıyor.

***

Besbelli AKP vitrine, dışarıya olumlu sahnelemeyle içeride iktidar ve sandık gücünün şımarıklığıyla antidemokratik icraatları, “helalleşme” sözcüğünün anlamının tersine uzlaşmaz, keyfi olarak arttırmak.

Meclis toplanamadan, yeni hükümet kurulamadan ortaya çıkan daha uzlaşmaz, daha otokratik eğilimlerde, gücün dayanılmaz çekiciliği var. Kültürel bilinçaltı, daha uzlaşmacı, güvenli, demokratik açılımlı bir yapı yerine, padişahlığa özentiyi besliyor.

Bu taloda AKP, Erdoğan’dan beklenen öncülük rolü muhalefete kalıyor... Başta CHP, MHP, BDP - parlamento dışı muhalif demokrasi güçleri, örgütleri, ilkeli, tavırları, duruşları, demokratik kriterleri, hakları savunmaları ile iktidarı uyarıcı, yönlendirici, caydırıcı güç olacaklar...

AKP’nin medyatik yeni projeleri ne kadar renkli, göz boyayıcı, düş yaratıcı olursa olsun, gerçek, ilkeli demokratik yol alışta içeriye dönük otokratik, diktatoryal eğilimleri, ancak caydırıcı demokratik denetimle kırılabilecek...