Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Işık Oyunu Değil...
ABD önderliğinde Irak işgalini en yakın plan Amerikan halkı olmak üzere, insanlık, gelişmiş teknoloji, etkin medya gücünün yönlendirmesinde ışıklı savaş oyunu gibi izledi. Çocuklarımızla birlikte oynadığımız ekranlı savaş oyunlarına çok benzeyen hedefin vurulması eyleminde alıştırıldığımız bilinçaltı refleks kazanma sevinci. Hedefe varan ışığın aslında kaç masum sivil insanı da öldürdüğünü, ağır çevre tahribatı, radyoaktif etkileri ile gelecek kuşakların yaşamını ipotek altına aldığını düşünmek hak getire... İnsanlığın milyonu aşan Iraklının ölümüne çok daha yüksek sayılarla yaralı, çok ağır insan hakları kayıplarına yol açan, sayısız savaş suçunun da işlendiği, evrensel hukukun, BM kararlarının, insan hakları hükümlerinin çiğnendiği bu haksız işgale hak vermese bile tepkisiz, seyirci kalması bundan...
\n***
\nİşgalin siyasi liderlikleri, ABD, İngiltere rejimleri demokrasi olduğundan elbette kendi kamuoylarından karşıt seslerin çıkmaması, direnişin yaşanmaması önemliydi. Vietnam Sendromu türü deneyimlerden de esinlenilerek, emperyal sermayeleşme yapılarından yararlanılarak büyük medyanın otosansür yöntemi ile ele geçirilmesi yöntemi uygulandı. Dünya gazetecilik örgütlenmelerinin, sendikalarının raporlarında da itiraf edildiği üzere, en masum güdülenmiş, yönlendirilmiş gazeteciler, medya dili ile “ilişkilendirilmiş” gazetecilerdi. Savaş muhabirlerinin askerlerin yanından verdikleri haber ve görüntülerin gerçeği üzerinde sağlıklı görüş geliştirebilirdik... Asıl tarafsız gazetecilik haber ve yorumları çerçevesinde, verilenlerin algılatılabilinmesi kalıpları ile, saklanan gerçekler, yok sayılan yaşanmışlıklarla, çarpık güdülendiğimiz, gerçekleri anlamaktan uzaklaştığımız ortada...
\nVietnam Sendromu koşullarından çok farklı olarak, paralı, savaşta ölen ABD askerleri sonuçta en yoksul kesimden, ötekilerdendiler. Cenazeleri yarı kaçak, görüntü yasaklı getiriliyor, ölen askerler üzerinden savaş karşıtlığı sendromu en alta çekiliyordu. İşgalci güçler adına işlenmiş ağır savaş suçları, insan hakları ihlalleri, işkencelere, en önemlisi de işgal gerekçesine ilişkin yalanların bir bölümü sonradan ortaya çıksa da, aslolan zamanında oluşabilecek toplumsal tepkileri dibe indirmekti. Fazlasıyla başarılı olundu... Aklın yolundan “Savaş bir ışık oyunu değildir” demenin, sözde işleyen hukuk devleti, demokratik düzene karşın çok da bir anlamı, işlevi olamadı...
\nİşte tam da bu nedenlere, evrensel insan hakları savunuculuğunda, örgütlenmede, medya özgürlüğüne duyarlılık, sansüre karşı önlem arayışları en çok da otosansür tehdidine karşı duruş giderek anlam ve önem kazanıyor.
\n***
\nKaddafi’nin döve döve öldürülüşüne ilişkin görüntü, fotoğraf karelerinden çıkarılacak tek ders; “bir diktatörün sonu mu”. Döverek linç eylemindeki insanlık dışı şiddet, vahşet, hukuksuz yargılama, suçlarının yanında, ölü bedenin sırtına çıkmış kör inanç ve öfkenin perde arkasındaki emperyal çıkarlar oyunları sorgulanmayacak mı? Sonuçta gerçek gaddar bir diktatör kimliğinin yanında dünyanın en kaliteli petrolünün yağmalanmasında emperyal tekellere istenen payı vermemiş, halkına pay vererek uzun süre diktatör olarak kalabilmiş gücünü aşiret dengelerinden almış bir lider var. Başkaldırının dönemsel haklı nedenleri sayılamaz çok boyutlu olsa bile sonrasında iktidar, paylaşım kavgasında en altta kalmama için savaşan aşiretler, cemaatler, siyasal İslami yapılanmalara, Kaddafi’yi devirmek üzere, kendi çıkarları adına büyük parasal destek, silahlı gücü esirgememiş dünya zenginleri, NATO’nun katkıları belirleyici... İnsan hakları, demokrasi adına Yemen ile Libya arasındaki çifte standart uygulaması, uçurum yaklaşımlar ne olacak?
\nMedyanın insanlık adına gerçeklerin algılanmasını çarpıtan, çarpık, silahlı güçten daha etkin rolü, gelişmiş ülkeler, demokrasilerde bu kadar ağır sonuçlar verirken; gelişmekte olan ülkeler, kendi ülkemiz içindeki rolünün çok daha vahim olduğunu görmemek aymazlıktır. Siyasi iktidar, cemaat örgütlenmeleri bunu çok iyi görmenin ötesinde etkili kullanmanın düzenini, araçlarını yaratmışlar, çarkları işletmişlerdir.
\nÜlkemizde insan hakları, demokrasi, hukuk devleti, laiklik düzeninin sağlıklı işleyebilmesinin önünde engel bu tablonun çok olumsuz sonuçları, boyutları ortada. Güncel tartışma gündemimizde ise son PKK terör eylemleri bağlantılı, iktidara da büyüme, Meclis çoğunluğunu ele geçirme, kamu kurumlarını, bağımsız yargıyı yönlendirme güçlerini ele geçirmiş olmakla yetinmeyen Erdoğan iktidarlarının, ele geçirilmiş, yandaş medya ağırlığı ile de yetinmeyerek, yeni sansür, otosansür girişimlerindeki yeni boyut, tırmandırma arayışları... Başbakan’ın “Terörle ödünsüz mücadele, barış, birlikte yaşam için yine ödünsüz müzakere...” çağrısına kim hayır diyebilir ki... Ancak iktidar zaaflarını, sorumsuzluk, yanlış adımlarını saklamak uğruna, savaşın barışın karşıtı kirli yüzünü sansürleyerek, otosansürle gerçekleri saklayarak barışa giden yolun taşları nasıl örülebilir?
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Rus basını yazdı: Esad ailesini Rusya'da neler bekliyor?
- Türkiye'nin 'konumu' hakkında açıklama
- Esad'a ikinci darbe
- İmamoğlu'ndan Erdoğan'a sert çıkış!
- Kalın Colani'nin yolcusu!
- Çanakkale'de korkutan deprem!
- Naci Görür'den korkutan uyarı
- Erdoğan'a kendi sözleriyle yanıt verdi
- Kurum, şişeyi elinin tersiyle fırlattı
- 21 kişinin daha hastanelik olduğu ortaya çıktı