Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Kurşun Sınır Tanımıyor...
Suriye sınırında yeniden şiddetlenen çatışmalarda, sınır tanımayan kurşunlar Ceylanpınar’a ulaşınca ilk aşamada bir gencimiz öldü, biri ağır iki kişi daha yaralandı. Taciz atışları TSK’nin bulunduğu bölgeyi de hedef alınca, Genelkurmay’dan yapılan açıklamayla karşı ateş açıldığı bildirildi. Ceylanpınar’da halktan bir kez daha zorunluluk olmadıkça sokağa çıkmamaları, camlara yakın durmamaları istendi, dükkânların kepenkleri indi. Ceylanpınarlılar Suriye direniş örgütünden yaralıların getirilip tedavi edildiği hastaneye gelip Suriyeli direnişçilerin tedavilerinin burada yapılmamasını istediler. Polis protestocuları gaz bombası, basınçlı suyla dağıttı... Gün boyu yinelenen haber ürkütücü, “kurşunun sınır tanımadığını, sıcak savaşa bulaşmamız durumunda ne boyutlarda risk altında olduğumuzu göstermek..” anlamında uyarıcı... Ama o kadar mı?
Birkaç ay önce birden fazla yazı ile bu köşeden sizlerle paylaştığım gelişmeleri anımsattığımda, sıradan bir Suriye iç savaşına bağlı çatışmaların sınırımız yakınlarına kayan boyutu ile hiç de sınırlı olmadığını görecek, benimle birlikte çok daha fazla kaygılanmış olarak üzerinde kafa yorma gereğini duyacaksınız... Öncelikle, farklı kanallarda farklı cümlelerle çok da uzun yer almayan haberlerin içinden zaman zaman yer verilen bir vurgulamanın daha altını çizmek gerekiyor... Söz konusu sınırımıza kayan çatışmalar Esad cephesi ile muhalefet cephesi arasındaki klasik tanımlar içinde değil. Daha önce de yaşanmış Esad muhalefet cephesi grupları ile PKK’ye yakınlıkları ile bilinen Suriyeli Kürt örgütlenmesi PYD arasında yaşandığı bildiriliyor. Bir boyutunu daha yaşanan sonuçlarından biz çıkaralım. Esad karşıtı silahlı güçlerin odağında Türkiye sınırlarında güçlenmiş, Türkiye’den destek alabilenler var...
Çünkü aynı haberlerin çıplak bilgilerinden, söz konusu çatışmalarda yaralanan Suriyeli direnişçilerin tedavi için Türkiye’ye getirildikleri, Ceylanpınar Hastanesi’nde de tedavi edilmek üzere yatırılanların olduğu anlaşılıyor. Ceylanpınarlılar işte bu yaralıların kendi hastalarının da yattığı hastanelerde tedavi edilmelerine isyan ediyor, oradan alınmalarını isteyerek hastane önünde protesto eylemi yapmaya kalkışıyorlar. Bu protesto eylemleri de haberlerin içinde verildiği üzere polisin bildik orantısız güç yöntemleri ile müdahalesine konu oluyor, gün boyu protestocular toplanmaya çalıştıkça dağıtılıyorlar. Siz şimdi yine bilgi eksikliğinden Ceylanpınarlıların öfke ve protestolarının can kaybı ve yaralanmalara mal olan sınırı geçen kurşunlar bağlantılı olduğunu sanacaksınız...Yanılacaksınız...
Ne de olsa çatışmaların sınır tanımayan kurşunların sahipleri Türkiye’den, Ceylanpınar’dan ezbere bilinemiyor. TSK’nin hedef olduğu ateşe ateşle cevap vermesinin de anlamı sınır tanımayan kurşunlarla bağlantılı, açıklanmış bir durum değil... Suriye’den direniş cephesinin yaralıları hep Türkiye’ye getirilip tedavi ediliyor, protesto konusu olmuyor. Bu getirilen yaralıların özel konumları var. Bu yaralılar Suriye’de özerk Kürdistan kurmaya çalışan PYD ile çatışan AKP’nin özel desteklediği düşünülen Suriyeli direnişçi gruplardan. Açık ve özet, Ceylanpınar Hastanesi’nde yatan Kürt kökenli vatandaşlarımızın akrabalarını vuranlardan sayılıyorlar... Benimki komplo teorisi değil...
İlk özerk Kürdistan kurma girşimi sırasında yaşanan benzer çatışmanın benzer uygulaması için yaşananlardan dinlediklerimden... Taksim’de gün boyu yapılan bir panelde Ceylanpınar Belediye Başkanı, Suriye Kürdistanı yönetimi temsilcileri, BDP yetkililerinin açıklamalarının bütününde dinlediklerimden... PYD Suriye iç savaşı süreci gelişmelerinde baştan Esad ile olan iyi ilişkilerini ne ölçüde kesmiş bilemem, gelişmelerden sonuç çıkarmış, özerk Kürdistan projesini uygulamaya sokmuştu. Adı geçen toplantıya kadar önce Suriyeli direnişçilerin silahlı müdahalesi ile silahlı sert çatışmalar yaşanmış, sonra saldırmazlık anlaşması imzalanmıştı... İşte toplantı ateşkes sonrası kuruluşu ilan edilen özerk Suriye Kürdistanı, Rojava mucizesini tanıtma odaklıydı.
O zaman Erdoğan iktidarının Suriye Kürdistanı’nı önlemeye yönelik, desteklediği Suriye muhalefetini yönlendirdiği, çatışmalarına destek verdiği, yaralılarını Türkiye’ye taşıdığı öne sürülmüştü. Ceylanpınarlıların sadece sınır tanımayan kurşunlara hedef oldukları için değil, akrabalarını öldürenlerle aynı hastanelerde yatmak, tedavi görmek istemedikleri için uygulamaya karşı çıktıkları, Suriye Kürtleri ile çatışan Suriyeli direnişçi yaralıların Türkiye’de başka hastanelere taşınmalarını sağladıkları belirtilmişti. Yine Türkiye ağırlıklı Kürt siyasetinin devreye girmesi ile kalıcı barış olmasa da karşılıklı ateşkesin sağlandığı, ilk özerk Kürdistan denemesi Rojava mucizesinin uygulamaya sokulduğu ilan edilmişti.
Yeni çatışmaların yeni dengelerdeki yerini, anlamını elbette hiç bilmiyoruz, bildiğimiz klasik Suriye iktidarı, muhalefeti çatışmalarından çok daha farklı rengi, nedenleri olduğu...
Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Korgeneral Pekin'den çarpıcı yorum
- Suriye'yi nasıl terk ettiğinin ayrıntıları ortaya çıktı!
- Petlas'tan o yönetici hakkında açıklama
- Colani’nin arabası
- Komutanları olumsuz görüş vermedi, görevlerinden oldu
- 3 zincir market şubesi mühürlendi
- 148 bin metrekarelik alan daha!
- Nevşin Mengü hakkında karar
- Geri dönüş gerçekten 'akın akın' mı?
- Bakanlık 5 ildeki lahmacuncuları ifşa etti