Parlamentoda Çözüm?

12 Temmuz 2011 Salı
\n

\n

CHPlilerin yemin etmesinin önünü açan ortak metin, çözüm adresinin Meclis olduğunun altını çiziyor... Mutabakat metninde çok dengeli sözcüklerle, yargının bağımsızlığına müdahalenin akıldan bile geçirilemeyeceğinin vurgulaması yapılırken, bir yandan da özel yargının, seçilmiş milletvekillerinin tutukluluklarının devamına karar verirken, aslında hak ve hukuk dışı, en azından yasaların amaçlarının dışında yetki kullandığı halka ilan edilmiş olunuyor... Sonuçta özel yargı, hak-hukuk dışılığı bir biçimde tüm siyasi taraflarca da ilan edilmemiş olsa da kabul edilmiş, halkın oyunu, iradesini geçersiz saymanın ötesinde, ceza niteliğindeki yasa-hukukun, hakkın amaçlarının dışında ceza içerikli tutukluluklarda diretirse, siyaset Mecliste, yasalardaki açıkların, yeni sorunlar yaratılmadan giderilmesi için çözüm üretecek...

\n

AKP-CHP ortak metninde, seçim kampanyalarında da yer ve söz verilmiş anayasa değişiklikleri vurgulamasına öncelik verilse de, seçilmiş milletvekillerinin Meclise gelebilme formüllerinde uzun solukla anayasal değişikliklerden önce, kimi yasal değişiklikler gündeme gelebilecek. AKP-CHP pazarlıkları, uzlaşmasının perde arkası üzerine hemen polemikler öne çıkarılsa da, gerçek önceliklerin, uzlaşmanın içeriği herkesin mezhebine göre farklı yorumlanıp, farklı anlaşılacak. Değişmeyen bir gerçek, Başbakan Erdoğanın sorunlarda gerilimi tırmandırarak, hiç ödün vermediği kamuoyu vitrin görüntüsünü koruyarak çok farklı noktalarda uzlaşmaların yolundan hiç şaşmadığı...

\n

Seçim sürecinde şiddetle reddedilen Apo ile pazarlık, şimdi BDPlileri Meclise gelmeye çağıran bir anlaşma olarak karşımızda. CHPye Tıpış tıpış geleceklerçıkışı, ortada görünen bir anlaşma yokmuş izlenimi ile birlikte geçerli gibi. Oysa onay alınmış, AKPnin tarafı olduğu mutabakat metni, özel yargının hak-hukuk, yasaların amacı dışı, halkın oyunu yok sayan tutukluluğun devamı kararlarını eleştirmekle kalmıyor, yargı çözüm üretmezse Mecliste ortak çözüm aranmasını öngörüyor...

\n

***

\n

Doğrusu bu saatten sonra, siyaseten kimin kazandığı kimin kaybettiği hiç de önemli değil; dünyada benzeri görülmemiş gelişmelerle yaşananların bize öğrettikleri, bilinçaltımıza kazıdıkları önemli... Nereden bakarsak bakalım, AKPnin iktidarda yükselen oy oranına karşın, seçim sisteminin azizliği, antidemokratik sistemde direnilerek kendi bindiği dalın kesilmesi örneği gibi, son seçimlerde verilmiş oy oranları ile en sağlıklı orantılı Mecliste dağılım fiilen gerçekleşmiş bulunuyor. Çoğunluk AKP yandaşı medyatik yorumcular başta, yaşanan sıcak tartışmalarda birbirinin zıddı tezler savunulurken iki önemli gerçeğin o kadar çok altı çizildi ki, bilinçlerimize kazındı...

\n

Henüz seçilenlerin temsil edilemedikleri, yeni Meclisin siyasal partilere, toplumdaki güç dengelerine göre dağılımı hiç akla gelemeyecek ölçeklerde, ancak gerçek demokratik düzende kavuşulacak bir temsil gücünü gerçekleştirdi. Hani birileri halkımızın sağduyusu ile dengeleri kurduğunu söyler dururlar ya... Halkımızın tek tek oyları ile asla o güçte bir hesaplama, irade gösterme gücünün olabileceğine inanmak zorsa da, herkesin altını çizdiği gibi ilk sivil anayasanın hazırlanışı, demokratik uzlaşı için de çok dengeli bir parlamento ağırlığı doğmuş oldu.

\n

Her yeni seçime, demokrasidiye diye, giderek çok daha ağır kullanılan baskıcı liderlik iradesi, antidemokratik yapılanmada gidilen Türkiyede, özellikle çoğunluk, iktidar iradesi Mecliste milletvekilinin, gerçek milletin vekili olma özelliğini sıfırlamış, lidere biat etmek zorunda olan, ona göre parmak kaldıracak birey konumuna getirmişse de... İktidar gücünün kullanımının, yasama, yürütme, yargı bağımsızlığı aleyhine hız kazanan tırmanışında, son seçimlerde başkanlık sistemine gidiş, gücünü pekiştirme eğilimleri doğrultusunda da miletvekilleri listesinin oluşumu söz konusu iken.. yeni Meclis çalışmalarına geçilemeden ortaya çıkan büyük kriz bağlantılı Meclisin önemi, iradesi öylesine öne çıktı, anlam kazandı ki... Onay makamları olarak işletilmiş Cumhurbaşkanlığı, Meclis başkanlığı kurumları dahil, Meclis komisyonları otomatik, kendiliğinden yeniden işlevler kazanmış oldular.

\n

Bilindiği üzere medya demokrasisi düzeni içinde gerçekler değil, nasıl algılandıkları önemli... Başbakan Erdoğanınustalıkdöneminde Başbakanın söylemi ile, gelinen sonuç noktalar arasındaki çelişkiler öylesine boyutlu tırmanıyor ki... Libyaya NATO gücünü göndermeme konusundaki meydan okumanın ardından, İncirlikin NATO kumanda üssü olduğu, TSKnin silahlı Libya kuşatmasına gönderildiği iradenin çok ötesinde, Dışişleri Bakanımız muhalefet bölgesinde, kitlelere seslenen tek örneği yaratmış oluyor. Suriyede çıkılan yolda iktidarın çizdiği tablo gün gün biçim, taraf değiştiriyor, giderek daha boyutu mezhep çatışmalarına bulaşıklık örnekleri bir tek Suriyede yaşanmıyor. İslam dünyasında rol model oluşturulma projeleri ile birlikte bir o yana bir bu yana, mezhepler, aşiretler, cemaatler çatışmalarının içine çekilmemizin örnekleri artıyor...

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Bugün 23 Nisan... 23 Nisan 2024

Günün Köşe Yazıları