Yazarlar Günün Köşe Yazıları Spor Konuk Yaşam Tüm Yazarlar
Piyasa Demokrasisi (!)
Dünya ekonomik krizi, çıkışa ilişkin reçeteleri acılaştıkça, piyasalar düzeninin demokrasiye ilişkin çarpık bakışı daha bir açık, pervasız dillendirir oluyor... Piyasa düzeninin ekonomistleri, sistemin ağırlığını, kalitesini, gücünü sürekli aşağıya çektiği siyaset, iktidarların giderek daha sık değiştirilmesi, düzenin koşullarına, yeni dayatmalarına, çözüm reçetelerine uymada daha sadık, söz vermişlerin getirilmeleri, toplumlar için umut olarak pazarlanmalarının da yetmeyeceğini açıklıyorlar...
\nYunanistan ve İtalya’daki krizle bağlantılı iktidarların düşürülmesi, sırada İspanya, başka AB ülkelerinin lider ve partilerinin olması ile ilişkili son değerlendirmelerde, “yetmez” diye söze giren yorumcular, sosyal devlet düzeni üzerine kurulmuş Batı demokrasilerinin seçmen oyuna dayalı siyasetçileri, partilerinin sonunun geldiğini savlıyorlar. Sistemin ayakta kalabilmesi için kısa dönemli teknokratlar eline teslim edilmiş hükümetlerin alacakları önlemlerin, piyasalar düzeninin ünlü kavramı ile “reformlarının” yetersiz kalacağının altını çiziyorlar. Bir adım ileri, yoksul güney dünyasında, özünde krizlerin subabı, ayakta kalmasında önemli araç olan, ağırlıklı ırklar-dinler-mezhepler-aşiretler eksenindeki sıcak savaşların, harcamaların savaş ekonomisi eksenli canlandırmaları, paylaşım aktarımlarının da giderek büyüyen ekonomik kriz, boyutları için yeterli çözüm olamadığını vurguluyorlar...
\nYunanistan’a yapılan, yapılması öngörülen yardımların karşılığının, bir numaralı yardımsever ülke Almanya’ya, Türkiye ile sınır dalaşı yüzünden çok yüksek kalan askeri harcamalardan doğrudan ödemeleri olarak geri döneceği gerçeği satır arası haber olarak kalıyor. Almanya yardımın olmazsa olmaz koşulu olarak ortaya koyduğunda, Yunanistan’da iktidarın teknokratlara devredilmesi demokrasinin bir cilvesi gibi gerçekleşiveriyor... İtalya’da çok zengin, arkasında dev medya desteği ile en uzun soluklu iktidarda kalabilmiş Başbakan Erdoğan’ın da “kankası” Berlusconi istifa edince sokaklarda “kurtulduk” diye sevinç gösterileri düzenleniyor...
\n***
\nBizde çoğunluk dış politika yorumcuları, komşularla sıfır sorundan Suriye ile çok tehlikeli bir gerilim noktasına hızlı gelişin açıklamasını yapmakta zorlanırlarken Ortadoğu’da ABD’nin kendi askeri gücünü, ekonomisine maliyetini düşürme gerçeği çerçevesinde, “İran’a karşı İsrail, Suriye’ye karşı Türkiye... ” sloganını pervasız ortaya atanlar, dahası savunanlar var... Kimileri Türkiye’nin zengin kuzey dünyasının krizden çıkarılış reçeteleri kapsamında, komşuları ile dönüşü olmayın bir savaşa sürüklenmesinin bedelinin kaygısında, “Suriye’de Türk bayrağını, Atatürk posterlerini yakanlar, yırtanların zengin ülkelerin ajanları olmadığı ne malum?” sorgulamasını gündeme getiriyorlar. Türkiye’nin Arap Baharları sonrasında, yeni Osmanlıcılık sloganları, rol model olma düşleri ile bu ülkelerdeki iç savaşlar bataklığına sürüklenmesinin nasıl da geleceğimiz için yaşamsal tehdit oluşturacağının altını çiziyorlar...
\nLibya’da zengin kuzey dünyasının çıkarları adına NATO devreye sokularak Türkiye’nin içine sokulduğu rolün sonuçlarının Suriye için söz konusu olamayacağını, Suriye-Libya koşullarının farklılıkları ile çok çıplak mantıkla anlatmaya çalışıyorlar... Dahası Dışişleri bakanımızın çantasında taşıdığı Libya direnişçilerine nakit yardımlarının karşılığının bile en azından yakın tarihler için getirisinin olabileceği çok kuşkulu... Dün kimi televizyon kanallarının son Libya sokakları görüntüleri ile yansıttıkları, bu dünyanın en kaliteli petrolünün sahibi ülkede, toparlanmanın çok da kolay olamayacağının çok çıplak, acı kanıtları. Kaddafi’yi deviren aşiretler, güçler arasındaki yeni iktidarı oluşturabilme çıkar çatışmaları işin tuzu biberi. Sıradan bir çatışmada dün onlarca Libyalının öldürülmesi yeni kaosun iç karartan göstergesi...
\nZengin kuzey dünyası, daha doğrusu ABD eksenindeki Arap Birliği’nin, diktatörlük, insan hakları ihlalleri standartları Suriye’ye baskın çıkabilecek ülkelerinin, aldıkları üyeliğini askıya alma yolundaki yaptırım kararları, Türkiye’nin sürüklendiği kaosta nefes almasına yeterli olmuyor... Türkiye, dünün gelişmelerinde bile, Suriye’de siyasetin yönlendirdiği apaçık elçilik saldırılarında mağdur ancak Suriye’deki iç savaşta da taraf, bulaşık konumu ile medya gündemindeydi. Suriye’nin iç savaş direnişçilerini Türkiye’nin desteklediği suçlamalarını onaylar üslupta, Dışişleri bakanımızın Suriye muhalefetindeki organizatör rolü saklamayan ilişki açıklamaları düşündürücüydü. Arkasından gelebilecek gerilim, çatışmacı tırmanış daha da ürkütücü...
\nEkonominin her zaman geçerli paylaşım dengeleri değişimi, çıkar çatışmaları, sistemin krizleri süreçlerinde, derinlikli eş boyutta savaşlar kuralı; bir kez daha insan hakları, demokrasi kaygılarını umursamaz, çoğunluk için acımasız sonuçları kaçınılmaz çatışmaları körükleyen oyunların sahneye konulması ile işletiliyor...
\n\nYazarın Son Yazıları Tüm Yazıları
Günün Köşe Yazıları
Video Haberler
- Asgari ücret artarsa verimlilik artar
- Yankı Bağcıoğlu'ndan Suriye uyarısı:
- CHP'li Günaydın'dan Bakan Tekin'e tepki!
- Yeni Doğan çetesi davasında çarpıcı itiraflar
- Canlı tarih müzesi Hisart 10. yılında!
- Teğmenler Yüksek Disiplin Kurulu'na sevk ediliyor
- Tarihçi Yusuf Halaçoğlu'ndan şok iddialar
- TBMM'de 'Etki Ajanlığı' düzenlemesi tartışılacak: Amaç m
- Pera Palas'ta Atatürk Müze Odası
- İmamoğlu’ndan 10 Kasım paylaşımı!
En Çok Okunan Haberler
- Son anket: AKP eridi, fark kapanıyor
- Adliyede silahlı saldırı: Ölü ve yaralılar var!
- Ayşenur Arslan’ın Colani ile ilişkisi
- Serdar Ortaç: 'Ölmek istiyorum'
- Hatay’da yaşayan Alevi yurttaşlar kaygılı
- Köfteci Yusuf'tan gıda skandalı sonrası yeni hamle
- NATO Genel Sekreteri'nden tedirgin eden açıklama
- İBB'den 'Pınar Aydınlar' açıklaması: Tasvip etmiyoruz
- İmamoğlu'ndan 'Suriyeliler' açıklaması
- Edirne'de korkunç kaza