Bu olumsuzluklar  ve yetersizlikler, o ligin marka değerini aşağıya çeken temel etmenlerdir: Ligde haksız ve dengesiz rekabetin varlığı, futbol kalitesinin düşüklüğü, kulüplerin ve futbol otoritesinin uluslararası saygınlığının erozyona uğramış olması, yerli ve yabancı tüm oyunculara, teknik kadrolara karşı yükümlülüklerin zamanında yerine getirilmemesi, futbol paydaşlarına karşı sorumlu davranılmaması, futbol örgütlenmesinde şeffaflığın bulunmaması, ligde uluslararası mali suçlarla mücadeleyle ilgili kurum ve kuruluşlara karşı sorumlu hareket edilmemesi. Bunlar süreç içinde futbolun bağışıklık sistemini sarar; futbolun tüm kurumlarına ve aktörlerine metastas yapar. Zamanla sorunlar dağ gibi birikir ve futbol yapılanmamıza daha yıkıcı etki ederler. 

Futbol otoritesi varolan sorunlara uzun vadeli ve siyaset üstü bir yaklaşım göstermezse futbolumuzun da uluslararası saygınlığı, marka değeri düşer. Yoksa, sadece bir yumrukla futbolumuzun marka değeri yerlere inmez. Ama bu tür hareketler, biriken sorunların artık yönetilemediğinin bir göstergesidir. Hakem Halil Umut Meler’e atılan yumruk, futbolumuzun yapısal sorunlarının dışa vurumudur. Bardaktan taşan son damladır. Biriken sorunlara sağlıklı ve toplumun (futbolun) yararına çözümler getirilmezse sorun patolojik bir vaka olur, kansere dönüşür. Bu olumsuzluk yıllar itibariyle patlamak için güç toplar ve bir gün gelir patlar. Bu; bir hakeme yumruk olur, şike olur, teşvik olur, rüşvet olur, şiddet olur, futbol aracılığıyla karapara aklama olur, rezillik olur...

Futbol fena halde yaşama benzer. Futbol, bir toplumun sosyal yaşamının ve kültürünün yeşil sahalara yansımasıdır. Sokaktaki insan ne ise futbol yöneticiniz de kulüp başkanınız da odur. Çünkü, sokaktaki insan toplumun sosyal, ekonomik ve kültürel olarak ortalamasıdır. Bu sorunlardan kurtulabilmemizin yolu, sokaktaki insanın ortalamasını yükseltmekten geçiyor. Bu ise ancak sosyal faydayı öncelikleyen bir politik duruşla söz konusu olur. Oyunu güvenli ve güvenilir kılmak zorundayız. Oyunun aktörleri üzerinde siyasetin etkisini ortadan kaldırmalıyız. Şiddetin faillerini hiçbir ayrım yapmaksızın cezalandırmalıyız. Futbolumuza şiddeti değil; huzur ve barışı egemen kılmalıyız.