Ekonomik kriz, hayat pahalılığı, geçim sıkıntısı, gelecek kaygısı...

Kamu kaynaklarından beslenen azgın azınlığın dışında geniş kesimlerin yaşadığı yoksulluk, Cumhur İttifakı’nın güneş görmüş kar gibi erimesine neden oluyor...

Korona ile mücadelede gerçeğin halktan gizlenmesinin neden olduğu ağır tablo, vatandaş için giderek daha görünür oluyor.

Memleketin en büyük “partilerinden” birine dönüşen kararsızların oy oranı büyüyor.

*

Bin odalı Saray’ın hangi odalarında konuşulur bilinmez ama seçim senaryoları tek tek masaya yatırılıyor... Bana ulaşan son bilgi Erdoğan’ın kurmaylarının önümüzdeki yılın mart ayında bir erken seçim hazırlığını, alternatif olarak, tüm boyutları ile analiz ettiği yönünde...

Plana göre, parlamento ve Cumhurbaşkanlığı seçimi bir arada yapılarak başta ABD olmak üzere değişen dış dinamiklere, Erdoğan’ın 5 yıl daha Türkiye’nin başında olduğu mesajı verilecek...

İçeride ise yeni partiler kök salmadan, kararsızların oyları ağırlıklı olarak Millet İttifakı’na kaymadan, erken seçimle yeniden iktidar olunacak...

Oysa mesele sadece doğru zamanı yakalamak değil... Bir başka büyük sorun daha var...

Seçimler 2023’te, yani zamanında yapılırsa, anayasaya göre Erdoğan yeniden Cumhurbaşkanı adayı olamıyor. Anayasanın 101. maddesi Cumhurbaşkanının iki kez seçilmesine izin veriyor. Erdoğan’ın ikinci ve son dönemi...

Bazı hukukçular Meclis’in erken seçim kararı almasının Erdoğan’a yeniden aday olma hakkı kazandıracağını söylüyorlar... Yani Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı dönemini, erken seçim nedeni ile zamanında tamamlayamadığı için görev süresi yeniden uzatılabilir diyorlar...

Ancak muhalefet destek vermezse, Cumhur İttifakı’nın Meclis’teki oy sayısı erken seçim kararına yetmiyor! Yani Erdoğan’ın yeniden seçilmesine olanak sağlayacak erken seçim için, muhalefet partilerinin oyuna ihtiyaç var.

Erdoğan, anayasaya göre en fazla 2023’e kadar Cumhurbaşkanı kalabiliyor. Meclisi feshedip erken seçime gitmeyi tercih ederse, hukuken yeniden aday olması mümkün değil...

*

İYİ Partili Aytun Çıray, Erdoğan’ın seçilme süresini ilk kez gündeme taşıyan siyasetçi olmuştu.

Saray’ın önünde çıkmaz sokaklar var...

Mart ayında halkın önüne sandık koymak için, o sandığa muhalefet partilerinin destek vermesi gerekiyor...

Ne dersiniz? Muhalefet içinde bu oyuna gelen olur mu?

7 yaşındaki Cumhuriyetin esnafı!

İktidar, pandeminin de etkisi ile yoksulluk sınırına gerileyen esnafa “destek paketi” açıkladı.

3 ay için toplam 5 milyar TL yardım yapılacak. 

Bu rakamı, yandaş müteahhitlere bu yıl ödenecek olan 31 milyar TL ile kıyaslayın.

Bir tarafta 2 milyona yakın esnaf, diğer yanda iki elin parmağı kadar yandaş şirketler...

Saray’ın esnafa nasıl baktığının açık göstergesi değil mi?

*

Her konuşmasında Cumhuriyetin ilk dönemlerini hedef alan, haksız ve ağır eleştirilerde bulunan Erdoğan’a yanıt, CHP Muğla Milletvekili Süleyman Girgin’den geldi.

Esnafa yapılan “yardımla” ilgili açıklama yapan Girgin, 1930 yılında esnafı koruyan kanunu ibret belgesi olarak gösterdi.

Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun, 76. ve 83. maddeleri özetle; “olası bir salgında iş yapamaz hale gelecek, karantinaya alınacak esnafın, ailesi ile birlikte tüm ihtiyaçları devletçe karşılanır...” diye yazıyor!

Düşünün, dünya 1929 Ekonomik Buhranı ile kavrulurken, savaşlardan yeni çıkmış yoksul bir ulusun lideri kısa zamanda ekonomik mucizeye de imza atıyor ve Cumhuriyetin 7. yılında, esnafı salgın hastalıklara karşı koruyan bu kanunu çıkarabiliyor...

Yıl 2020... Olağanüstü ekonomik imkânlarına rağmen memleketi çölleştiren AKP iktidarı, esnafa çay kaşığı ile destek oluyor.

Türkiye’de iktidarı belirleyen esnafın şapkasını önüne koyup düşünme, karar verme, aydınlanma zamanı...