Turgay Fişekçi
Turgay Fişekçi turgay@fisekci.com Son Yazısı / Tüm Yazıları

Krizdeki Yunanistan'dan İzlenimler

04 Nisan 2012 Çarşamba
\n

\n

Yunanistanı on gün arayla doğudan batıya ve tersi yönde iki kez geçtim. Her gün basında bu ülkeyle ilgili yazılanları, söylenenleri izledikçe çökmüş, bitmiş bir ülke görünümüyle karşılaşacağımı umuyordum, öyle bulmadım.

\n

Kriz dönemlerinin mutsuz insanları yoktu, sınırdan sonraki ilk yerleşim Dedeağaçta. Sahil lokantaları cuma gününün öğle saatlerinde yiyip içerek neşeli sohbetlere dalmış insanlarla doluydu. Benzer zorlu kış koşullarından sonra bizim İpsala sınırına uzanan duble yolun delik deşik olmasına karşın, Meriçin öte yanındaki otoyol sorunsuzdu.

\n

Geçen yıllarda bu yolun Adriyatik Denizi kıyısına dek tamamlanmasıyla TIR taşımacılığı için önemli bir kanal açılmış oldu. Yalnız Türk ve Yunan kamyonları değil, Bulgar, Makedon vb. Balkan ülkelerinin araçları da aynı yolu kullanarak yolun bitimindeki Igoumenitsa Limanından bindikleri gemilerle İtalyaya ulaşıyorlar. Yakın yıllarda yapılan yeni liman yeterli genişlikte olmasına karşın, geleceğin gereksinimleri düşünülerek daha da büyütülüyor.

\n

***

\n

Yunanistan, kültür hayatımızda Kavafis, Ritsos, Seferis, Elitis gibi şairleri, Theodorakis, Hacidakis, Haris Aleksiu gibi müzikçileri, Angelopoulos gibi sinemacıları ile geniş yer tutar. Kendi sanatçılarımız kadar severiz bu ülke sanatçılarını.

\n

Bir ülkeyi tanımlayacak temel niteliklerden biridir kültürel yapı. Bütün diller kadar güzel bir dili, iki bin yılı aşkın bir kültürel geleneği olan bir ulusa ne olabilir ki? Kültür ve gelenekleri yaşatır ulusları, kasalarının dolu ya da boş olması değil.

\n

Bugünkü Yunanistan, önce İkinci Dünya Savaşı sonrası yaşadığı kanlı iç savaşın büyük acıları, ardından Albaylar Cuntasının baskı dönemi üzerinde kuruldu. Avrupa Birliği üyeliği ile çağdaş bir refah toplumuna dönüştü. Bu refah toplumunun en çarpıcı yanı, refah düzeyinin toplumun geniş kesimlerine yayılabilmiş olmasıydı. Neredeyse yoksulluğa rastlanmayan bir toplum.

\n

Yunanistan toplumu bugün tembel olmakla, sanayi kuruluşları yaratamamış olmakla suçlanıyor. Sanayinin kirliliğine bulaşmadan havası, suyu, toprağı temiz bir refah toplumu yaratılabilmişse sevinmek gerekir.

\n

Selanikte oturduğum bir kahvede, ülkenin bu denli borçlu olmasının ardındaki temel nedeni de öğrendim. Yunanistanın yıllar içinde en büyük sorunu yolsuzluklar olmuş. Alınan krediler, fonlar, büyük ölçüde kişisel çıkarlar için kullanılmış. Türlü yatırım projeleri için alınan paralar, kimi ellerde buharlaşmış. Yurtdışı bankalardaki gizli hesaplara akmış.

\n

Gizli hesaplar ortaya çıkarılıp bu hesaplardaki servetlere nereden buldun sorgusu yapılsa, borçlarının büyük bölümünden kurtulabilirmiş ülke. Bu da kahve insanlarının yaklaşımı.

\n

***

\n

Krizdeki bir ülkede her şey durur diye düşünüyor insan. Yunanistanda hayat kendi olağanlığı içinde sürüyor. Selanik kordonundaki kahveler, lokantalar cıvıl cıvıl gençlerle dolu. Bahar mevsiminde köylüler topraklarında çalışıyor. Vardar Ovasındaki meyve bahçeleri al, pembe, beyaz çiçekler içinde. Gemiler bir limandan ötekine zamanında gelip gidiyor.

\n

Sonunda, e yani ne olmuş derseniz, krizdeki Yunanistanda bizimkilerden çok yüksek olan ücretler düşürülüp bizimkinden çok düşük olan benzin fiyatları da arttırılarak bizimkilere yaklaşmış. Ama halkın kültürel bir geleneğe dönüşmüş günlük yaşama biçiminde belirgin bir değişiklik olmamış.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Yüz Yıl Önce Balkanlar 26 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları