Ülkü Tamer

Sanatçı Denilince...

13 Ağustos 2011 Cumartesi
\n

\n

Çocukluğumuzda, ilk gençliğimizde, 1940, 50’li yıllarda Safiye Ayla bir şarkıcıydı. Müzeyyen Senar, Hamiyet Yüceses de şarkıcılardı. Şarkıcı”, bir küçümseme sözü değildi. O kişinin yaptığı işi belirtiyordu. Şairler, yazarlar bile anılırken sanatçıpek kullanılmazdı. Şair Yahya Kemal, muharrir Reşat Nuri denilirdi genellikle.\n

\n

Sanatçıya da o yıllarda kullanılan biçimiyle sanatkâr, beraberinde bir niteliki de getiriyordu. Söz gelimi, Yakup Kadri sanatkârdı; Muazzez Tahsin ise muharrirlikten öteye gidememişti.\n

\n

Cumhuriyet Bayramı törenlerinde, bakırcılar, dülgerler, köşkerler, dokumacılar geçit yaparken Sanatsız kalan bir milletin hayat damarlarından biri kopmuş demektiryazısını da taşırlardı. “Sanatla zanaatin karıştırıldığını konuşurduk gülerek.\n

\n

Yine de, bakırcılar çarşısında düz bakırı tık-tık-tık döverek ona olağanüstü güzel biçimler veren bir usta için sanatkâr adamsözünü kullanmaktan da kaçınmazdık.\n

\n

Dediğim gibi,sanat”, üstün niteliği belirtiyordu.\n

\n

***\n

\n

Bana kalırsa, sanatçı sözü üstün nitelikten çok yaratıcılıkla ilgili. Bir yapıt yaratıp ortaya koyuyorsanız, sanatçısınız. Kimine göre iyi, kimine göre kötü sanatçı olabilirsiniz. Ama sanatçısınız.\n

\n

Ama şimdi herkes sanatçı. Şarkıcısından mankenine kadar.\n

\n

Şarkıcı dedim... Müzikten örnek vereyim.\n

\n

Bir şarkı besteliyorsanız sanatçısınız bence. O besteye söz yazıyorsanız da sanatçısınız. Ama o şarkıyı yorumluyorsanız şarkıcısınız.\n

\n

Sadettin Kaynak sanatçıydı. Onun yapıtını seslendiren Bülent Ersoy ise şarkıcı.\n

\n

Münir Nurettin SelçukDönülmez Akşamın Ufkundayızı bestelerken sanatçıydı. O şarkıyı söylerken ise şarkıcı.\n

\n

Günümüzde birbiri peşi sıra üretilen, üç ayda unutulup giden sıradan pop şarkıların bestecileri? Onlar da sanatçı. Kötü sanatçı, ama sanatçı.\n

\n

Bu, belki sanatsözünün ulviliğini ortadan kaldırıyor. Ama gerçek bu.\n

\n

***\n

\n

Aslında sanatı ulvilikten çok, sorumlulukla bağdaştırıyorum ben. Sanat dallarında her yaratıcının sanatçısayılmasını da pek içime sindiremiyorum. Söz gelimi, Yaşar Kemal gibi has bir sanatçının, uyduruk best-sellerler karalayan, anlattığının değil, kullandığı dilin bile sorumluluğunu önemsemeyen herhangi bir gençle aynı sıfatı taşımasını benimseyemiyorum.\n

\n

Ama söyledim ya, gerçek böyle.\n

\n

İçimi rahatlatan, Yaşar Kemalin yüzyıl sonra bile okunacağı, geleceğe pırıltılar saçacağı, herhangi bir gençin ise kısa sürede unutulup gitmişler arasında yerini alacağı...\n

\n

Müzikte öyle değil mi? Bachın döneminde kimbilir kaç besteci ortalığı kasıp kavuruyordu... Hangisi kaldı günümüze? \n

\n

***\n

\n

Türkiye’de sanatçı denilince akla ilk gelenşarkıcıoluyor ya, sözü bir şarkıcıya, Woody Guthrieye verip aradan çekileyim:\n

\n

Sana artık bir işe yaramadığını anlatan şarkılardan tiksiniyorum. Dünyaya yitirmek için geldiğini söyleyen şarkılardan tiksiniyorum. Yitirmek. İşe yaramamak. Beş para etmemek. Neden? Çok yaşlısın, çok gençsin, çok şişmansın, çok zayıfsın, çok çirkinsin, ondan. Seni yıkan, seninle dalga geçen şarkılar... Son soluğuma, kanımın son damlasına kadar bu tür şarkılarla savaşacağım... Bu dünyanın senin dünyan olduğunu, seni yerden yere vursalar bile ayakta kalabileceğini kanıtlayan şarkılar söyleyeceğim. Kendinle, işinle onur duymanı sağlayan şarkılar. Senin gibi insanları anlatan şarkılar.

\n\n


Yazarın Son Yazıları Tüm Yazıları

Notlar... 5 Ocak 2013
Yoksul Köylü 29 Aralık 2012

Günün Köşe Yazıları